Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Nisan 2015

Oylar Vatan Patisi'ne!

Çoğu görmezden geliyor ama ben gördüm. Hem kerli ferli nice adamlar boy gösteriyor! Adam=insandemektir, 'hanımları' demedik diye feminist duygularınız kabarmasın hemen!
Gülmeyin, ciddiyim aaa! Adamlar, peki dediğiniz olsun, ve 'muhterem kadınlar' köy enstitülerini tekrardan ihya edeceklermiş. Maziyi mamur edeceklermiş! Kaçırır mıyım böyle fırsatı!
Nihayet özlemle, hasretle ve tabii sabırsızlıkla beklenen Vatan Partisi'nin de 'seçim bildirgesi' açıklandı. Beylik laflardan, bildik nutuklardan, uçuk ekonomik vaatlerden öte 'zamanda yolculuk' dikkatlerden kaçmadı!
Mazi ve macera sever biri olarak pek eğlenceli geldi. 2015 dünyasi, teknoloji devrimi, internet vesaire bütün bunları atlayıp gençliklerine dönüp zaman yolculuğuna çıkacaklarmış ve 1940 yılına gideceklermiş. Oh ne ala! Bizim millet sever böyle antin kuntin işleri.
Nerede o eski güzel günler, mirim. Zaman çok değişti, çok!
Ne de olsa aralarına kart spiker eskisinin, piyasası olmayan gazetecinin yanısıra bolca Balyoz sanığı askerleri de alınca, malum, bunlar 'kozmik odada' kovboyculuk oynamaya da pek meraklıdır, bu fikirde mütehhit oluvermişler. Nitekim gelenekleri de az ötede 'İttihadçılara' dayanmıyor mu, azizim!
Öyle ya, bunlar İşçi Partisi'nden halka daha şirin görünmek için 'Vatan Partisi'ne' döndüler ve bu dönüş 'Halk Evlerinin' başkanı Oya Ersoy'un HDP'ye destek olacaklarını açıklamasıyla tek ayak 'Köy Enstitüleri' kaldı.
Günümüzde hiçkimsenin duymadığı, ne iş yaptığını da bilmediği, tabela derneği olarak, evet köylüyü dizginlemek ve Faşist bir uygulama olan 'Cahil Halkı' eğitecek, köylüyü 'adam' edecek ve CHP'ye oy vermek üzere 1932'de kurulan halk evleri hala hayalet gibi yaşatılıyor! İşte o eğitilmişler, şimdi oylarını HDP'ye vermeyi 'deklare' etmişler.
Bunun 'paraleli' olan Köy Enstitüleri'nin amacı da aydınlanma falan değil yine halkı dizginlemek için 1940'da Alman faşizminin ayak sesleri duyulunca alelacele icat edilen eğitim kurumlarıdır. Muadili ve esintisini Heinrich Himmler'de gördüğümüz, ziraat ve kümes hayvancılığını geliştirmeye yönelik Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi tasavvurları. Ve yine savaş sonunda işlevini yitiren, ölüp de cenazesi ancak 1954'te kaldırılan enstitüler. Aman köylü köyünden çıkıp da şehirlinin huzurunu bozmasın. Gerekirse biz istediğimiz şekilde eğitiriz anlayışının mücessimi.
İyi de 3 yaşında bebelerin, memleketin en ücra köşesinde bile elinde tablet bilgisayar varken bunlar köy enstitüleriyle nasıl tarihi bir senaryoyla nasıl bir film çevirmeyi düşünüyorlar?
Bakın, ben size söyliyeyim, halk buna oy falan vermez ama iyi bir yönetmenle belki gişesi olur. Azıcık kıyağımız da olsun!
Dinleyecek değiller, a.
Hayırlısı, 23 Nisanda Ata'dan da izin alıp işbaşı yapmışlar. Hele hele, ciddi Ata'nın kendlilerini duyduğunu ve yol gösterdiğini bile söylüyorlar.
Gerçekten bu minvali, bu ulvi duyguyu terennüm etmek isterim. Metafizikçilere gerçekten gıbta ediyorum bazan. Gerçekten hoş bir kafa yani 'serhoş' kafa. Bu kadar alegorinin, realitenin, acının, hüznün olduğu dünyada, bu kafaya ihtiyaç duymak küçümsenecek bişey olmasa gerek.
Ama arada doğru laf da ediyorlar, ha. 'Psikoloji ve sosyoloji olarak biz batıdan farklıyız' demeleri, Türk tipi başkanlığa işaret degil midir? Ama kendileri olacaksa tabii! Niye 'köy enstitülerini' isitiyorlar sanıyorsunuz!
Adam sen de! Her zaman ciddi şeyler yazacak halimiz yok ya!
***
Her daim ümitvarız Dostum. Can tende mahku00fbmdur zaten, yeterki yüreğimizde iman olsun heran
Yazarımız Yakup Köse'nin yanındayız.