Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Nisan 2015

Özal neden en büyük?

Türkiye tarihinde ilk en ağır devalüasyon 1584 tarihinde yapıldı. O tarihten 1983 Özal dönemini kadar Türk ekonomi grafiği hiç bir zaman yönünü kalıcı olarak yukarı döndüremedi.

Ümit Burnu'nun dolaşılmasıyla İpek ve Baharat yolları aktivitelerini kaybetmiş, Türkiye Dünya ticaretinde transit yollar dışına savrulmuştur.

Amerika' nın keşfi ise Batı ülkelerine bol altın girişi sağlamıştır.

Her iki olay Batı paralarını değerlendirirken Türk parasını o zamanki tabirle tağşişe uğratmış, paramız değer kaybetmiş hayat pahalılığı başlamıştır.

Bu ilk ciddi devalüasyonla birlikte ekonomi tökezleme dönemlerine girmiş, buna yine o tarihlerde başlayan bürokratik dejenerasyonun eklenmesiyle yıkım ve gerileme başlamıştır.

Gerileme fark edilmiş buna çözümler aranmıştır.

Koçi Bey, IV. Murat'a bir çözüm paketi sunmuştur. Koçi Bey ve benzerlerinin çabalarına, yetenekli Padişahların gayretlerine rağmen gerileme durdurulamamıştır.

Ekonomik yıkıntıyla, sosyal ahenk ve disiplinin bozulması birbirlerini tetiklemişlerdir.

Osmanlı yönetim sınıfı "İlmiye, Kalemiye, Seyfiye" olarak belirtilen üç bacaklı sacayağına dayanıyordu. Yani "Bilginler, Bürokratlar, Askerler"

İlmiye yani Ulema, o zamanın dünyasındaki değişiklerin röntgenini okuyamadı. Ülkenin sorunlarına çözümler üretemedi. Ülkenin gözü ve beyni olan Ulema bu beceriksizliği ile 1800 lerden itibaren yönetimdeki etkinliğini azınlık/yabancı okul mezunu "yeni elit" e kaptırdı.

Bu sefer"yeni elit" öncülüğünde gerilemeye çareler arandı. 1838 Baltalimanı anlaşması "yeni elit" in ilk ekonomik düzenlemesidir. Ne yazık ki bu düzenleme tam bir fiyaskodur ve ülkemizin sömürgeleştirilmesinin başlangıcıdır.

"Emperyalizmin Türkiye'deki birinci kolu Rum ve Ermeni tüccarları ise ikinci kolu yeni Osmanlı Bürokrasisi olmuştur.

Daha sonra gelen Tanzimat, Islahat Fermanları, I. ve II. Meşrutiyet denemeleri hep gerilemeyi durdurma denemeleridir. Hepsi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Yine II. Mahmut'la başlayan kıyafet devrimleri aynı amaçla yapılmışlardır. Sarık çıkarılıp, fes giyilmiş, cübbe yerine setre-pantolona geçilmiş, ama hiç bir sonuca ulaşılamamıştır.

Yine o dönemlerde tiyatro, roman, dans, batı müziği ülkemize taşınarak gerileme durdurulmak istenmiştir. "Roman okursak ilerleriz" zannedilmiştir.

II. Abdülhamit, sarayına tiyatro yaptırmış, kızı Ayşe Osmanoğlu'na piyano almış, son halife Abdülmecid ressamlığa özenmiştir.

Bütün bunlar "Gerilemeyi nasıl durdururuz?" arayışlarıdır.

Cumhuriyet dönemi devrimleri de aynı niyetle ülkede kalkınmayı başlatma amacıyla yapılmışlardır.

Ama ne yazık ki hiç biri çare olamamış, gerileme durdurulamamıştır.

1980 yılına gelindiğinde ülke ekonomik bir kaosun içindeydi.

Her türlü tüketim mallarının kıtlığı ülkeyi kavuruyordu. En zaruri ihtiyaç malları yağ, şeker, çay, tüpgaz, petrol, ampul karaborsaydı.

Ülkenin bir yıllık ihracatı 2.9 milyar dolardı. Bu Avrupa'daki bir kasabanın ihracatı kadardı.

Özal ekonominin direksiyonunun başına bu şartlarda, 24 Ocak 1980 de geçti.

4 asırdan beri çözülemeyen ekonomik gerileme ve durgunluğu Büyük İskender'in "kördüğümü" bir kılıç darbesi ile çözdüğü gibi bir hamle ile çözdü.

Özal, Türk ekonomisindeki 4 asırlık gerilemeyi bitirip büyümeyi başlattı. Bugün yıllık ihracatımız 150 milyar dolarlara ulaştı.

AKP, Özal hamlelerinin büyük başarılarla salvolarıdır.

Malazgirt Harbi kazanıldığı zaman 150 yıl kadar zaferin büyüklüğü kavranılamadı. Bu nedenle Malazgirt zaferi ile ilgili ciddi kayıtlara zaferden 150 yıl sonra rastlanmaktadır.

Özal'ın ne yaptığı ilerleyen asırlarda daha net görülecektir.