Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Eylül 2016

PKK ile yeniden müzakere tuzağı!

PYD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki bazı yerleşim birimlerini ele geçirmeye başladığı bir zaman diliminde Başbakan Tayyip Erdoğan'a İmralı'dan bir mektup ulaştırılır. Mektubun içeriğine henüz tam olarak vakıf değiliz. Taraf yazarlarından Yıldıray Oğur vakıf olmalı ki o günlerde "Her biji Erdoğan" başlıklı bir yazı kaleme alarak mektupla ilgili bazı bilgiler verdi. Öcalan, mektubunda Ortadoğu'daki güç mücadelesinin hedefinde Başbakan'ın ve kendisinin olduğunu söyleyerek samimi bir diyalog çağrısı yapıyordu. Oğur'un dediğine göre; Fidan, oğlunun "o adamla bir daha görüşme baba" sözünü bir kez daha dinlemeyerek İmralı'ya gider. Kafalardaki tüm soru işaretlerini ve karşılıklı güvensizlikleri gidermek için Öcalan'a son bir kez daha sorar; "Devlet kurmaktan vazgeçtiniz değil mi? Cevap; "Evet." İmralı tutanaklarından anlıyoruz ki Öcalan'ın verdiği bu cevap külliyen yalanmış! Çünkü Öcalan'ın asıl niyeti 1982 yılında İsrail için kaleme alınan Oded Yinon planı çerçevesinde Kuzey Suriye'de ikinci bir İsrail diyebileceğimiz PKK devletinin kurulmasına öncülük etmekti. İşte Oğurlar buna vakıf değildi!

3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağında bakınız bu soruya Öcalan nasıl cevap vermiş. Öcalan federasyondan, bağımsızlıktan, özerklikten bilmem neden vazgeçti" demişleru2026 Ben bir şeyden vazgeçmedim. (Biraz da kızarak)Beni şaşırtmayın tarihi çatışma sürecini sona erdirdik dediysem barış oldu demiyorum. Hiçbir şeyden vazgeçmedim. Sadece demokratik Türkiye olmadan bunların hiçbiri olmaz diyorum." Taraf tayfasının aylarca sürdürdüğü "demokrasi olmadan barış olmaz" kampanyalarını hatırladınız mı? Yapılan görüşmelerde Öcalan'ın sıklıkla; "istesek gerilla halkın içine bile karışır bunları nasıl tespit edeceksin" ifadeleri göze çarpıyor. Şimdi de hendek terörünün yaşandığı dönemi hatırlayınız! Öcalan'ın 2013 Nevruz mesajındaki "İslam bayrağı altında ortak yaşam vurgusu" başta muhafazakar kesimin çok hoşuna gitmişti. Hatta dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu ittifakı Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden kuruluşu anlamında "restorasyon" süreci olarak takdim ediyordu. Oysa Öcalan içeride başka şeyler söylüyordu. "Gerekirse 50 yasa çıkaracaklaru2026 Bizi çocuk yerine koyuyorlaru2026 Bilmem PKK yasadan yararlanıp meşrulaşırmış! Evet, tabii de öyle olacaku2026"

12 Eylül 2012 tarihinde aralarında BDP'li milletvekilleri ve siyasetçilerin de bulunduğu PKK'lılar Öcalan'a tecridin kaldırılmasına yönelik açlık grevi başlattı. Öcalan ise Mehmet Öcalan aracılığıyla açlık grevlerini bitirin talimatı verdi ve grevler 68. gününde sona erdi. Bu hadise o günlerde Öcalan'ın PKK üzerindeki hakimiyetinin devam ettiğini göstermesi açısından bir örnek olarak takdim edildi. Tarih 5 Eylül 2016. Bu sefer yine HDP milletvekilleri ve DBP'li belediye başkanlarının olduğu 50 kişi, 15 Temmuz'dan beri haber alamadıkları ve can güvenliğinden endişe duydukları Öcalan için süresiz açlık grevi başlattı. Öcalan ise Kurban Bayramı vesilesiyle yine Mehmet Öcalan ile görüştürüldüu2026 Şimdi Öcalan'ın grevleri bitirin çağrısıyla acaba yine örgüt üzerindeki hakimiyeti mi test edilmek isteniyor? Bir taraftan da 2012 yılında olduğu gibi Öcalan'ın hala önemli bir aktör olduğu algısı üretilmeye çalışılıyoru2026 Daha da vahimi Kürt çocuklarının fotoğraflarını paylaşarak ajitasyon yapmaktan başka bir işe yaramayan bazı algı operatörleri de kamuoyunu müzakereye hazırlamaya çalışıyor!

Bakınız bizler çözüm sürecini akan kanın durması ve Türk-Kürt ittifakının tesis edilmesi noktasında tarihi bir fırsat olarak görüp içtenlikle destek verdik. Bir Türkmen olarak o dönem "Kürdüm Doğruyum Çalışkanım" adlı bir eğitim kitabı yazdım. Hatta bu kitap İmralı'ya kadar gitti. Onca olan bitenden sonra hala çözüm masası kurulsun diyen bazı serseriler bu kitabı sanki Öcalan'ı öven bir kitapmış gibi takdim ederek güya benim ne kadar çelişik ve faşist biri olduğumu göstermeye çalışıyor. Bu alçaklar bilmelidir ki ben söz konusu Kürt ve Kürtçe olduğunda hala aynı noktadayım. Medeniyet perspektifli kadim Türk Kürt ittifakı tesis edilene kadar da ben bir Kürdüm demeye devam edeceğim. Anlayamadıkları hakikat; artık bunun yolu, Gladyo'nun kolluk kuvvetleri vazifesini üstlenmiş ve tek gayelerinin İsrail'in emelleri doğrultusunda bölgede bir PKK devleti kurmak olan PKK, PYD, HDP, FETÖ ve işbirlikçileri ile kurulacak bir masadan geçmeyecek olmasıdır.

Bugün Öcalan hala aktördür diyenlere kulak asmayın. Öcalan dün de samimi değildi bugün de samimi değil. Bugün Kürtlerin güvenebilecekleri tek lider Erdoğan'dır. Çünkü o en başında da samimi idi şimdi de samimi. Önce iç barış tesis edilsin kisvesi altında tekrar masa kurmaya çalışıyorlar. Demirtaş'ın her barış dediğinde kaç sivil Kürdün ve Türkün katledildiğinden haberiniz var mı sizin? Ateşkes kararını bozarak hendek terörünü başlatan PKK bunu hangi gerekçeyle yaptı? Nasıl olur da hala ülke düşmanı, Kürt düşmanı bir örgütü ve siyasi uzantısını muhatap almak istersiniz? Kürtlerin örgüte olan desteği neredeyse sıfırlanmışken, HDP'nin inandırıcılığı tükenmişken, Kürtler PKK'nın kendilerine düşman üst akla dost bir terör örgütü olduğuna acı tecrübeyle şahit olmuşken sizin derdiniz ne? Erdoğan'ı tasfiye etmek isteyen güçlerin yeni gündem maddesi müzakeredir. PKK, HDP ve onun lideri Öcalan'ın vazifesi ise üst aklın bölgedeki planlarını uygulamaktır. Durum bu!

@ufukcoskunn