Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Ocak 2016

Orta Gelir Tuzağında Mıyız?

Bir ekonomi için kişi başına gelirde belli bir seviyeyi yakaladıktan sonra üzerine çıkılamaması veya belli düzeyde sıkışması durumuna orta gelir tuzağı denir.

Bu durum aynı zamanda "Gelişmekte Olan Ülke" tanımından bir türlü çıkamamayı ifade eden teknik bir tanımdır.

Tuzağın Ölçüsü

Bu yaklaşım ilk ortaya atıldığı zamanlarda ABD'de kişi başına düşen gelirin yüzde 20'sine sahip ekonomiler olarak ifade ediliyordu.

Bu kriterde zaman ölçüsü yok. Dolayısıyla ABD kişi başı milli gelirinin % 20'sinin üzerinde olan ekonomiler için ortalama gelir tuzağı söz konusu olamaz.

ABD

Kişi Başı Milli Gelir

Türkiye

Kişi Başı Milli Gelir

Oran (TR/ABD) %

2000

35.252

4.147

11,76

2001

36.065

3.002

8,32

2002

36.950

3.492

9,45

2003

38.325

4.565

11,91

2004

40.401

5.775

14,29

2005

42.629

7.036

16,50

2006

44.750

7.597

16,97

2007

46.467

9.247

19,90

2008

46.901

10.444

22,26

2009

45.461

8.561

18,83

2010

46.811

10.003

21,37

2011

48.328

10.428

21,57

2012

49.802

10.459

21,00

2013

51.749

10.822

20,9

2014

54.629

10.404

19,04

Yukarıya aldığım tabloya baktığımızda 2014 yılı hariç orta gelir tuzağını 2010 yılıyla beraber aştığımız görülüyor.

Yukarıya önceki yılları almadım ama yaklaşık 50 yıl orta gelir tuzağından kurtulamamışız. Bu çok acı. Çünkü en uzun süre kalan ülkelerden biriyiz.

Diğer taraftan Dünya Bankası tarafından daha farklı ve muhtelif kriterleri kapsayan bir orta gelir yaklaşımı da bulunmaktadır.

Ekonomi

Yıllık Kişi Başı Gelir (USD)

Düşük Gelir

1.005 ve altı

Orta Gelire Sahip Ekonomiler

Alt Orta Gelire Sahip Olanlar

1.006-3.975 arası

Üst Orta Gelire Sahip Olanlar

3.976-12.275 arası

Yüksek Gelire Sahip

12.276 ve üzeri

Bu tanıma göre Türkiye, "Üst Orta Gelirli Ülkeler" arasında. Ancak ilk tanıma göre orta gelir tuzağında değiliz.

Son yıllarda her ne kadar küçük bir oranla "orta gelir tuzağını" aşmış görünüyorsak da olaya yapısal açıdan yaklaşmanın daha doğru olacağını düşünüyorum:

Orta Gelir Tuzağında olan ekonomilerde;

1) Tasarruflarla beraber yatırımlar azalır,

2) Sınai üretimin gelişmesi azaldığı gibi sınai çeşitlilik de durur.

Bu hususları ülkemiz için değerlendirdiğimizde birebir tamamen geçerli olmadığını görüyoruz.

Şöyle ki;

Tasarruf oranlarında 2014 yılı itibariyle % 13,3 seviyesindeyiz.

Dünya Bankasının 2014 yılına ilişkin verilerine göre bu oranın ABD'de 17,8; İngiltere'de 12,1; Japonya'da 22,3; Brezilya'da 16,1; Kanada'da 21,8 olduğu göz önüne alınırsa tasarrufta çok da geride olmadığımızı düşünebiliriz.

Ancak nispi olarak çok kötü olmasak da tutarsal olarak çok gerilerdeyiz.

Bir ABD, bir Japonya, bir Kanada olmak istiyorsak tasarruf oranlarımızı çok daha yukarılara taşımamız gerektiği açık.

Dikkat çekmek istediğim başka bir husus var:

Ekonomi Bakanlığının verilerine göre 2014 yılında yapılan teşvik belgeli yatırım 64 milyar lira. Bu rakam 2015 yılı (2 Aralık'a kadar) itibariyle 90,65 milyar lira. 2014'e göre % 41,6 oranında bir artış var.

Yani yatırımda ve girişimcilikte hem ülke hem hükümet hem de yatırımcı olarak heyecanlıyız ve atağız.

Sınai üretimimiz her ne kadar son birkaç çeyrekte düşük olsa da büyümeye devam ediyor.

Ancak katma değerli sınai üretim ve sınai üretimdeki çeşitliliği optimum anlamda yakalayabilmiş değiliz.

Bunu da sağlayabilmemiz için kamu ve özel sektör olarak özellikle Ar-Ge ve İnovatif çalışmalar sergilememiz lazım. Ve mutlaka milli gelirin en az % 3'ünü bu tür harcamalara ayırmamız gerekir.

Doğru zamandau2026 Doğru yerdeu2026 Doğru işleru2026 Yapmak şartıylau2026

Şair Nurullah Genç'in de dediği gibi "Tasalanma Yiğidim; zaman, külümüzden yükselen duman ve son ilahi ferman bizden yanau2026"