Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2392.13
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Ömrümüz Olsun Sana Ömür!

Cem Bey’in ıstırabı tarif edilemez raddeye ulaşmıştı. Hastalığın etkisinden midir yoksa hayata olan bağlılığından pek bilinmez. Gündüzün ortasında dahi sayıklamaya başlamıştı.

— Ömür, kelimelerden oluşan anlamlı bir metindir. Yaşanmışsa kıymetlidir. Fırsat verilse çoğu yeri değiştirilmek istenir. Bence bir daha tashihi mümkün olmayan bir metindir yaşanmış ömürler ve tamamlanmış hayatlar. Tamamlanmamış metinler de vardır. Tamamlanması arzu edilmeyen ömürler gibi. Deli Dumrul ile Azrail’in hikayesi bunu tarihin sayfalarına hüzün ve elem dolu kelimelerle kaydeder.

Hastalığı çok ilerlemişti Cem Bey’in. Hastane koridorlarında dolaşmak yetmişti canına gayri. Müsaade aldı doktorlarından. Ve uzaklaştı oradan. Dalmıştı yaşamın yaşanmayan güzelliklerine ki rast geldi sağlıklı yaşlı bir çifte. Soluk benzi ve hüzünlü çehresiyle önce selam verdi. Sonra birkaç kelam etti.

— Allah sağlıklı ve huzurlu ömürler versin. Maşallah. Yaşınıza rağmen hâlâ sıhhatli görünüyorsunuz. Bizler de sizler kadar şanslı olabilecek miyiz? En iyisini Allah bilir. Lütfen bana dua ediniz. Bu elim dertten kurtuluvereyim.

Edep ve hürmetle ellerinden öptüm. Oturmam gereken yere geçtim. Söylenecek ve yaşanmışlığın hazzını alacak bir beklemeye koyuldum. Biraz süzülmüş ve olanlara üzülmüştüm. Çünkü bu genç halime rağmen onlar kadar hayat dolu değildim. Iskaladığım ömür karelerine hayıflanmaya başladım. Onların mazilerine dalacaktım ki bir ses etti beni bu halimden.

— Evladım! Allah kalan ömrümüzü ömrüne katsın. Sana gelecek hastalıklar ve musibetler bize gelsin. Ömrün ömrümüzle uzun olsun. Sağlıklı ve huzurlu hayat bulasın inşallah. Biz yaşadık yaşayacaklarımızı. Allah elden ayaktan etmesin. Üç günümüz yatakta geçsin dördüncü günümüz de toprakta. Namerde muhtaç olmadan hüsn ü hatime isteriz. Çok üzüldük haline. Umarım duamız kabul olur bu ihtiyar halimizle.

Çok duygulanmıştım. Asıl onların huzur ve sıhhatle yaşamasının cemiyetin zembereği olduğunu söyledim. Hâlâ tamamlanmamış sayfalarının ve yazılmamış kelimelerinin olduklarını ifade ettim. Ama onlar ısrarla tamamlanmış sayfalarına kanaat ettiklerini söylediler. Metinlerini oluşturan kelimelerin kafi geldiğini deyip içten dualarını yapıverdiler. Gönlüm buruk bir şekilde oradan ayrıldım. Ömürlerinin sıhhat ve imanla tamamlanmasına temennada bulundum.

Sonra hayatla iç içe olan başka bir gruba denk geldim. Selam verdim. Aralarına aldılar. Beni yabancı saymadılar. Konuşma hakkı da verdiler.

— Bir mefkureniz var gibi tartışıyorsunuz. Radikal kararlar alıyorsunuz. Hatta aşırıya gidiyorsunuz sanki. Bu yaptıklarınız doğru mu dedim.

Önce bana uzaktan bir bakış attılar. Sonra oturacağım yeri gösterdiler. Artık babayani tavrımın geçmediğini anladım. Gösterdikleri yere oturdum. Söyleyeceklerini dinlemeye koyuldum. İçlerinden birisi ayağa kalktı. Öz güven patlamasıyla konuşmaya başladı. Kalıbı büyük görünüyordu. Ama konuşmaları kalbinin hâlâ ümitle dolu olduğunu gösteriyordu. Bir lider edasıyla başladı konuşmaya. Ardından iştirak etti diğerleri.

— Arkadaşlar biz dünyayı değiştirecek neslin temsilcileriyiz. Lakin eski nesil kadar şanslı değiliz. Onlar yokluğun sıkıntısıyla mefkure adamı oldular. Bizler varlığın sıkıntısıyla ne yapacağımızı bilmiyoruz. Artık gelecek neslin kapısını açalım gayretimizle. Yoksa insanlık medeniyeti son bulacak. Hedefine ulaşmayan gençlikten ne olacak. Yaşadık ve yaşıyoruz hayatın her türlü lezzetini. Artık deve kuşu olmaktan çıkmalıyız emi. Gençlik akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür akıbeti görmez. Öyleyse bu mütevazi efendiye kulak verelim. Ömrümüz ömrü olsun. Ardından gidelim.

Büyük bir alkış koptu bu konuşmanın ardından. Ama ben hem utanmıştım hem de üzülmüştüm bu iltifattan. Müsaade isteyip ayağa kalktım. Gençlerin bu milletin umudu olduğunu söyledim.

— Ben yanarken ateşim ışığınız olsun. Mutlak hakikati aramada Allah yardımcınız olsun. Asıl benim ömrüm bereketlendirsin ömrünüzü. Karanlık dehlizlerden kurtulmanın hikayesi gençlik idealiniz olsun. İstese yaradan verir hepimizin ömrüne bereket. Yeter ki sizler bu aşk u gayretle devam edin.

Bitkin ve yorgun ama heyecanlı ve umutlu bir şekilde oradan da ayrılmıştım. Kimsecikler artık görmez beni ben de görmeyeyim kimsecikleri dedim. Yoluma devam edip tam evime gelecektim ki bir gruba daha rastladım. Onların masumiyeti karşısında donup kaldım. Hayretimden ilgisiz kalamadım. Onlara da selam verdim.

Dünyanın bütün çirkinliklerinden habersizmiş gibi oynuyorlardı oyunlarını. Beni gördüler, yanıma geldiler. Elimden tutup onları izlememi istediler. Kıramadım hatırlarını. Söyleyemezdim hasta olduğumu. Gösterdikleri yere çömeldim. Oyunlarını seyre daldım.

— Lütfen bana ver.

— Ama geçemedin onu.

— Buraya gönder onu.

— Koş getir onu.

— Beybaba sen de oynamak ister misin bizimle. Üzgün görünüyorsun. Ne oldu size böyle? Sizde eksik olan nedir. Biz verelim varsa bizde. İşte alınız bunu. Koklayınız ve cebinize koyunuz onu. Belki size enerji verir. Yüzünüzdeki sararma gider, biraz can gelir.

Onlar dalmıştı oyuna. Ben de artık varmalıydım evime. Usulca yanlarından ayrıldım. Ellerimi salladım. Onaylarını aldım. Bütün masumiyetleriyle devam ettiler oyuna. Koroca ömrümüz ömrünüz olsun beybaba dediler.

Yaşanmış ömrümdü benim.

Biçilmişti herkese kader.

Tamamlanmış metindi hayatım.

Arif kusurları kendinde arar.