Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2429.96
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Ramazana girerken

Gönlümün kırgın tarafını ağırlar seher vakti. Çağlayan sesi susar, kuşları dinler.

Dinlemek ne güzel erdemdir bilir misin? İnleyen dallarına kuşlar konar kalkar.

Yorgun nefesine soluk yüklenir. Ya hay dedikçe dertlerin ummana karışır. Giden gider, hoş bir esinti kalır.

Gözlerin olur kâinat sonra, kâinat ise sözlerin. Ben gözyaşını bu sebepten sevdim. Ruhun cilasıdır o. Toz tutmuş mahzenleri temizler.

Gövdene sal olur her parçasında, dinginliğe yol verir...

Dinlemek iyidir seher vaktini. İyi gelir. Hele de kutlu bir gecenin seheri ise. Ramazan’a yol veriyor ise.

Biz samimi, ahlak, dua üzere oldukça birlik hasletini önemsedikçe ramazan bambaşka güzelliklerle gelir. ‘’Hoş geldin Ya Şehri Ramazan’’ dersin bütün rikkatinle…

Sahur vaktidir ramazanın ruhuyla hemhal olmaya başlangıç. İnsana huzur katan.

Sıcaklığı, bereketi çoğaltan.

Sahur vaktinde zor olsa da uyanışlarımız büyük bir teslimiyetin göstergesidir. Ve gönülce uyanmaya vesile olacak saatlerdir. Teheccüt namazı kılmak, Kur’an okumak, ev halkının hoşnutluğu , beraberce ibadet etme, kutlu vakitlerin sunduğu huzur.

Oruca alışmamda ki vakit dilimidir sahur, çocukluğumda. Çay kaşığı şıkırtıları kulaklarımdadır. Uykudan feragat etmeye vesile tek saattir o belki de.

Bazen kokulardır nostalji… Alır götürür sizi bir yerlere… Çocukluk koklarım yine her sahurda. Çocukluğumun geçtiği iki katlı, çokça odası olan bir evdi babaannemlerin evi…

Sahurda evi buram buram yumurtalı ekmek kokusu sarardı. Rahmetli dedem ve babam “yumurtalı ekmek tok tutuyor adamı” derler sık sık yaptırırlardı.

Annemin özenle dilimlediği ekmekleri çırpılmış yumurtaya bulayıp cızır cızır yağda bir güzel kızarttığını izlemişimdir çocuksu meraklarla...

Ve o kocaman evin kocaman sofasında kurulan kocaman sofra…

Amcalarım, halalarım, dedem, babaannem, annem, babam, kardeşlerim, kuzenlerim…

O çıtır çıtır yumurtalı ekmekle sessizliği bozan gülümsemeli sohbetleri hatırlıyorum. Ve dedemin biz torunlarını hiç incitmeden biz ne desek “ey gardaş” deyişini...

Ve sabah uyandığımda o sahur keyfini iliklerimde hissedişim…

Çocukluk böyle bir şey olsa gerek, Darende’nin Kurt bağı semtinde bıraktığım o çocukluk, rüzgâr gibi eser tüm azalarımda…

Bende özenle dilimlerim ekmekleri. Yumurtaya bulayıp kızartırım annem ve babaannem gibi. Aynı sahurlar gibi kokar evim…

Bekledim yine! Dört tane tahta merdivenle mutfaktan inişini annemin. Daldı bir anda gözlerim. Sofrayı kurmalıydım ama. Uyanın dedim çocuklarıma… Birer birer herkes gözünü açtı. “Hadi bakalım sofra hazır, bugün size yumurtalı ekmekle beraber çocukluğumdan bir parça sunuyorum” dedim.

An da bir kesit ki; ramazanı size sımsıcak eyler. İçinde takva, ibadet, paylaşma, birlik, dua, dirlik ve sevgi ile.

Ramazan akrabalıktır. Dostluktur kardeşliktir. Paylaşmaktır fedakarlıktır. Gitmektir varmaktır. Gülümsetmek kolaylaştırmaktır.

Anadır babadır

Candır canandır.

Küsken barışmaktır

Çözmek için konuşmaktır

Durmaktır durulmaktır

İbadettir zarafettir inceliktir

Sabırdır, kabuldür teslimiyettir.

Unuttuğumuz ne varsa bunlara eş değer hatırlamaktır

Hatırlatmaktır.

Ramazan; gözler sevinci olmaktır

Gönülce görmektir.

Arınmaktır

Attığın adımlarla huzuru an be an yaşamaktır.

Mağfiret ola. Ramazan’la gönüller huzura gark ola, hoş gelesin ramazan.

...