Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2876.41
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Haziran 2015

Peygamberimiz ümmetine baba gibidir

Ebu Hureyre'den:

u2013 Ben sizin babanız makamındayım. (Dini ihtiyaçlarınızı) size ben öğretirim.

(Buhari/Vudu00fb 11; Nesai/Taharet 20)

* * *

Peygamberimizin hanımları, mü'minlerin anneleri sayıldıkları gibi, Peygamberimiz de mü'minlere baba mesabesindedir.

Peygamberimizin ümmetinin babası yerinde olması, nesebu00ee ve hukuku00ee anlamda babalık değildir. Kur'an, Hz. Peygamberin bu şekilde bir baba gibi görülmesini açık bir ifade ile reddetmiştir. Çünkü Hz. Peygamber ümmetinin gerçek babası yerinde kabul edilseydi, ümmetinden hiçbir hanımla evlenmesi caiz olmazdı. Hanımlar nesebu00ee anlamda baba gibi gördükleri Hz. Peygamberle aile hayatı kuramaz, aile olmanın gereklerini yerine getiremezlerdi.

O halde hadiste haber verilen babalık, babanın evlatlarına göstereceği himaye, koruma, ihtiyaçlarıyla ilgilenme, geleceklerini düşünme ve garanti altına alma gibi kavramlarla ilgilidir. Yani Hz. Peygamber, ümmetine bir babanın oğullarına sevgi, şefkat ve merhamet göstermesi gibi son derece düşkündür. Onlarla yakından ilgilidir. Dertleri onu üzer, sevinçleri onu sevindirir. Allah'ın izin verdiği şefaat yardımı da, Hz. Peygamberin ümmetine manevi babalık makamının bir göstergesidir.

Aslında Hz. Peygamberin ümmetine olan şefkatini simgeleyen babalık makamı, mü'minlerin yanında ve gözünde öz babalıktan çok daha ileride bir yakınlıktır. Çünkü mü'minler Peygamberimizi, bırak öz babalarından, öz annelerinden, öz evlatlarından, kendi öz canlarından bile daha çok severler, sayarlar. Onun isteklerine gönülden boyun eğerler. Bu anlayış, Hz. Peygamberin ümmetine kazandırdığı maddu00ee ve manevu00ee faydaların, feyizlerin, kemalatın, uhrevu00ee derecelerin bir nevi vefa ve teşekkür karşılığıdır.

Hz. Peygambere manevu00ee dünyasında bu değer ve makamı vermeyen veya psikolojik olarak bu duyguya kendini hazır hissetmeyen kimse, gerçek imanın lezzetini ruhunda hissetmemiş, hidayet nimetinin farkına varamamış, inancının bilincine erememiş demektir.

Müslümanların Peygamberimizi baba yerinde kabul etmeleri ile peygamber hanımlarını anneleri saymaları arasında şöyle ince bir fark vardır.

Peygamberimizin hanımları, Kur'an'ın ifadesiyle, mü'minlere anne yapılmıştır ve bu makamın neseben olmasa da hukuken geçerliliği vardır. Yani peygamberin hanımları ile mü'minlerin, Hz. Peygamberden sonra da, öz anneleriymiş gibi evlenmeleri yasaklanmıştır.

Halbuki Hz. Peygamberin baba yerinde sayılması, tamamen manevi ve psikolojik anlamdadır ve duygusal bir makamdır. Hukuki ve nesebi anlamda bir hüküm ifade etmez. Bu sebeple, Hz. Peygamber ümmetinden, evlenilmesi caiz olan hanımlardan dilediği ile evlenmiştir. Evlenmesine bir yasak konmamıştır.