Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
35.05
Gram Altın
2474.57
BIST 100
10489.04
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Eylül 2020

Piyasayı canlandıracak adımlar

Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu geçtiğimiz gün olağan toplantısı sonrasında gösterge faizini 200 baz puan artırarak 8,25’ten 10,25’e çıkardı. Aynı anlarda Bankacılık, Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) da SWAP piyasası işlem limitlerini yüzde 1’den yüzde 10’a çıkararak TL üzerindeki kur baskısının rahatlatacak bir adım attı.

Bu gelişmeler sonrasında ABD Dolarının hızla düştüğünü gördük. Türkiye’nin yıl sonu itibarıyla ABD Doları cinsinden çevirmesi gereken borçlara karşılık kasasında yeterli rezervin bulunmaması uzun zamandır TL üzerinde bir baskı oluşturuluyordu.

Pandemi ve bölgesel çatışma riskleri de TL üzerindeki baskıyı artırdığı için Türk Lirası Dolar karşısında ciddi anlamda değer kaybetti.

Bütçe dengesini sağlamak için yoğun bir çaba sarf edilen Hazine ve Maliye Bakanlığında gündem vergilerin toplanması ve piyasa hacminin korunması yönünde...

Bu hedefleri yerine getirmek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde 35 milyar TL’ye varan Sosyal Koruma Kalkanıa dı altında bir dizi destek verildi.

Pandemi nedeniyle birçok işletmenin gelir gider (bilanço) dengesinin bozulması birçok işverenin işçi çıkarma kararıyla baş başa kalmasına neden oldu.

İstihdamın korunması için verilen bu destekler çok önemli olmakla birlikte vatandaşın mağdur edilmemesi için daha da fazlasının yapılması şart.

Piyasanın canlandırılması için en makul yöntemlerden biri tasarrufları artırılarak yatırımlara kaynak üretilmesidir.

Yatırım olarak da vatandaşın en büyük beklentisi direkt olarak kamu tarafından istihdam edilme yönününde...

Bu dönemde uzaktan çalışma şartlarını yerine getirebilecek aynı zamanda da tüketim alışkanlıkları yurtiçinde olan en iyi çalışma gurubunu akademisyenler oluşturuyor.

Akedemisyen olmak için bir üniversitenin sizi öğretim üyesi, öğretim görevlisi ya da araştırma görevlisi olarak istihdam etmesi gerekiyor.

Akademik çalışmaları devam eden doktorasını tamamlamış ama üniversitelerde yeterli kadro olmadığı için açıkta kalan birçok akademisyenin sisteme kazandırılması Türkiye’nin geleceği açısından oldukça önemli...

Geçtiğimiz gün Gazi Üniversitesi’nin yeni atanan Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız ile bu konuyu konuştuk. Birçok üniversitede kadro ilanlarında nokta atışı olduğunu söyledim. Prof. Yıldız, bir sınırlama yapmadan ilan verilmesinin daha iyi olacağını bu şekilde birçok yeni değerin akademik yönetimlerce keşfedilebileceğini dile getirdi. Musa hocaya ben de katılıyorum.

Fırsat eşitliği önemli bir konu...

Türkiye’nin birikimli birçok akademik değeri var. Bunları üniversitelere kazandırmak çok önemli.

Özellikle son zamanlarda ülkemizin yıllarca yatırım yaptığı akademisyenlerimizin koronavirüsten dolayı hayatını kaybetmesi göz önünde bulundurulunca, Türkiye’nin geleceğini dizayn edecek akademik akılların, bir an önce istihdam edilmesi gerekliliğinin önemi daha iyi anlaşılmış olur.

Burada bir noktaya da dikkat çekmek istiyorum. Akademisyenlerin istihdam edilmesi önemli ama akademisyenlerin araştırmalarını Türkiye’nin sorun yaşadığı alanlarda yapmaları da epey önemli.

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) YÖKTEZ’de Türkiye’deki üniversitelerde yapılmış tüm tezleri yayınlıyor. Bu tezleri incelediğiniz zaman direkt olarak Türkiye’nin sorun yaşadığı ve çözüm önerilerine ihtiyaç duyduğu çok az alanda çalışma olduğu açıkça görülüyor.

YÖK’ün ve ya üniversitelerin akademisyenlerin çalışma alanları olarak devletin sorun yaşadığı ya da yaşaması muhtemel alanları göstereceği bir sistem kurması epey faydalı olabilir.

Ülkenin kaynaklarını daha verimli kullanılması için pragmatist bazı girişimler gerekiyor.

Nitelikli yapılacak araştırmaların karar vericilere ciddi anlamda yol göstereceğini düşünüyorum.

NOT: Kanal Urfa Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Toru, gazeteci dostum, abim...

Çok samimi ve mütevazı kişiliği ile biliniyordu. Candan sohbetlerimizi unutamam. Koronavirüs belası onu aramızdan aldı. Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sabır versin.