Dolar (USD)
32.53
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2439.35
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 May 2019

Perde Açıldı

Tiyatro’da, sinema’da senaryo oynanana kadar bir sürü çalışmalar yapılır öncesinde. Kimi kostümleri hazırlanır, saha çalışmaları harıl harıldevam eder, bütçesi en baştan zaten hesaplanmıştır. Ve her şey hazır olunca oyuncular devreye girer, oyun başlar maharetlerini sergilemeye.

Öyle ki en başarılı senaryo en yüksek hasılayı elde etmez. Ya ne olur ? İyi oyun çıkarda yüksek gişe yakalar. Bölgemizde de hazırlığı çok öncesinde yapılan bir oyun ve senaryo uygulanıyor. Oyuncu epey sayıda. İran’ından tut Yemen’ine, Türkiye’den başla Libya’sına kadar. Roller verilmiş, hasıla hedeflenmiş bir senaryo yaşıyoruz yüzlerce yıldır. Ama senaryonun sonunda hep müslümanların kaybettiği bir son ile bitiyor tüm filimler.

Peki hiç bitmeyecek mi mutlu son ile ?
Bu sefer Amerika kudurmuş bir ruh hali ile saldırıyor; ihtimal ki bu tarihin geriye dönüşünün başlangıcı olabilir. Çünkü, bölgenin ikinci Adamı Türkiye oyundaki rolü kabul etmiyor. Evanjelistlerin mutlak iktidarının sembolü Trump tarihe hız kazandırma gayretinde bir kıyamet senaryosunu vizyona sokma gayretinde.

Arap Dünyasında, her istediğini yap deyince yapan figüranlar Trump’ın elini kolaylaştıra dursun, Türkiye bir türlü oyunun parçası olmak istemiyor. Varlığımızı Sevr’den beri tehdit eden bir kumpasla karşı karşıyayız. Küresel iddialarını hatırlayan bir Türkiye, Ortadoğu denkleminde İsrail-Amerikan saflarında yer almak istemiyor.

Nasıl istesin ki ? Dünya materyalizmin “ kan kan “ diye haykırdığı bir vahşi bir savaş ile karşı karşıya bırakılmakla yüz yüze.

Türkiye’yi doğrudan hedef alan bir senaryo var. İsrail’in teolojik iddialarını kapitalist Evanjelistlerin çılgın senaryosu ile
“ VAHDET “leştiren Amerika, her türlü kumpastan sıyrılmayı başaran bir Türkiye buldu son on yılda.

Suriye savaşı ile ” özgürleştirilen “ Suriye Halkı çareyi ülkelerini terletmekte buldu. Tam da İsrail’in istediği gibi. Ya sev ya terket gibi “ya öl ya terket”...

Suriye’yi boşaltmak amacıyla çıkarılan bir savaştı, İsrail’e müttefik bulmak için PKK devleti yaratmak amaçlı bir savaştı, Türkiye’yi küçültme amaçlı bir savaştı, Akdeniz Doğalgazına güçlenen bir Türkiye’yi ortak etmemek gayesiyle yapılan bir savaştı, bu savaş.

Öncesinde her ülkeye operasyon çekildi. Akla hangi ülke gelirse gelsin, Türkiye, Mısır, Sudan, Yemen hatta Suudi Arabistan bile bu işten payını aldı.

Dünya üretim ve tüketim merkezi olma yolunda dev adımlar atan Çin Hindistan eksenini Batıya açılan pazarları kontrol amaçlı da olan çok yönlü kazanımlar elde etme amaçlı bir küresel despotizm...

Savaş kapıda. Tarafımız belli mi ? Belli. Nedir bizim tarafımız ? Türkiye İttifakı. Bu birliği bozma amaçlı yapılan iç ve dış müdahaleler yaşadık, yaşıyoruz, yaşayacağız. Öyleyse Kızgın Demir’i soğutmalıyız, diyen akla kulak verelim.

Aceleye getirilmek isteniyor savaş, bir şeyler olmadan, aksilik ile karşılaşmak istemeyen bir Saldırgan Pakt var, bölgemizde. Türkiye’yi laf olsun diye NATO’da tutuyorlar şu an. Abdurrahman Dilipak yazmıştı: Biz mi çıkalım onlar mı atsın, diye, o tercihini onlar atsın’dan yana görüş beyan etti. Bence de...

Türkiye fiilen NATO’dan çıkmıştır, hukuken çıkmasa da. Zaten mevcut Dünyada hukuk’u kim takıyor ki...

Hazır Hukuk’u kim takar ki, demişken kimler saydırmıştı ülkenin en üst yargı mercii olan YSK’ya ve neden ? Onlar değil miydi yıllarca yargının bağımsızlığı diyen ?

Yargı sadece bizden yana olunca mı bağımsız olacak ? Yahu bari gelin şu konuda anlaşalım; Bu hukuk herkese lazım olacak birgün. Ergenekon’da insafsızca insanları ölüme terk eden “yargısız infazları” saymazsak iyi kötü giden bir adalet mekanizması vardı gelin onu koruyalım.

Allah’a emanet olunuz...