Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
35.03
Gram Altın
2473.56
BIST 100
10529.92
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Ocak 2013

Ruh kanseri: Vesvese

Yüce peygamberimiz 'vesvese şeytandandır' derken sanırım günümüzün sık karşılaşılan bu probleminin radikal çözümünü de bizlere en kolay yolu ile anlatmış. Vesveseyi, İnsan beyninin kendi sistematiği içinde ürettiği hayali varsayımlardır diye tanımlayabiliriz. Kaygı bir yere kadar normal kabul edilebilirken daha ilerlemiş hali olan vesvese, ihtimallerin en küçüğünden en büyüğüne kadar defalarca zihinde tekrar edilerek sağlıklı düşünce yapısı olumsuz etkileyebilir.Adeta bir kanser gibi.

Vesvese yada yaygın kullanım şekliyle obsesyon, insanı rahatsız eden, tekrarlayıcı ve zorlayıcı düşünceler, duygu veya dürtülerdir. Organik bir hastalıktan ziyade ruhsal bir arazdır.

Her kültür ve medeniyetin üzerinde önemle durduğu temiz olma ve temiz yaşama, bazen insan hayatını olumsuz etkileyerek hastalık haline gelebilir. Hanımlar için ayrı bir değer arz eden tertip, düzen ve temizlik, bazen titizlik boyutlarını da aşıp kişinin hastalanmasına ve bu hastalıkla mücadelede hekim yardımı almasına kadar uzanabilmektedir. Tertipli dizenli ve temiz yaşama arzusu bir yere kadar elbette insan kalitesinin de bir göstergesidir. Bir yerden sonra ise hastalıktır arızadır. Hatta ruhsal bir kanserdir.

Beyin ve sinir sistemimizde bir düzen ve ahenk bu davranışlarımızı kontrol ederek nereye kadar ve ne kadar tertipli ve temiz olmamız konusunda bizim hareketlerimizi dengelemekte. Bu denge kişiden kişiye değiştiği için olsa gerek, kimimiz için yeterli olan tertip ve düzen bir başkası için az veya çok olarak kabul edilebilmektedir. Özellikle hanımlar için bu dengedeki ölçü bazen aşırı uçlara doğru kaymakta. İşte bu kayış bazen kişinin önüne geçemeyeceği kadar ilerlemekte. Bu ilerleme kişinin mantıksız olduğunu bildiği halde zihninden atamadığı düşünce olmaya başlarsa buna biz takıntı ismini veriyoruz. Kültürümüzde bu hal 'vesvese' olarakta bilinir. Yüce peygamberimiz 'vesvese şeytandandır' hadisi şerifi ile aslında bu hastalıklı halin ilk tedavi işaretlerinide vermiş oluyor.

Her takıntı hastalık mı?

Şunu mutlaka söylemek gerekir ki her takıntı hastalık değildir. Ancak kişi takıntıları nedeniyle günlük hayatında, işyerinde ve sosyal çevresinde birtakım sorunlar yaşamaya başlıyorsa, bu takıntılar hayatının önemli bir kısmında karşısına zorluk olarak çıkıyor ve önemli zamanını almaya başlıyorsa, o zaman tedaviyi gerektirir bir durum vardır. Abdesti yada gusül abdestini tamamlayamamak, bu yüzden saatlerce banyo veya lavaboda kalmak, dokunulan yerleri temizlemeye başlamak, bu dürtüleri yenmede hasta başarılı olamıyorsa hekim yardımı kaçınılmaz bir durumdur.Takıntılar zaman içerisinde başka takıntılarla yer değiştirme özelliği arz edebilir.

Temizlik mi? Titizlik mi? Vesvese mi? Takıntı mı?

Bu duraktaki teşhisimiz isabetli olduktan sonra tedavi biraz uzun sürsede, çoğu vakada yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan bilimsel veriler, hastalığın ana sebebinin beynimizdeki hormonal dengenin alt u2013üst olması ve beynin bazı bölgeleri arasındaki ahengin kaybolması şeklinde. İlaçlar, bitkisel destek ve tamamlayıcı tıp uygulamaları hastalara zararlı olmadan üretilen çözümler, gelecek vadeden olumlu yaklaşımlardır...

Neden Kaynaklanıyor?

Sorumluluk duygusu yüksek olan, çabuk endişeye kapılan, gergin, karamsar, içe dönük, mükemmeliyetçi, kılı kırk yaran, detaylara inmekten hoşlanan insanların takıntı hastalığına daha yatkın oldukları da bir gerçek. Genetik ve çevresel faktörlerin hastalıkta rolü büyüktür. Beyin kimyasında meydana gelen değişimlerde önemli bir faktör. Bazı kişilik özelliklerine sahip insanların da takıntı hastalığına yatkın olduğu bilinen bir gerçek. Çocuklarını çok eleştiren, suçlayan, onlardan kusursuzluk ve mükemmeliyetcilik beklemek, ayıp ve günah gibi kavramları abartılı biçimde çocuklar üzerinde baskı aracı olarak kullanmak bildiğimiz sebepler arasında akla gelenler.İletişim eksikliği olan barış huzur ve muhabbetin az uğradığı ailelerde yetişen çocuklarda vesvese kişilik bozukluğu duygusal sapkınlıkların daha çok görüldüğü gerçeğini göz ardı etmememiz gerekir diye düşünüyorum.Sağlık ve mutluluk dilekerimle..