Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.60
Gram Altın
2411.05
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Haziran 2023

Onursuz yürüyüşün amacı nedir?

Geçen hafta bir grup arkadaşla birlikte Profesör Dr. Zeki Bayraktar hocamızın LGBTİ sorunuyla ilgili sunumunu dinledik. Bu toplantıyı organize eden ve bizi davet eden değerli dostum Niyazi Ertuğrul Beyefendiye ve Zeki Bayraktar Hocamıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

Cinslerden biri kendisini göründüğünden farklı hissediyorsa, tedavi edilmesi gereken bir hastalık, hak olduğunu savunuyorsa ‘’sapık’’ olarak değerlendirdiğimi en başta söyleyeyim.

Zeki Hocanın sunumundan iki gün sonra, LGBTİ olarak bilinen ‘’sapıklar’’ Pazar günüİstiklal Caddesinde ‘’onur yürüyüşü’’ adı altında adeta terör estirmek istediler. Bereket ki polisin aldığı güvenlik önlemleri sayesinde amaçlarına ulaşamadılar. Ancak ilginç olan ‘’LGBTİ’’ ile ‘’onur’’ kavramının bir araya getirilmesidir!

‘’onur’’ kavramı, Fransızcadan dilimize geçmiştir. D. Mehmet Doğan ‘’Büyük Türkçe Sözlük’’ eserinde: ‘’Şeref, haysiyet, vakar’’ terimlerinin karşılığı olarak kullanılmaktadır’’ der. Akıl ve vicdan ölçülerine uygun yaşayan, yeteneklerini iyi ve güzel işler için kullanan kişi veya kişiler ancak ‘’onurlu’’ olma sıfatını kazanabilirler. Tersini yapanlar ise, onurdan çok ‘’onursuzluk’’ sıfatını kazanırlar.

Buradan LGBTİ sapıkları, ‘’rezil’’ hâlini ‘’aziz’’ gösterebilmek için ‘’onur’’ kavramını kullandıklarını anlıyoruz. Demek ki iyilik kötülükten, temiz pisten, doğru yanlıştan daha güçlü ve etkilidir ki kötülüğü yapabilmek için bile, iyiliğin kavramına sığınma ihtiyacını hissediyorlar. Zira insanoğlunda kötülük işleme potansiyeli olsa da iyiliği sevme eğilimi daha ağır basar.

Bu bağlamda iyilik insanda asıl, kötülük ise arızi bir durumdur. Mesela bir insan sevmediği birinin bile iyi yanlarını takdir edebilir. Diğer canlılarda bu özellik var mıdır? bilmiyorum doğrusu. Ancak insan, iyiliği takdir etme özelliğine sahip olduğu içindir ki sürekli tekâmül eder.

Bu derin felsefi konuyu buradan bırakıp, yazımızın asıl konusuna dönüp şu soruları soralım: Bu insanları kim ve nasıl bu hâle düşürdü? Zeki Hoca bu konuda ailenin tutumuyla ilgili değerli bilgiler verdi, detaylar için kitaplarına başvurulabilir.

Davranış bilimi uzmanları ‘’sosyal ve ahlaki normlara uymamak kişilik bozukluğunun baskın bir özelliği’’ olduğunu söyler. O hâlde uzmanlara sorulması gereken en hayati soru: Bu insanları buradan kurtarmak için neler yapılabilir?

Zeki Bayraktar Hoca: ‘’LGBTİ sorunu sadece bizim değil, insanlığın sorunudur’’ ifadesi önemliydi. Belki zaman darlığından dolayı Zeki Hoca tüm boyutlarıyla değinemedi. Katkı sağlamak için şu hususun altını çizmek istiyorum: Dünyada LGBTİ’nin arkasında liberal sermayeye hizmet eden medya gücü var. Bunu ‘’özgürlük’’ adına savunuyorlar. Hâlbuki kuralların olmadığı bir özgürlük anlayışı, imtiyaz, adaletsizlik ve anarşizm doğurur.

Dünyada dürtü ve arzuları serbest bırakmaya dayalı anarşizmi savunan ideolojiler var. En meşhur sloganları: ‘’Zincirleri kır, duvarları yık, özgür yaşa’’ tarzında otorite tanımayan, her türlü toplumsal ilişkiyi reddederler.

Bunların önde gelen isimlerden biri Meksikalı Flores Magon’dur. Magon ‘’karanlıkların kutsal üçlüsü’’ dediği ‘’devlet, sermaye ve kiliseyi tehlike’’ olarak görür. Amerika, kendi topraklarında Magon’un anarşist hareketlerine izin vermedi ve hapiste öldürttü.

Ancak aynı Amerika kendi topraklarının dışındaki ülkelerde ahlaki değerleri, toplumsal ilişkileri bozmak için her yolu denemektedir. Yerine göre terör örgütlerini, yerine göre sapık grupları ‘’özgürlük’’ maskesiyle desteklemektedir. Temel amacı da ülkelerin siyasi yapısını istikrarsızlaştırmaktır.