Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Haziran 2019

PKK, İstanbul’a ortak olmak istiyor

HDP Eş Genel Başkanı PKK'li Pervin Buldan:

"İstanbul'u vermeyeceğiz. Seçim İmamoğlu-Yıldırım çekişmesinin çok ötesinde." diyor. İstanbul’u PKK’nın malı olarak görüyorlar herhalde. PKK, İstanbul’u kime vermiyor acaba, ya da kimden alacak?

PKK da arkasındaki güçler de şunu çok iyi biliyorlar ki; Türkiye’yi bölmenin yolu İstanbul’dan geçer. “Hedef, İstanbul üzerinden Türkiye'yi Suriyeleştirmek. Türkiye'yi karıştırmak isteyenler, İstanbul üzerinden hareket edecekler. Türkiye'yi Güneydoğu'da, hendekler üzerinden karıştırmayı denediler ama başaramadılar., (24 Ağu 2018)”

İstanbul (Anadolu), 81 ilin ve İslam dünyasının özetidir. Türkiye’nin birlik ve beraberliğidir. Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozmanın yolu da birlik ve beraberliğini sağlamanın yolu da İstanbul’dan geçer. PKK, CHP’ye İstanbul için sızmıştır. Bunu da açık açık söylüyor zaten. PKK, CHP üzerinden İstanbul’a ortak olmak istiyor.

PKK (HDP) diyor ki;

Diyarbakır bizim (PKK/HDP)

Ankara CHP’nin

İstanbul (PKK+CHP) da ortak olsun.

İstanbul, bütün İslam dünyasının ortak değeridir. PKK (HDP) ve CHP ortaklığına bırakılamaz.

Sonuç olarak;

CHP: askere gönderdiği çocuklarını (HDP/PKK) öldürtenlerle seçim ittifakı yapıyor.

HDP: Kürt çocukları ABD askerleri olarak ve 2. İsrail’in kurulması için ölürken, Kürt çocuklarını PKK (ABD)’dan kurtarmaya çalışmaları gerekirken, bunun için çözümler üretmeleri gerekirken ne yapıyorlar?

Selahattin, hikaye yazmakla meşgul.

İdris, roman yazmakla meşgul.

Pervin, Sezai, Cemil, Bese, Duran beşlisi ise; CHP’ye İSTANBUL belediyesini kazandırmak için çalışıyorlar.

Basit bir rezillik mi?

Günde birkaç yalan söylemek basit bir rezillik olabilir mi? Yıllarca hocaefendi denilen Fethullah Gülen de, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ertesinde: “darbe Erdoğan tiyatrosu’ demişti. Yiğitçe, mertçe, .. yaptığının arkasında durmak yerine, milleti aptal yerine koyup yalan söylemişti. Resmen içinde, başında, sonunda, her tarafında olduğu ve yaptırdığı darbeyi inkar etmişti. Yani basit bir yalan söylemişti. Basitlik yapmıştı.

Fethullah Gülen başarısız darbe girişiminden sonra CNN'e çıkmış ve utanmadan: 'Darbe değil tiyatro!' demişti. CNN International'a konuşan Fethullah Gülen, 15 Temmuz darbe girişimi için, "Tayyip’in tiyatrosu” ifadesini kullanmıştı.

Milleti bu kadar APTAL yerine koyan bir açıklama yapmıştı. İşin daha garip tarafı, bazı insanların bu basit yalana inanması. Hala bu yalana (inanmak isteyen) inanan çok sayıda insan var.

Yıllarca PKK yalanlarına inan Kürtçüler de oldu. PKK olmazsa, ‘devlet bütün Kürtleri yok edecek’ yalanına çok sayıda Kürtçü inandı. Hala da bu basit yalana (inanmak isteyen) inananlar var.

Şimdi de Ekrem beyin uydurduğu yalanlar var. İnanılması güç ama, Türkiye’nin yarıya yakını, Ekrem beyin basit yalanlarına (inanmak istiyor ) inanıyor. Ekrem bey de Fetullah Gülen gibi, “vali itlik yapmıştır” dediğinden birkaç gün sonra ortaya çıktı ve basitlik dedi. Yalan söylemek bu kadar basit oldu yani.

Türkiye’nin her tarafında, yalan söylemenin basit bir şey olmadığını anlatmak gerekiyor. Hayatım boyunca menfi siyasetin; cami, kışla, emniyet, okul, … gibi yerlere girmesine karşı çıktım. Yine karşıyım. Ama bu yalan başka bir şey. Yılda en az birkaç HUTBE yalan üzerine olmalı. Yalan söylemenin basit bir şey olmadığı sürekli anlatılmalı.

Siyasetçi, gazeteci, yazar, … önemli insanlar diyebileceğimiz çok sayıda kişi, Ekrem beyin yalanını gizlemek için resmen yalan söylüyorlar. Yalanı gizlemeye çalışıyorlar. İşin garip tarafı, Ekrem bey küfür etmediğini, İT kelimesini kullanmadığını söylemiyor ama, milyonlarca kişi Ekrem beyin: “İtlik yapmıştır” demediğini söylüyor. Toplu ibadet edercesine toplu basitlik yapıyorlar. Kıyamet alameti gibi.

Dünyanın hiçbir döneminde ve hiçbir yerinde insanlar, böyle bir yalanı gizlemek için bu kadar mücadele etmediler.

İstanbul halkı, İstanbullular, … bir yalancıyı İstanbul’a başkan yapar mı? Ne yalan dünya, ne de yalan İstanbul olmayacak. İstanbul, bir yalancının yönetemeyeceği kadar büyük ve kutsal bir şehirdir.

Ekrem bey artık çok basit bir adamdır ve İstanbul’u kesinlikle yönetemez. Artık ailesini bile yönetemez Ekrem bey. Çocuklarının yüzüne nasıl bakabilir. Çocuklarının yüzüne bakmak, bakabilmek bu kadar basit mi yani?

Ekrem bey sayesinde ‘basitlik yapmak’ artık bir deyim oldu. Bundan böyle yalan söyleyenlere artık; ‘basitlik yapma’ diyeceğiz. Ekrem beyin en büyük faydası bu oldu galiba.

CHP mahallesi çok basitleşti

Özellikle twitter’da sayısız örnek var ama, tek örnek bile yeterli.

İsmail saymaz: “Haber Global’de yayınlanan görüntüleri izledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: “İtlik” ifadesini önceden duymuş olmayan biri, bu diyalogda böyle bir ifadenin geçtiğini tahmin bile edemez. Çünkü İmamoğlu’nun ne dediği net şekilde anlaşılmıyor” 23:34 - 15 Haz 2019

İsmail gibi çok sayıda örnek var gerçeği karartmaya çalışan. Oysa Ekrem bey basit bir özürle bu konuyu kapatabilirdi. İsmail gibi gazetecileri de, başka gazeteci, yazar, siyasetçi de bu kadar rezil bir duruma düşmezlerdi.

Fatih portakal‏ noktayı koydu: “Akşam, tarihi buluşmayı izlerken önce samimiyetlerine bakacağım. Neyi söyledikleri önemli. Doğru söylemek ile yalan söylem arasında nasıl bir fark oluşturacaklar ona bakacağım! Bana siyaset yapmasınlar yeterli.” (09:41 - 16 Haz 2019)

Fatih Portakal da kimin yalan söylediğini çok iyi biliyor.

İSTANBUL’da son durum

Nisan ayında, Ekrem bey öndeydi

Mayıs ayında, Binali bey ile Ekrem bey eşitlendi

Haziran ayında, Binali bey öne geçti.

BİNALİ bey farkı gittikçe açıyor. Benim tahminim, 313 Bin oy farkla Binali beyin İstanbul’un başkanı olacağı yönünde. Ama, bu fark daha da açılabilir. Zaman ilerledikçe Ekrem bey düşüyor, Binali bey artıyor. Çünkü zaman ilerledikçe, İstanbul’u yönetmenin basit bir şey olmadığı ve Ekrem beyin İstanbul’a basit geldiği daha çok ortaya çıkıyor.

Suç işleme özgürlüğü istiyorlar.

PKK'nin bedelini ödeyenler, PKK (HDP) yüzünden acı çekenler, PKK (HDP)’ya kızacaklarına ERDOĞAN'a kızıyorlar.

FETÖ’nün bedelini ödeyenler, FETÖ yüzünden acı çekenler, FETÖ’ye kızacaklarına ERDOĞAN'a kızıyorlar.

DEAŞ’ın bedelini ödeyenler, DEAŞ/IŞİD yüzünden acı çekenler, DEAŞ’a kızacaklarına ERDOĞAN'a kızıyorlar.

PKK (HDP) yüzünden acı çekenler, ERDOĞAN'a Kürt düşmanı diyorlar.

FETÖ yüzünden acı çekenler, ERDOĞAN'a Yezit diyorlar.

DEAŞ yüzünden acı çekenler, ERDOĞAN'a kafir diyorlar.

Sonra da çıkıp ADALET istiyorlar.

ADALET mi istiyorsunuz yoksa suç işleme özgürlüğü mü istiyorsunuz?

Suçluyu cezalandırmamak en büyük adaletsizliktir. Suç işlemişsen bedelini ödeyeceksin. Her olayda olduğu gibi, yaş-kuru birlikte bedel ödeyebiliyor. Biz de yıllardır, yaş-kuru birlikte yanmasın mücadelesi veriyoruz. Suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılsın diyoruz. Gerçek suçlular kimse onlar cezasını çeksin diyoruz. Ama sizin (PKK/HDP, FETÖ, DEAŞ, …) istediğiniz bu değil. Siz açıkça suç işleme özgürlüğü istiyorsunuz. Sizin suç işleme özgürlüğünüze ortak olamayız. Fethullah Gülen, Abdullah Öcalan, PKK’li Selahattin Demirtaş, … suçüstü yakalanmış suçlulardır. Bu insanların suçsuz olduğunu, hak aradığını iddia edenler var.

Atatürk döneminde olsaydı, idam cezası ile cezalandırılacak kişileri, Atatürkçüler savunuyor. Söz gelimi Can DÜNDAR, Atatürk döneminde yaşasaydı, İstiklal Mahkemeleri’nde vatan hainliğinden yargılanıp idam edilecekti. Bugün çıkmış utanmadan bir de Atatürkçülük yapıyor. Atatürk döneminde bu ihanetleri yapsalardı, idam cezası alacak olan herkes, bugün Atatürk maskesinin arkasına saklanıyor. Yaptıkları ihanetleri, Atatürk ile örtmeye çalışıyorlar.

Haftanın notu:

PKK (HDP) basitlik yapar ama, Kürtler basitlik yapmaz.

İSTANBUL seçimlerinde; kendi iradesini kullanmak yerine, PKK (HDP) istiyor diye ve sırf ERDOĞAN nefretinden dolayı, CHP adayı Ekrem beye oy verecek olan Kürtleri uyarıyorum. Bütün Kürtleri, BİNALİ Beye destek olmaya davet ediyorum. Kürtler, İSTANBUL’u yönetmenin basit bir iş olmadığını çok iyi biliyor. Kürt halkı, basitlik yapmaz.