Dolar (USD)
32.19
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2506.00
BIST 100
10895.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Ekim 2012

Olmuyor Sayın Gandi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Gandi benzetmesini Candaş medya yapmıştı. Baykal'a yapılan kaset komplosunun ardından CHP medyasının kendisine yakıştırdığı lakaptı bu!

Hani CHP'ye Genel Başkan olup olmayacağı sorulduğunda kesinlikle düşünmediğini söyleyip iki saat sonra da Genel Başkan adaylığını ilan etmişti ya.

İşte o günlerde CHP medyası, efsane Hindu lider Mahatma Gandi ile fiziksel benzerliğinden bahsederek Kılıçdaroğlu'na Gandi lakabını takmıştı.

***

Ama bu Gandi'nin hiç de orijinaliyle alakası yok tabi. Gerçek Gandi, üzerine güneş batmayan İngiliz İmparatorluğunu bir keçi ile dize getirerek siyaset literatürüne sivil ve pasif direniş kavramını hediye etmiştir.

Keçinin sütünü içip, yününü eğirip hırka yaparak İngiliz namerdine muhtaç olmadan İmparatorluğu paçavraya çeviren tevazu abidesi bir liderdi Gandi.

***

Ama CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yani yerli "Sayın Gandi" öyle mi? Mesela son grup toplantısında ağzını iyice bozdu. Dikkat ederseniz, hakaret, aşağılama filan değil Sayın Gandi, işi alenen galiz sövgü çukuruna çekiyor.

Kılıçdaroğlu, Başbakan'a "Şam babası", Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na da "En ileri geri zekalı" diye hakaret etti. "Sayın Gandi" daha önce Başbakan'a yönelik kullandığı "Vatana ihanet" sözcüğünü de bu kez sağ olsun TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e uygun gördü(!)

Hele CHP'lilerin Suriye Tezkeresi'nin "Blöf" olduğunu filan söylemeleri tam komedi. Blöf olsa bile bir parti kendi ülkesinin elini açık edecek böyle bir açıklama yapar mı?

***

Kılıçdaroğlu'nun bu "siyaset tarzı", partisine ve kendisine nasıl geri dönüyor merak ediyor insan.

Seçim arifesinde danışmanlarının dolmuşuna binerek, karizması altında ezildiği Başbakan için "Aşağılayıcı tavır takınmasının" iyi olacağının kulağına fısıldandığı iddia edilmişti. Sadece o şekilde karizma çizileceğini sanıp seçim otobüsünde "Anau2026" diye başlayıp sövgünün devamını getirmekten kendini zor tutmuştu.

Kamplaşma üzerinden tabanı tahkim etme olarak yorumlanabilecek bu taktik tüm partilerde vardı diye Gandi'ninki de kronik değil geçici sanmıştık.

Ama bugün anlıyoruz ki, CHP'de söyleyecek kelam, üretecek siyaset, ortaya konacak proje olmadığı için sadece hakaretin arkasına sığınılıyor.

Gandi'nin aşağılama ve hakaretinin yetersiz kaldığı hissedilirse de devreye Kamer Genç kontenjanından Muharrem İnce giriyor.

***

CHP gibi, "muhalefetin" değil, "Tayyip düşmanlığı"nın kalesi olan CHP medyası da aynı dili kullanıyor.

Seçimler öncesinde iki zıddın karşıtlığı perspektifi anlamına gelen dualistik bir hesap vardı.

Ama burada "AK Parti ve Erdoğan'a sürekli hakaret" formatında, ince bir taktik hesabı güdülüyor.

Bu siyaset tarzı, daha stratejik bir arka plana sahip ancak yanlış bir taktik!

Seçimle, darbeyle, medyayla, yargıyla, terörle, parti kapatmayla iktidardan düşüremedikleri AK Parti'yi ve Erdoğan'ı, imaj kaybıyla düşürmek istiyorlar.

Israrla Başbakan'ı, öfkesini kontrol edemeyen, hırçın bir üslubu olan, sinirine yenilmiş biriymiş gibi göstermek için yapılıyor.

Candaş medyanın da CHP'nin de aynı üslubu takınması Başbakan'ı, sürekli "kibir" aleyhine retorik geliştirmeye, kendini savunmaya mecbur hissettiriyor.

Başbakan kefenden, ölümden, dünyanın geçiciliğinden dem vurdukça CHP ve medyası, Başbakan'la kavgayı kişiselleştirerek haysiyet tacizinde bulunuyor.

***

Suriye'den teröre, demokratikleşme çalışmalarından ekonomiye kadar sürüyle problemle hemhal olan, 2071 yılını vizyon alarak çözüm üretmeye çalışan Başbakan Tayyip Erdoğan, bu kadar yoğun gündem içinde bir de bu ağır tahrik ve tacizle mücadele ediyor.

CHP'nin ve liderinin bu taktiği devlet adamı sorumluluğuna uygun değil. Toplumsal altüst oluşlar yaşadığımız 80 öncesini hatırlatıyor.

Başbakan Erdoğan'ın "Reis Bey" gibi yaklaşarak bu oyunu açığa düşürmesi şart.

Çünkü sırtında yumurta küfesi olan, milletin ve ümmetin umut bağladığı isim Kılıçdaroğlu değilu2026

NOT: Bütün bu hengamede sağduyu içinde, "Keşke 30 yıldır bölgedeki tüm bürokratlar aynı dili konuşsaydı da böyle olmasaydı" diyeceğimiz Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven gibi isimler ise maalesef "Ortak hedef" haline gelebiliyor. Yıllardır bölgede benzer hassasiyetlere sahip bürokratlar olsaydı, iş buralara gelmezdi belki. Konuşmaktan ziyade böyle güzel hareketleri sahada görmek temennisiyleu2026

 
TDV kurban