Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2435.94
BIST 100
10213.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Kasım 2013

Ömer Lütfi Mete'yi anmak

18 Kasım 2009... 59 yaşında bir ustayı kaybetmiştik... Ömer Lütfi Mete abimizi... Pazartesi gecesi, TRT'de onu anlatan bir program vardı. Gecenin ilerleyen saatinde olmasına rağmen Ömer abi için hazırlanan bu ÖZEL programı izlemek için TV'nin karşısına geçtim...

Harikaydı... Mehmet Ali Bulut, Hasan Kaçan, Şeref Oğuz, Nazif Okumuş, Halit Kakınç, Necati Şaşmaz (Polat Alemdar), Yönetmen İsmail Güneş, Yönetmen Osman Sınav; Ömer Lütfi Mete'yle ilgili düşüncelerini, hatıralarını anlattı. Onun manevi ve edebi kimliğinin çerçevesini çizdiler.

Akif, gitarını konuşturdu

Programda bir de sürprize rastladım... Kurtlar Vadisi Pusu'daki Akif'in; Ömer abinin oğlu olduğunu biliyorduk ama musiki yönünün olduğunu bilmiyorduk. Ali Buhara Mete, babasının şiirlerinden birini, kendi bestelediği ritimle, gitar eşliğinde söyledi.

Hasan Kaçan ağlıyordu

Dostları onu anlatırken çok duygulandı... Hasan Kaçan, Ömer abinin bir babalar günü için çocuklarına yazdığı notları okurken ağlıyordu sanki...

Hakikaten Ömer Lütfi Mete abi, bu zamanın derinlikli insanlarından biriydi. Gazeteciliğinin yanı sıra, imanu00ee yönü, tasavvufu00ee yönü, itikadu00ee yönü ve hatta tefsir yönü de çok güçlüydü...

28 Şubat döneminde bile onun tefsire kadar giden sohbetlerini kaçırmamaya özen gösteren biri olarak diyebilirim ki; Ömer Abi'nin, ayetlerin manalarını anlatırken yaptığı tahlilleri herkes yapamaz... Onun ayrı bir feraseti vardı bu konuda... Olayların perde arkasını herkesten farklı düşünür ve haklı olduğunu da ikna ederdi.

İyi bir sporseverdi

Şiir, roman, senaryo alanında eserler verdi. Onun bir de futbol sevgisi vardı. Çok iyi bir G.Saraylı idi... Takımı kazanırken hakkıyla kazanmasını isterdi. Haksız bir penaltı veya yanlış bir hakem kararıyla kazanılan maçları içine sindiremezdi. Onunla sık sık Ali Sami Yen'de maç izlerdik... O dönemlerde tribünlerde sigara içmek serbestti. Rahmetli de sigara içerdi ama içtiğini göstermekten sakınırdı.... Maç sıkkın bir duruma geldiğinde birer sigara yakardık. O, avucunun içine alır öyle içerdi... "Herkes görmesin Süleyman" derdi bana usulca...

Yörünge günlerimiz

Ömer Abi'yle Yörünge Dergisi'nde çalıştık bir süre... O, politik hayata dair tahlillerinin yanı sıra spor yazıları da kaleme alırdı... Nasıl ki siyaseti yorumlama biçimi farklıysa, sporu yorumlama biçimi de çok farklıydı... Bir kere, yazısını öyle, yabancı kelimelerle, felsefik terimlerle süslemezdi. Gayet sade ve anlaşılır yazmaya gayret ederdi... Bu yönünü de ayrıca çok severdim. Çünkü ben de "ağdalı, şaşalı yazıyor" dedirtmekten hiz hazzetmem... Tıpkı Ömer abi gibi yazılarımda, yabancı kelimeler kullanmamaya çok dikkat ederim... Benim yazımı, tıpkı Ömer Abi'nin yazıları gibi ilkokul çağındaki bir çocuktan hiç okuma fırsatı bulamamış 80 yaşındaki dedeler de anlasın isterim... Ömer Abi de öyle isterdi...

Özlüyoruz seni be Ömer Abi... Sana doyamadan göçüp gittin buralardan... Ama unutulmazlar bıraktın... Deliyürek'teki Kuşçu, Kurtlar Vadisi'ndeki Ömer Baba karakterleri... Ve tabii ki şiirlerin, romanların, kitapların...

Seni unutmayacağız Ömer abi...

Ruhun şad olsun...