Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2473.56
BIST 100
10529.92
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Mart 2015

Postmodern darbeden dostmodern darbeye 28 Şubat

Bin yıl süreceğine inanmış adamların, üstenci zihniyetlerine koşut geliştirdikleri toplumu hizaya çekme, ayar verme durumlarının yakın tarihimize düşen bir notu oldu 28 Şubat. Bu üstenci bakışta hem şimdikilerin, "bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam, kıllı adam" ifadeleriyle betimledikleri, avam addettiklerine karşı havasın takındığı kibir, beğenmezlik vardır hem de rejimin bekçiliğine öykünme, durumdan vazife çıkarma hevesleriu2026

Osmanlı'da, padişahı hal etme, iktidara kendilerine yakınları geçirerek nemalanma heveslilerinin "Şeriat elden gidiyor" sloganıyla askeri harekete geçirip siyaseti dizayn etme çabaları malumumuz. Tarihin tekerrürden ibaret olduğu çıkarımlarını serdedenlerin atıfta bulunduğu üzre fahri piyasa tanzim uzmanlarının belli aralıklarla atağa geçmelerine alışmışlığımız da bulunur. Geçmişle göbek bağlarını kestikleri iddiasındaki kazan kaldırma heveslisi modern yeniçerilerin anlayamadığı, düne kadar burun kıvırdıkları avamın artık çoktan değiştiğidir.

Darbeci zihniyetin postmodernizme evrilmiş hali darbeciliğini icra ederken, iradesine sahip çıkan, maneviyatını gözeten, birlik ve beraberlik ideali etrafında kenetlenmiş yeni bir millet konseptinin oluştuğunu fark etmekte geç kaldılar. 28 Şubatla milletin iradesine vurulan darbeyle birlikte bunun aynı zamanda halkın dini/manevi öğelerden uzaklaştırılma operasyonu olduğu da tartışılmaz bir gerçek. Darbenin arkasındaki besleyici güç -açıktır ki- sadece iktidar değişikliğiyle iktifa edecek tok nefisli bir sistem/yapı/üst akıl vs değildi elbette!

İnkişafı fark edilen "Yeni Türkiye" ülküsünün yolun başındayken paramparça edilmesi, ekonomiyi sarsarak devletin zayıflatılması, din ile bağlantılı görülen her unsura yasak getirilerek kendi dinine düşman bir nesil yetiştirme çabası postmodern darbenin başlıca amaçlarındandı.

Kendilerini devletin değil rejimin askeri telakki eden hatrı sayılır oranda kişi, mevzilendikleri yerlerden kendilerini yeni bir savaşa sürüklerken zaferlerinden de bunun gerekirse bin yıl süreceğinden de oldukça eminlerdi. Eylemlerini/mücadelelerini "Postmodern Darbe" olarak niteleyip piyasaya süren askerin ardından bir kısım medya ve sivil toplum kuruluşları bu yolla da darbenin şekli ve muhtevası hakkında da bilgi vermiş oluyordu.

Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in, "Türkiye büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştür. Silah kullanmadan sivil toplumda ve medyada irtica tehlikesine karşı duyarlılık yaratarak usulüne uygun bir şekilde MGK gibi devletin en üst kurumunda da hassasiyeti kayda geçirerek bu sürecin sonuna başarı ile geldik. Bu tarihi olay darbe değildir. Sivil toplumun da içinde olduğu demokratik postmodern darbedir" buyruğuyla taarruz emri verilmiş oldu.

Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, o dönemlerin şöhretli tv programlarından birindeki telefon bağlantısında darbenin sivil mekanizmalarla işbirliği halinde gerçekleştirildiğinin tescil ettirilmesi anlamına gelen ifadeyi şu sözlerle pekiştirir: "Sürece çok güzel isim takmışlar. Onu kim koymuşsa gerçekten zeka ürünü. Postmodern darbe, bence bu sürece yakışan en iyi isimdir."Her ne kadar literatür açısından bu ifade yanlış kabul edilebilecek olsa da bundan kastın darbenin medya, STK ayağına ve "süreç" vurgusuyla da uzun bir zaman dilimine yayılacağı mesajı olduğu anlaşılmaktadır.

28 Şubat'ın milletin iradesine vurulan darbe olması bir yana toplumun din ile bağının bir kez daha sekteye uğratılması amacı ise alınan kararlarda da darbe gerekçesi olarak yöneltilen maddelerde de kendisini faş ediyordu. O dönem çok da dikkat çekmeyen, boyutları tahmin edilemeyen ise postmodern darbenin ekonomik yönü, birilerinin ceplerini doldururken devleti ekonomik açıdan zayıflatmış, milleti yoksullaştırmıştır. Darbenin maliyetinin 300 milyar dolar olduğu tezine bazı uzmanlar develüasyonun 1.6 milyar ek maliyeti de ekleyerek toplam zararı hesaplarlar.

28 Şubat sürecine benzer bir kalkışma da Gezi olayları sırasında yaşanır. Akamete uğrayan darbe kurucu mekanizmaya bu etkili cevabı veren "classic de olsa postmodern de" darbenin her türüne karşı mücadele azim ve kararlılığında olan millet olmuştur. Her ne kadar Gezi eylemleri üzerinden yeni moda bir postmodern darbe çıkaramamış olsalar da ekonomiye verdikleri zarar ortada. Hemen ardından gelen "dostmodern" girişim de milletten aldığı destekle tez zamanda savuşturulurken "Yeni Türkiye" hayalinin artık olguya dönüştüğünün keskin bir işaretiydi. 28 Şubat'ın yeni bir sene-i devriyesinde bu ülkede artık darbe devrinin kapandığına olan inancımız devam ederken Yakup Köse'nin tutsaklığı içimizdeki sızının kaynaklarından birini oluşturmaya devam ediyor...

Not: Memur-Der Çalışan Kadınlar Platformu'nun şahsımızı ödüle layık görüp bunu da 28 Şubat 2015'de takdim etmeleri bizler için ayrıca bir anlama haiz olmuştur, teşekkür ederiz.3 Mart Salı saat 14.00'da CNR Kitap Fuarı'nda, "Postmodern İslami Dünyada Kadın Olmak" isimli kitabımızı imzalayacağız; bekleriz.