Dolar (USD)
32.24
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2465.99
BIST 100
10319.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Haziran 2014

Röportaj Sanatı

Evet röportaj yapmak sanattır. Diğer bütün sanatlar gibi bilgi, emek, gayret ve sabır ister. Böyle olmasa edebiyat tarihlerinde bir tür olarak ele alınmaz, yazı kurslarında ders notları arasında yer almaz, gazetelerde gazetecilere röportaj yapma görevi verilmezdi. Nasıl bir sanat peki? Zorlu, ama o denli keyifli ve hoş bir uğraştır. Fiili gazeteciliğim sırasında yaptığım yüzlerce röportajdan seçtiklerimi, dört kitap halinde yayımladım. Sonuncusu Babıali'de Hayat'tır.

Bu girizgah ne içindi peki? Bazıları röportaj yapmayı küçümsüyorlar da ondan. Halbuki edebiyat tarihine en büyük malzemeleri, gazetecilerin şair ve yazarlarla yaptığı röportajlardan temin etmek mümkün. Basın dünyasını en çok, usta gazeteci yazarlarla gerçekleştirilen konuşmalardan öğrenebiliriz. Dün olduğu gibi bugün de gazetelerin en çok okunan bölümleri röportajlardır. Doğrusu haksız sayılmaz okuyucu. Zira kısa soru ve cevaplar, onu yoğun iş temposundan, yorgunlulardan kurtarabilir. Günümüzde bu alanda iyi yetişmiş genç gazetecilerimiz var.

Dönüp geçmişte yaptığım röportajlar arasında unutamadıklarımı soruyorlar zaman zaman. Yıldırım Gürses'e ilk sorumu sorduktan sonra iki kaset dolusu cevap aldığımı ve konuşmasını deşifre ettiğimde bütün sorularıma cevap verdiğini görmüştüm. Usta gazeteci İsmet Bozdağ'ın Kemal Tahir hakkında yaptığım röportajı kendisine göstermediğim için sitem ettiğini de unutmuş değilim. Sonra Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun dört kaset dolusu uzun cevapları hala hatırımda. Samiha Ayverdi, Ahmet Kabaklı, Münevver Ayaşlı, Ergun Göze, Cengiz Aytmatov gibi abide şahsiyetlerle gerçekleştirdiğim röportajlar benim ruh ve gönül dünyamı süslemeye devam ediyor.

İşte sözünü ettiğim ve benim de iftihar ettiğim genç gazeteci kardeşlerimizden ikisi, Net TV'de "İkiz Aynası" adıyla güzel bir röportaj programı yapan Kübra ve Büşra Sönmezışık kardeşlerdir. Uzun zamandır, televizyon ekranında seyredip dinlediğimiz, Yeni Şafak gazetesinde okuduğumuz bu konuşmalar giderek ustalaşmakta, derinleşmekte ve kıvamını bulmaktadır. Sönmezışık kardeşler, bu röportajlardan 20'sini seçerek aynı isimle, İkiz Aynası adıyla kitaplaştırdılar. Profil Yayıncılık'tan okura ulaşan kitap, bir çırpıda okunuyor. Kitabın arka kapak yazısında Beşir Ayvazoğlu, Hülya Koçyiğit ve Taha Akyol'un kitaba ve yazarlarına övgü dolu sözlerini okuyoruz. Elhak her iki genç gazetecimiz bu iltifatı ziyadesiyle hak ediyor.

Bizim gibi 1970'li yılların sonunda gazetecilik mesleğine başlamış olanlar belki bu röportaj yapma tarzına alışkan olmayabilir. Çünkü her yenilik ilk başlarda yadırganır. Eskiden röportaj soruları daha kesin, keskin, net ve yorum katılmadan sorulurdu. Bugün ise daha elastiki düşüncelere sahip bir gençlik var. Bu rahatlık röportajlara da yansıyor. Kitapta farklı dünya görüşlerine, değişik mesleklere mensup aydınlarla, yazarlarla, sanatçılarla yapılan konuşmalar dikkat çekiyor. Ahmet Ümit, Ali Bayramoğlu, Ali Saydam ilk üç sırada, sorular da önemli cevaplar da değerli. Beşir Ayvazoğlu bölümünün başında bir başlık var: "Yazmak yaşamaktır". Beşir Bey çok haklı. Tersi de söylenebilir aslında. Yaşamak yazmaktır. Bugün yaşamayı yazıyla özdeştiren ve artık hayatının biricik ideali olarak kalemi gören ne çok yazarımız var. Burcu Çetinkaya ile otomotiv sektörü, Derviş Zaim ile sinema odaklı bir söyleşi gerçekleştirilmiş. Elif Şafak'ın ardından Gülper Refiğ geliyor. Gülper Hanım rahmetli yönetmenimiz Halit Refiğ'in eşi. Şöyle diyor: "Halit hayattaymış gibi yaşıyorum." İşte diyorsunuz vefalı, duygulu ve ideal bir eşu2026 Hilmi Yavuz, gençlerimize çocukluk, şiir, felsefe, hikmet ve edebiyat dünyalarında tur attırıyor. Hülya Koçyiğit ile ne konuşulur, elbette sinema. Hem de Lütfi Akad sineması. Daha sonra sanatçının politika ilgisi gündeme geliyor. Kültür tarihçisi Irvin Cemil, "İslam'ı tasavvufla öğrendim" diyor. İskender Pala aşk'ı, Divan edebiyatını ve askerlik macerasını anlatıyor. Neyzen Kudsi Ergüner, müziğin sanat alemindeki ve inanç dünyamızdaki yeri üzerinde duruyor. Rahmetli Mehmet Ali Birand, gazetecilik hayatını, basının durumunu ve başarısının sırlarını dile getiriyor. Mim Kemal Öke, kızı Nazlı'nın hayatındaki yerini anlatırken 'baba'lık kavramının ne olduğunu herkese gösteriyor. Serdar Tuncer, tartışılabilecek bir fikri seslendiriyor: "Müslümanca duruşumuzu kaybettik." Sibel Eraslan, Taha Akyol, Şule Yüksel Şenler ve Tan Oral sanatlarıyla, hayatlarıyla ve dünya görüşleriyle alakalı sorulara açık, net cevaplar veriyorlar.

İkiz Aynası, iki genç gazetecinin kotardığı bir röportajlar demeti. Sahici, sağlam ve dürüst konuşmalar. Kübra ve Büşra Sönmezışık'ı kutluyor, başarılarının devamını diliyor, kitabı okuyucularıma tavsiye ediyorum. (Profil Yayıncılık, 0 212 514 45 11 www.profilkitap.com)