Ramazan'ın ışığında
Gökyüzü, naif bir hilalle süslenirken, kalplerimiz Ramazan'ın manevî coşkusu ile tazelendi. Bu kutsal aya veda ederken hayatımıza eşlik eden değişimleri birlikte keşfettiğimiz düşünelim. Özü, sadece yemek ve içmekten uzak durmak olmayan aynı zamanda sabrın, paylaşmanın ve kendi iç dünyamızı keşfetmenin derinliklerine doğru bir yolculuğa oruç ile çıktık.
Gecenin karanlığında yıldızlarla birlikte yükselen namazlar, gökyüzüne yükselen dualarımız, manevî bağlarımızı güçlendirmenin ve içsel huzur arayışımızın sahnesi oldu. Kuran'ın nazil olduğu mübarek bir ayda Kuran'ın sayfalarını açmak, anlamını derinlemesine kavramak ve ruhumuzu beslemek için eşsiz bir fırsatımız oldu.
Sadece oruçla değil, aynı zamanda sevgi ve paylaşımın anlam kazandığını ifade ederken hayır işleri ve sadaka verme, toplumsal dayanışmanın, birbirimize uzattığımız yardım elinin olduğunu da hatırlamadık mı?
Kendimizi tanıma, özdenetim ve olumlu değişikliklere adım atma şansını içinde barındıran Ramazan’da iftar sofralarında bir araya gelmek, aile bağlarını güçlendirmenin ve toplum içindeki dayanışmayı artırmanın bir yolu olarak sadece bir yemek değil, kalplerin birbirine yaklaştığı bir anın adı olduğunu görmüş olduk.
Nimetlere şükretmenin ve tevazu içinde yaşamayı öğretirken şükran dolu bir kalp, içsel zenginliğimizin farkına varmamıza vesile olan Ramazan’la vedalaşıyoruz. Bu Bakımdan kendi içsel yolculuğumuza çıkarak, birbirimize daha fazla sevgiyle yaklaşma ve umut dolu günlerin kapılarını aralama vaktidir.
Ramazan aynı zamanda, kendi iç dünyamıza odaklanma ve iyileşme fırsatı sundu. Günümüzün hızlı temposunda kaybolan ruhî dinginliğimizin devam etmesi için çaba gösterelim. Manevi bir temizlik sürecimize ara vermeksizin yardımlaşma ve cömertlik duygularımızı söndürmeyelim.
İhtiyaç sahiplerine yardım elini uzatma ve onların sevinçlerine ortak olma şuuru, toplumumuzda güçlü bağlar oluşturduğunun altını çizerken, Ramazan'ın öğrettiklerini yılın geri kalanında da yaşantımızda göstermeliyiz.
Ramazan'ın bize kazandırdığı değerleri sadece bir anı olarak değil, hayatımızın bir parçası olarak kabul etmeliyiz. Sevgi, hoşgörü, sabır ve paylaşım gibi erdemleri günlük yaşantımıza entegre ederek, Ramazan'ın ışığını her daim hissedebiliriz. Ramazan kapılarını, açık tutmanın yollarını, bu mübarek ayın öğretilerini yaşayarak daha aydınlık bir geleceğe doğru adım atacağımız da aklımızdan çıkartmayalım.
Umudun ve sevginin gücüyle donanmış bir şekilde, bir sonraki Ramazan'a daha olgun, daha bilge ve daha insanca adımlarla yaklaşmamız için dua edelim ve’s-selam.
