Psikolojik savaş
Dünyada sınırları belli olmayan iki ülke var. Biri İsrail, diğeri Ermenistan. İkisi de işgalci anlayışlarından dolayı sınırlarını belirlemek istemiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasında İsrail’in kurulduğu 1948 yılından beri sınırlarını nasıl genişlettiğini bütün dünyanın gözüne sokarcasına haritalarla göstermişti. Bazılarının iddia ettiği gibi İsrail’in, Araplardan toprak satın alarak değil, işgal ederek nasıl genişlediğini göstermesi açısından bu haritalar önemliydi.
Ermenistan da kafayı Ararat dedikleri Ağrı Dağı ile bozmuş durumda. Dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 2011 yılımın Temmuz ayında bir öğrencinin şu sorusuna muhatap olmuştu: “Batı topraklarımızı Ağrı Dağı ile birlikte geri alabilecek miyiz?” Verdiği cevap, “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık” şeklindeydi. 30 yıl önce işgal ettikleri Karabağ ellerinden gitti. Şimdi Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Ermeni işgali altındaki diğer vatan topraklarını geri almak ve Ermenileri sınırları belirlemeye zorlamak için çaba gösteriyor.
İsrail’in Nil’den Fırat’a, Ermenilerin de Doğu Anadolu’ya yayılma gibi işgalci düşünceleri biliniyor. Bu iki işgalci zorba minicik yavruları bile okullarda bu şekilde şartlandırarak yetiştiriyor. Allah’tan bu emellerini hayata geçirecek nüfus yapısına sahip değiller. İsrail bu amacını ABD’yi, Ermeniler de Fransa’yı kullanarak hayata geçirmenin peşindeler.
***
İsrail, 10 Mayıs’tan başlayarak Müslümanların yaşadığı Gazze şeridini yerle bir etti. Yaklaşık 80 bin ailenin yuvasını yıkarak evsiz bıraktı. ABD, İsrail’in arkasında durduğu sürece Yahudiler her yıl bu katliamları tekrarlayacaktır. Hitler yönetimindeki Almanların II. Dünya Savaşı yıllarında Yahudilere yaptığı zulmü şimdi İsrail Hükümeti Müslümanlara yapıyor.
Hamas’ın el yapımı roketlerine karşı İsrail ileri teknoloji ile donatılmış öldürücü silahlar kullanıyor. Yaptığı zulmün gizli kalması için de basını susturma yolunu seçiyor. Gazze’de, ABD’nin tanınmış haber ajansı Associated Press’in merkezinin de bulunduğu binayı vurması bunun göstergesiydi.
İsrail’in minik çocukları öldürerek yaptığı zulümlerine karşı ABD yönetiminin aciz kalması tüm dünya kamuoyunda büyük ses getirdi. İsrail’in aşırı sağcı, ırkçı Hükümetinin, ABD Başkanı’nın uyarılarını bile kulak ardı etmesi birçok tanınmış ABD’li siyasetçiyi harekete geçirdi. İnsan hakları adına bir kınama bile yayınlayamayan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği ise sınıfta kalan kurumlar oldu.
***
Savaş sadece cephede yapılmadı. İsrail, Filistinli Müslümanları çocuk, kadın ayrımı yapmadan katlederken kendisini haklı çıkarmak için basın ve televizyonlar ile sosyal medyayı da aktif olarak kullandı. Savaş boyunca İsrail’in resmi sosyal medya hesapları sürekli yalan haberler üretip yayarak psikolojik savaş da yürüttü. Üzücü olan ise ülkemizde bu yalan haberleri yayan soysuzların çıkması…
Facebook bile tepkiler karşısında dayanamayarak milyonlarca takipçiye sahip “Jeruselam Prayer Group” isimli sayfayı kapattı. Ancak o sayfanın yalan ve palavraları Türkiye’nin birçok sosyal medya platformunda gerçekmiş gibi paylaşıldı.
İsrail’in Gazze’yi yerle bir ettiği dönemde ortaya çıkan önemli bir gelişme de ABD’nin sosyal medya operasyonlarını gerçekleştiren 60 bin kişilik gizli ordusu oldu. Dünyanın bu en büyük operasyon merkezi CIA’nın bile 10 katı büyüklüğünde. Sosyal medya manipülasyonları için kurulan bu gizli teşkilatı Newsweek ortaya çıkardı. Sahte kimliklerle çalışan siber savaşçılardan oluşan bu güç, internet üzerinden haber ve istihbarat toplamak ve online faaliyetler için kullanılıyor.
ABD ve İsrail’in fiili katliamların yanı sıra psikolojik savaşta da bu derece ileri faaliyetler içinde olması bakalım Türk İslam coğrafyası için ne zaman bir derse dönüşecek!
