Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2402.79
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 May 2016

Ruhsuz mektep, şuursuz gençlik demektir

Konfüçyüs'e 'bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu' diye sordular. "Çincenin en çok kullanılan 6000 civarında kelimesini yeniden tanımlamak olurdu" diye cevap verdi. Çünkü ona göre dil düzensiz olursa sözler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünceyi anlatamazsanız ortada kültür ve tarih bilinci de kalmaz. O gün harf inkılabıyla bu milletin dilini de kesmişlerdi. Eğer bugün ciddi bir okuma kültürümüz oluşmamışsa milletçe okumaktan zevk almıyorsak bunun yegane nedeni harf inkılabıdır. Biz bu travmayı bir türlü üzerimizden atamadık. O günden beri sanat, edebiyat, felsefe ve düşünce üretemiyoruz. Her an göçecekmişiz gibi şekilsiz, zevksiz, derinliksiz, alelacele binalar diktik. 1000 yıllık sanat, felsefe, düşünce birikimine ve tarih şuuruna sahip olan bu milletin 20 yıl gibi kısa bir sürede özünden kopartılması dikkate değer değil mi?

Milletin değerleriyle kanlı bıçaklı olan bir zihniyetin yol açtığı bu zarar ziyanı hala telafi edebilmiş değiliz. Düşünün bu zihniyetin son halkası hala kandan bahsedebiliyor! Geçenlerde tarih öğretmeni bir arkadaşım; gençleri geçmişte dünyayı yöneten bir imparatorluğa sahip olduğumuza ikna etmekte zorlanıyorum demişti. Ne hazin. İnanamıyor gençler. Çünkü tarih diye önlerine konulan şey; inkılap tarihi ve devrimler! Kemalizm'in ve pozitivizmin çorak zemininde susuz bırakılmış bir gençliğin geldiği/getirildiği nokta içler acısı.Bu çorak zeminde ne yetenekler heba edildi. Bugün batı taklitçiliğiyle yoğrulmuş, tatsız, ruhsuz, soğuk, sevimsiz, beton yığınlarının arasına sıkıştırılmış milyonlarca gencin gördüğü şey eğitim değildir. İtaattir, taklittir, ezberdir.Geçmişte dünyayı yönetmiş, kültür, sanat ve düşüncede ileri seviyeyi yakalamış imparatorluk bakiyesi bir milletin mektepleri böyle mi olmalıydı? Bugün mektepler iskelet gibi. Ruhu yok! Gençler bilinç kayması yaşıyor.

İlkokul talebelerine 1930'lu yılların bayram törenlerindeki mini etekli kız çocuklarının görüntüleriyle ne verilmek istenir? Gençler ise Mevlana'yı halafolklar sanatçısı zannediyor. Okullarda Hazini'den önce Newton,Cabir bin Hayyan'dan önce John Dalton, El Kindi'den önce Einstein, El Biruni'den öce Kopernik öğretiliyor. Öğretilsin ama o icatları Müslüman bilim adamlarından aşırdıkları da öğretilsin! Gençlerimiziezik ve taklitçi yetiştiriyoruz.Gençlerimiz Bağdat, Harran, Endülüs, Kuzey Afrika ve Doğu Fırat gibi merkezlerde üretilen bilimi ve düşünceyi bilmiyor.Maragha, Bağdat, Kurtuba ve Semerkant gibi bilim, teknoloji, kültür, sanat merkezilerini tanımıyor.Malazgirt fatihi Muhammed'i, İstanbul fatihi Mehmed'i, Kudüs fatihi Selahaddin'i kavrayamıyor.Bu gençler bin yıllık anlı şanlı tarihimizden neden uzaklar? Neden içi boş, derinliksiz, heyecansız, ruhsuz mekteplerimiz var?

Türkiye son 13 yıldırErdoğan'la birlikte yüksek bir kalite ve özgüven yakaladı. Ülke tüm engelleme operasyonlarına rağmen her geçen gün İslam ülkelerininumudu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Mektepler işte bu bilince ve gayrete hizmet etmelidir. Nurettin Topçu'nun dediği gibi"maarif hangi yöne yürürse millet ruhu da onun arkasından gider." Bugün mekteplerde yetişen gençlerin bu şuura ve bilince sahip olması gerekir. Özgüven sahibi gençlerimizin tarihten aldığı misyonla İslam ülkelerinin birliği, dirliği ve istikrarı üzerine kafa yormaları ve bir vizyon geliştirmeleri gerekir. Onlara büyük düşünmeyi öğretmeliyiz. Evet, onların da hayallerinin kanatları olmalı.

Bakınız dünSelçuklular nasıl ki ilk önce merkezu00ee devleti yeniden inşa etme, siyasu00ee birliği tekrar kurma ve adaleti sağlama yoluna gitmişlerse Erdoğan da dağılan siyasi birliği yeniden tesis etme ve bir ortak akıl inşa etme yoluna gitti. Bu siyasi birlik çerçevesinde sağlamaya çalıştığı şey ise kuşkusuz adil, özgün, yerli, bağımsız ve güçlü bir Türkiye'dir. Yerini bilen, sağlamlaştıran, köklü, özgün bağımsız bir ülke emeli güdenlerin ortaklaştığı yeni bir Türkiye demek bu.Biliyorum Liberal çevrelerin, sol sosyalist unsurların, HDP, CHP türünden gayr-i milli duruş sergileyen idrak yoksunu kesimlerin anlayamayacağı bir şeyden bahsediyorum.

Küreselleşme, yeni dünya düzeni gibi ayartıcı kavramlarla Türkiye'nin çıkarcı, sömürgeci, insan karşıtı sisteme entegre olması isteniyor.Bu entegre sürecinde onlara nereli olduğunu unutan, kimlik bunalımı yaşayan, bağımsızlık duygusunu yitiren, birbirinden kopuk, tutarsız, zayıf bünyeli insanlar lazım. Buna mani olmalıyız. Mektepleri medeniyet perspektifli tarihi bir özgüven aşılayan mekanlar haline getirmeliyiz. Bugünlerde yerli duruş sergileyen insanlara ne kadar ihtiyacımız olduğu ortada değil mi?