Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Eylül 2023

​Paylaşımın ve saygının yeri

“Ey İman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin...” (Bakara, 2/172) ilahi buyruğu yenecek şeylerin temel özelliğini ortaya koymaktadır. O da temiz olmasıdır. Sağlıklı yaşamak, insanın yedikleri ve içtikleri ile doğrudan alâkalıdır. Beslenmede, yenilen gıdalar kadar bu gıdaların niçin ve nasıl yendiği de önemlidir. Sofra adabında ilk önce yapılması gereken şey rızkı verenin adıyla başlamaktır. Peygamber Efendimiz “Biriniz eğer yemeğin öncesinde besmele çekmeyi unutursa ‘Bismillâhi fî evvelihi ve âhirihi’ (Başında da sonunda da Allah’ın adıyla) desin.” (Tirmizî, Et’ıme, 47) buyurmuştur. Besmele verdiği nimetler karşılığında Yüce Yaratıcı ’ya peşinen yapılan bir teşekkürdür. Yemekten önce ve sonra eller yıkanmalı. Bu yemeğin bereketidir aslında. Yemek yerken ve içerken sağ el kullanılmalıdır. Peygamberimiz (sas) “Biriniz yemek yediği zaman sağ eliyle yesin; su içtiği zaman da sağ eliyle içsin. Çünkü şeytan sol eliyle yer ve sol eliyle içer” (Müslim, Eşribe, 105) buyurmuştur. Yemekte tevazu, kanaat, sadelik, temizlik ve helallik gibi değerlere dikkat edilmeli ve oturarak yenmelidir. Önümüze gelen her yemeği nimet görmeli, onda kusur aramamalıyız. İsraftan kaçınmalı, hele hele çöpe dökme konusunda aşırı hassas olmalıyız. Bu hem nimete hem de nimeti verene saygısızlık olur ki bereketin yok olmasına vesile olur. Toplu yemek yerken önünden yenilmesi ve ölçülü davranılması esastır. Bir gün Allah Resulü Ömer b. Ebû Seleme’nin yemekte elini tabağın her tarafında gezdirdiğini görünce ona yumuşak bir edayla, “Evlâdım! Besmele çek, sağ elinle ve önünden ye.” uyarısında bulundu. Allah Resulü (sas) üç kısa cümle ile yemek adabını bize öğretmiştir. Soframıza insanları davet etmek sünnettir. Peygamber Efendimiz (sas) sofrasına insanları davet eder bunu ashabını da teşvik ederdi. Yemekte misafirler olduğunda sofradan hemen kalkmaz, misafirlerin yemeklerini bitirmesini beklerdi. Bu da misafirlere olan saygıdır. Çünkü kişi sofradan kalkmakla misafirleri utandırır ve onların da ihtiyacı olduğu halde yemek yemeyi bırakmalarına sebep olur. Ekmeği dişlerle değil de el ile koparıp yemek uygundur. Yemekte acele etmemek, iyice çiğnedikten sonra yutmak, ağızda yemek varken konuşmamak, yemeğe üflememek, başkalarını tiksindirecek davranışlardan kaçınmak, yemeğe büyüklerden önce başlamamak, ekmek kırıntılarını dökmemek, yemekten sonra elleri ve dişleri yıkamak ve verdiği nimetlerden ötürü Allah’a şükretmek yemek adabındandır. İçeceklerimizi üç nefeste içmek, öncesinde besmele, sonrasında Allah’a hamt sünnettir. Kabın içine solumak veya üflemek doğru değildir. Yemeğe Allah’ın adını anarak başlayan Hz. Peygamber (sas), yemekten sonra da “Bize yediren, içiren ve bizim Müslüman olmamızı sağlayan Allah’a hamdolsun.” Diye dua ederdi. Hayatın tamamını geniş anlamda ibadet olarak gören Peygamberimiz (sas), yeme içme ile ilgili ortaya koyduğu birçok âdâb ve sünnetiyle, yeme içmeyi daha anlamlı bir hâle dönüştürmüştür. Müslüman, yemek yemeyi bir tür ibadet gibi görüp kendisine bu nimeti veren Rabbine karşı daima şükretmeli, yediği yemeğin ibadetine, çalışmasına ve düşünmesine yardımcı olacağını bilerek yemelidir. Günümüzde toplumlar arası etkileşim ve iletişim oldukça önemlidir. Bu iletişimin en güzel örneklerinden biri de yemek masalarında yaşanır. Sofra adabı, insanların bir araya gelerek yemek yediği ortamda saygı, hoşgörü ve nezaket kurallarının uygulanmasını ifade eder. Sofra adabı, insanların bir arada yemek yedikleri ortamda hoşgörü, saygı ve nezaketin temsilidir. Temel kurallara uygun davranarak, insanlar arası iletişimi ve ilişkileri olumlu bir şekilde etkileyebiliriz. Sofra adabı, paylaşımın ve saygının yeri olduğu gibi, insanların kültürel zenginliğini ve sosyal uyumunu da yansıtır.