Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2469.83
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Kasım 2020

Peygamberimize Yapılan 3 Tehdit

Her konuda Adil olan Allah’u Teâlâ bütün insanlara dünya ve ahirette mutlu olmaları için eksiksiz bir hayat nizamı olan İslam dinine tabii olmaları adına bir peygamber göndererek insanlarla iletişime geçmiştir...

Daha önceden peygamberliğini ilan edenleri görmeyen bu insanlar doğal olarak hemen iman etmemişlerdir... Göremedikleri ilahtan sözler getirecek ve bu sözlere de iman edip o sözlerle amel edileceklerdi. Gerçekten de inanılması güç bir sahneydi...

Ve aradan 1400 küsür yıl geçti ve o kitap bizlere kadar sağ salim bir şekilde ulaştı... Ortada 600 sayfalık Arapça bir kitap var... Tıptan tutun, ekonomiye kadar, aile içi iletişimden tutun bütün hak ve hukuklara kadar her konuda sözler kullanılmış... Hiçbir kimseden ilim almayan bir insan bu kadar bilgileri nasıl bir kitaba yazdırır diye insan aklına şüphelerin gelmesi kadar doğal bir şey yoktur.

Yani hiç mi kendi heva ve hevesinden bir şeyler yazdırmadı? Ya da bazı ayetleri Kur’an’dan çıkartmadı?... Bu ve benzeri soruların kalbimize gelmemesi adına bakın Allah’u Teâlâ bizleri nasıl rahatlatıyor:

1. Tehdit: Zalimlerden olursun!

“Yemin olsun ki sen, kendilerine kitap verilenlere bütün delilleri getirsen de yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Yemin olsun ki eğer sa­na bilgi geldikten sonra onların arzularına uyarsan o zaman şüphesiz za­limlerden olursun.”

Yani, sanki Allah’u Teâlâ şöyle buyuruyor:

Ey Kullarım... Gerek Kur’anın hazırlanmasında, gerek hadislerin yazılmasında size elçi olarak gönderdiğim bu insan asla ve asla direktiflerim dışına çıkamaz ve asla hevasından konuşup ta kitabıma müdahalelerde bulunamaz... Ben onu da tehdit etmişim. Bu sebeple ondan gelen her şeye güvenin!

Yine başka bir ayette:

“Sırf Allah’ın rızasını dileyerek, sabah akşam rablerine dua eden­leri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin.. Onlarda senin hesabından sorumlu değiller ki, onları kovasın da zalimlerden ola­sın.[1]

Yani; Ey Kullarım!... Ben Muhammed isimli elçime sana öğrettiklerimi korkusuzca anlat dedim... Ve anlatmazsan zalimlerden olursun diye de tehdit ettim... Bu tehdidim ona güvensizlikten değil. Sizlerin kalplerinizin mutmain olması içindir.

2. Tehdit: Kalp Mühürlenmesi tehdidi:

Yoksa kâfirler: "Muhammed Allah’a karşı yalan uydurdu." mu diyorlar? Ey Muhammed, eğer Allah dileseydi senin kalbini mühürlerdi...”[2]

Yani müşriklerin dediği gibi bir iş yapmış olsaydı onun da kalbini mühürlerdim. Ve ona vahiy göndermez peygamberliğine son vererek cezalandırırdım.... Ama Muhammed Benden aldıklarını eksiksiz anlattı ve ne bir harf hevasından kattı ne de bir harf çıkardı...

3.Tehdit: Can damarın kesilmesi tehdidi:

“Eğer Muhammed, kendinden bazı sözler uydurup da, bizim söylediğimizi iddia etseydi elbette onu kuvvetle yakalar, sonra da can damarını keserdik. Hiç biriniz de buna mani olamazdı.”[3]

Subhanallah...

Kıymetli kardeşlerim... Kendi heva ve hevesiyle bir kitap kaleme aldırmış olsaydı sizce bu ayetleri yazar mıydı? Kendini hatasız gösterme adına her sayfada kendini övdürürdü... Ama biz iman ediyoruz ki Peygamberimiz heva ve hevesinden konuşmaz ve konuştukları da vahiy mahsulüdür.

[1] En’am,52

[2] Şura,24

[3] Hakka 44-47