Oyun böyle oynanır
Sona geldik. Bugün yarın muhtemel ya koalisyon kurulacak yahut seçim hazırlıkları başlayacak.
Biz cari meseleye gelelim.
Alman Nasyonel Sosyalist Partisi propaganda bakanı Joseph Goebbels "Bir yalanı ne kadar çok tekrarlarsanız o kadar çabuk ve tez 'doğrulatırsınız'" der.
Üzerinden 1 sene geçti. Polis şefi değişti. Belediye başkanı değişti. Hakim değişti. Savcı değişti. Polis memurlarının nerdeyse beyaz olanların tamamı değişti. Hepsinin yerine gelenler nasıl bir tesadüfse 'zenciler' oldu!
Değişmeyen ne oldu peki? Kendi ifadeleri ile "Amerikan'nın Ferguson kentinde Micheal Borwn'ın öldürülmesinin yıldönümü sebebiyle 'barışçıl nümayiş' yapan göstericilerin arasına karışan Tyronn Harris Jr, Polis tarafından 'etkisiz' hale getirildi". Yani nerdeyse hergün birer ikişer polis tarafından şu veya bu gerekçeyle öldürülen 'zenciler'.
İşte propaganda, işte algı yönetimi! Davanızın haklılığı, hele bu zamanda meşru hükümet de olsanız para etmez. Yalanı öylesine sarmalar satarlar ki feleğiniz şaşar.
Artık AKP ve hükümetin hiçbir inandırıcılığı, ne haklılığın arkasına sığınma rahatlığıyla yahut sürekli suçlamalara cevap verme içgüdüsüyle, ne de savunma yaparak falan izah edilemez. Bekle gör, durum olursa müdahale edilir gibi yaklaşımların doğru olmadığı bölge polisinin isyana varan feryadıyla da ortaya konuyor. Muhakkak, terör örgütünün her hangi, kendi payına insan telefi endişesi yoktur. İsterseniz günde 100 terörist öldürün fark etmez. Onlar ancak karşıya verdirdikleri zaiyatı hesap eder.
Madem Amerika birçok yönden örnek alınıyor, öyleyse bu propaganda silahını da uygulamalı. Zencilerin gerek 'gazını alma' gerek 'yanlışlıklarını' ortaya çıkarma adına 'isyankar zencilerin' karşısına kendilerinden adamlar çıkarıp bir güzel 'yanlışlarını' söyletiyorlar! Televizyon yorumcuları, polis şefleri, yetkililer, yetkisizler tümü nedense 'zenci' oluyor!
Demem o ki, bu kadar yanlış yapan terör örgütü PKK ve bilumum vatan ve milletin selametini hedef alan kimselerin yandaşlarının sessiz ve kıvırtma dille 'barış' söylemlerinin karşısına tıpkı bölgedeki 'korucu sistemi' gibi her platformda onların kökeninden, onların dilinden adamlar çıkartılıp yanlışları halka anlattırılmalıdır!
Sen eğer 40 yıldır 'bölge insanı bizimle, PKK'ya karşı' falan, söylemlerini yeterli görürsen sonuçda senin Türk aşırı solcuların, liberallerin hatta 'dincin' bile gidip onlara yazılır ve en azılı savunucusu olur. Halbuki 40 senedir meclise dahi hasbel kader 'aşiret kontenjanından' şu veya bu partiden giren adamlar bugüne kadar kelle gezdirmekten öte vekil sayısına etkisinden başka hiçbir anlam ifade etmediği gibi değil işe yaramak bölge insanının bile 'tepkisine' sebep olmuştur.
Eğer bir 'eylem planı' uygulanacaksa, bu, oradaki halkın dilini anlayan insanlar tarafından, en yüksek sesle PKK'nın tüm haydutluğunu anlatılmasıyla olmalıdır. Oradaki halkın talebi, 'gevşek' tutumlarla nerdeyse PKK'nın insafına terkedilmek değil aksine devletinin müşfik kolunu ve gücünü hissetmektir.
Bu arada, ne düşman sevinip, ne dost üzülüp, Kandil'e 'boş boş' bomba yağdırılıyor ucuzluğuna kanmasın! Elbette boş olmadığı gerek içerde gerek dışarda 'çığırışlarından' besbelli vesselam.
@yusufserce twitter.com/yusufserce
