Dolar (USD)
32.25
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2434.07
BIST 100
10057.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Şubat 2017

Parantezi kapatmak

Dört asırlık bir parantez. "Biz adam olamayız"a inandırılmış aydın tipinin elinde esarete mahkum bir millet, "Bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat Post Modern Darbe sürecini de 15 Temmuz'daki işgal girişimini de hurç harekatıyla yardı; tüm ihanet ve işgalleri geri püskürtü, üzerine giydirilmek istenen deli gömleğini parçaladı. 16 Nisan 2017'de referandumda bu şahlanışı, ileri bir safhaya taşıyacak ve parantezi ebediyen kapatacak, tarihu00ee yürüyüşüne kaldığı yerden devam edecek.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Türkiye üzerine oynanan oyunları bozabilecek güçte yönetim tahsis edecek. Halk, doğrudan doğruya bakanlar kurulunun oluşumunda söz sahibi olacak. Bu durum, "devrimbaz kodomanları" rahatsız ediyor. Bir asır boyunca yapageldikleri şer planlarını artık rahatça yapamayacaklar. Ülkenin kaynaklarını, geleceğini çalamayacaklar. Güneş Motel metodları devredışı kalacak. 7 Haziran 2015 sonrası oluşan puslu havadan kaos çıkarmak isteyenlere bir daha fırsat verilmeyecek. Terör örgütleriyle iltisaklı legal görünümlü siyasu00ee yapıların söz sahibi olamayacağı bir sistem, Cumhurbaşkanlığı Sistemi.

Türkiye, tek başına hükümetler döneminde gelişti, rahata kavuştu. Bunun aksini iddia eden ya cahil ya da haindir. Menderes, Özal ve 2002'den günümüze kadar olanlar ortada. Türkiye bu dönemlerde gelişebildi. Bundan dolayı Üst akıl ve güruhu, milletine hizmet eden bu devlet adamlarından Menderes'i astı, Özal'ı zehirledi, Erdoğan'a Marmaris'te suikast düzenledi.

Darbeler dönemi kapanıyor. Darbelere zemin oluşturan zayıf hükümetler de bürokratik oligarşi de tarihin dipsiz kuyusuna atılacak.

Sadece son otuz yıl bile bu milletin çilesini göstermeye yetecek nitelikte.

İsrail Cumhurbaşkanı Vaizman, 1995 seçimleri sonrası Türkiye'ye gelirken uçakta bir açıklama yapmuıştı: "Hiçbir parti, Refah Partisiyle koalisyon kurmamalıdır." demişti. Vaizman, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını belirlemye çalışıyordu. Anlı şanlı "Ulusalcı basın" da bunu alkışlıyordu. Birinci partinin (RP) hükümet kurmasına izin verilmiyordu. Buna itiraz eden ve koalisyon kuran Tansu Çiller, partisi bölünerek cezalandırılıyordu.

2007'de devrim yobazı zihniyet : " Yüzde doksan beş oy da alsanız ülkeyi yönetemezsiniz. Buna müsaade etmezler. Meclis cumhurbaşkanını seçemez."derken; "cahil" gördüğü halkın seçmesini de istemiyordu. Ama bu millet, 2007'deki referandumda da 2010'da da "EVET" diyerek engelleri aşarak bugünlere geldi, 15 Temmuz'da da Cumhurbaşkanı'nın çağrısıyla "ölümüne meydanlara inerek" bir destan daha yazdı.

Üstad merhum Necip Fazıl Kısakürek, Gençliğe Hitabe'sinde durumu şöyle ifade ediyor :" Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk iki buçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allahın, Kur'an'ında "belhüm adal" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türk'ü madde planında kurtardıktan sonra ruh planında helak edici tam dört devre bulunduğunu gören... Bu devreleri, yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik..."

İşte bu "dimdik bekleyen gençlik" (millet), 15 Temmuz'da tanklara, f-16lara göğsünü siper ederek asaletini gösterdi, tarihin seyrini değiştirdi ve Fetret devrini ifade eden bu dört asırlık parantezi kapattı. Bu millet, 16 Nisan'da da "EVET" diyecek.

16 Nisan, 15 Temmuz'un temelleri üzerine inşa edilecek yepyeni bir dönemin, tarihin başlangıcıdır.