Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Ekim 2015

OLACAK O KADAR

Ne kadar çok bahsediyoruz değil mi birlik ve beraberlikten. Tabi ki herkes için geçerli değil bu. Birliği, beraberliği ağzına almayanlar ve sürekli bir kaos ortamı oluşturmak için sürekli eylem çağrısı yapanlar hariç.

Görüyoruz canlı canlı. Amacı ülke birliğini bozmak olanlar, tüm yaşananlara inat olsun diyerek ve hedef şaşırtarak eylem çağrısı yapmaya devam ediyorlar. İnsanları sokağa çağırarak kan dökmek için fırsat kolluyorlar. Bunları alkışlayanlar, montaj haberlerle akılları karıştırmaya devam edenler ve teröre destek verenler meydanlarda arz-ı endam etmeye devam ediyor.

Öyle bir hal aldı ki yaşananlar, özellikle sosyal medyanın marifetiyle kafalar sağlıklı işlemez oldu. Herkes kendi tarafına çektiği için olan biteni kimin neye inanacağını da anlamak mümkün değil. Mutlak hakikat yok, kabul edilir değerler geçerliliğini yitirdi.

Hiç ummadığınız kişilerden, gruplardan öyle açıklamalar geliyor ki kulaklarınıza, gözlerinize inanamıyorsunuz. Bir zamanlar hoşgörüyü, uhuvveti ağzından düşürmeyenlerin terör yandaşlarıyla kol kola pozlar vermesine alıştı aklı selim olanlar. Fakat bakıyorsunuz yaşananlara ve söylenenlere, bütün bunlar işine gelmeyenler çark etme hünerini gösteriyorlar.

Gazetelerin manşetlerine bakın. Kimin neye hizmet ettiğini çok iyi anlayabilirsiniz. Ülkenin cumhurbaşkanı için katil deme küstahlığını gösterenlerin, hedef şaşırtmaya çalışanların kurdukları oyunları elbet her şeyin en doğrusunu bilen biliyor.

Ankara'da patlatılan bombanın iktidara ya da cumhurbaşkanına ne gibi faydası olabilir ki? Biraz akıl ve izan ile düşünenler bile bu türden haberlere tenezzül etmemeli. Bu ülkede kimlerin terörden beslendiğini herkes bilir ama gizli hesaplarını açık etmemek için bilmemezlikten gelerek hedef şaşırtmaya devam ederler.

Yaşananları bir ülke meselesi olarak görerek hareket etmekte fayda var. Açık etkilerden kendini sakınarak, küçük hesapları bırakmanın vaktidir. Kimin nerede durduğunu anlamanın çok zor olduğu bir zamanda ülkesi için çalışanları bir kenara ayırarak yapmalıyız bütün değerlendirmelerimizi.

***

Hafızaların son derece sağlam olması gerek. Yapılanları, söylenenleri unutacak vakit değil. Değerine sahip çıkanlarla bu ülkenin değerlerine saldıranları unutmamalıyız. Olacak o kadar diyerek yıllarca olup bitene kendi penceresinden bakan Levent Kırca ölünce yine bir sürü yorum yapıldı. Şunu unutmamak gerek. Kırca'nın vasiyetine sadık kalınmalıydı ve cenaze namazı kıldırılmamalıydı. Çünkü o her fırsatta cenaze namazı istemediğini, arkasından kimsenin dua etmesini beklemediğini söylüyordu.

Kanser olduğu ortaya çıktığında bunu da Ak Parti'ye bağlayan manşetler bile atmıştı malum medya. Şimdi arkasından söylenen onca söze karşı çıkanlara sormak gerek; Levent Kırca cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanının ailesine hakaretler ederken, ağza alınmayacak küfürler savururken, başörtülülerle alay ederken neden bunların yanlış olduğunu söylemediniz?

Olacak o kadar. Unutanlar olsa da hafızasına sahip çıkanlar kimin nerede ne dediğini unutmuyor. Burada şu noktaya da dikkat etmek gerek. Önemli olan kişinin en son hangi fikirde olduğudur. Bazen 10 yıl önce konuştuklarıyla kişileri vurmaya, yaftalamaya çalışanlar oluyor. Benim söylemek istediğim bu değil. En son ne dedi, hangi fikirde diye bakmak gerek. Kendini yenileyenlere, yeni fikirlere açık olarak düşüncesinde yeni açılımlar sağlayanlara sözüm yok.

Levent Kırca ölüm döşeğinde bile aynı arzu ve isteğini dile getirdi. Bana dua etmeyin, kimsenin duasına ihtiyacım yok dedi. Son anlarında bile içindeki kini dindiremedi Kırca. Yaşarken söylediği sözlere sessiz kalanlar şimdi onun hakkında yapılan haberlere tepki gösteriyorlar. Bu da yaman bir çelişki olarak kayıtlara geçiyor. Konuşulacak zamanda konuşmak gerek.

***

Hassas dönemlerden geçiyoruz sözü artık çok da geçerli değil. Bizim her dönemimiz hassas. İyi haberlere her zaman ihtiyacımız var. Türkiye-İzlanda maçını bile ülkenin huzuru için istedi herkes. Kazanılan maç ile gözyaşlarına boğulan futbolcular ve izleyiciler sadece bir galibiyet için sevinmedi. Bu millet birlik ve beraberliğini sağlayan her türlü etkinlikte kenetlenmesini bilir. Yeter ki bu topraklarda yaşayanlar hainlik edip de huzurumuzu bozmak istemesinler.