Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2411.39
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Aralık 2019

Pax Akdeniz düzeni kuruluyor.

“Doğu Akdeniz'de zengin petrol var. Doğalgaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok?”

Bu komik sözler, memlekette ana muhalefet görevi yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Ana muhalefet ve yetkililerinin dünyadan ne kadar haberdar olduğunu mu gösteriyor, yoksa körü körüne bir muhalefeti mi gösteriyor? Belli değil.

Oysa Türkiye liderliğinde, Akdeniz’de yeni bir düzen kuruluyor. Selam-Akdeniz, Pax-Akdeniz, Akdeniz Barışı düzeni kuruluyor.

Akdeniz, Türkiye liderliğinde bir barış havzası oluyor. Rusya, tarihsel emelleri için sıcak denizlere indi. Evet Amerika da orada. Hem de binlerce km uzaktan gelerek Akdeniz’e demir atmış durumda. Peki Amerika neden orada? Barış sağlamak için mi?, Hakça paylaşım için mi?, Adalet için mi?, Akdeniz Barışı için mi, Akdeniz Savaşı içi mi orada?

Ana muhalefet CHP ve diğer partilerin, Akdeniz ile ilgili projeleri/stratejileri ve gelecek öngörüleri nedir? Uluslararası ilişkilerden ve dengelerden habersiz bir muhalefet olabilir mi? Muhalefet görevini yapmazken, iktidar yine uluslararası dengeleri değiştirecek yeni adımlar atmaya devam ediyor.

***

Türkiye ile (Birleşmiş Milletler’in meşru gördüğü başkent Trablus merkezli), Fayez al-Sarraj liderliğindeki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında yapılan askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması da onaylandı.

Libya ile daha önce (27 Kasım 2019) ; “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” imzalamıştık. Bu muhtıra ile; Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan bütün egemenlik haklarını/yetkilerini kullandığı deniz alanlarının, tüm ilgili faktörler dikkate alınarak adil ve hakça paylaşılması meşru hale geldi.

Kabul edilen ve imzalanan mutabakat sonucu; Libya ile Türkiye arasında 18.6 millik (29.9 km) bir sınır çizgisiyle kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırları da belirlenerek, bütün dünyaya ilan edilmiş oldu.

Anlaşmaya dışardan karşı çıkan aktörler bir hayli fazla. Ama bizi şaşırtan, meşru devlet ve meşru hükümetle yapılan anlaşmaya, içeriden karşı çıkılması.

Bunun devamı, yani tamamlayıcısı olarak, Türkiye ile Libya arasında, “güvenlik ve askeri işbirliği mutabakat muhtırası” da imzalandı. Bu anlaşmayla, Türkiye ve Libya arasında belirlenen deniz yetki alanlarının güvenliğinin garanti altına alınması sağlanacak. Türkiye bu konuda gerekirse askeri her türlü girişimde bulunabilecek.

3 yıl süreyle geçerli olacağı, sonrasında da birer yıllık sürelerle uzatılacağı ancak sona ermesi halinde devam eden programların etkilenmeyeceği belirtilen mutabakat muhtırasına göre;

1. Libya'da Ani Müdahale Kuvveti kurulmasına Türkiye eğitim, danışmanlık, malzeme ve planlama desteği verebilecek

2. Türkiye'de ve Libya'da ortak 'Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ofisi' kurulabilecek

3. Kara, deniz ve hava araçları, silahları, eğitim üsleri tahsis edilebilecek. Bu durumda mülkiyet, tahsis edilen ülkeye ait olacak

4. Ortak askeri planlama, eğitim, silahların kullanılmasına yönelik danışmanlık verilebilecek

5. Ortak tatbikatlar, istihbarat paylaşımı, "barışı koruma" operasyonları yapılabilecek

6. Libya'ya "Misafir Personel" olarak adlandırılan 'savunma ve güvenlik kuruluşu mensubu siviller' ve birlikler gönderilebilecek.

7. Askeri gereçler hibe edilebilecek, satılabilecek ya da kiralanabilecek. Anlaşma, teknoloji transferi için Libya'ya lisans verilmesinin de önünü açıyor.

Memleketimiz için hayırlı uğurlu olsun…