Dolar (USD)
32.43
Euro (EUR)
34.59
Gram Altın
2382.90
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Nisan 2023

​Rumeysa Haksever'in bayram Armağan'ı

Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Kadir Gecesi ve sonrasında gelen bayramı ile çekip gitti koca bir ay. Bu vesile ile tüm okurlarımızın geçmiş bayramlarını tebrik ediyorum. Mübarek Ramazan ayı bir yıl sonra geri geldiğinde kim öle kim göre, nasip diyorum.

Bayramlar sıla-i rahim için fırsat günleri. Milyonlar o şehirden bu şehre, o köyden bu köye sel olup aktı. Yollar araç seli idi adeta. Biz de başkentten kalkıp memleketimiz olan Çorum’a ve ilçemiz Uğurludağ’a koştuk. Büyüklerimiz başta olmak üzere eş, dost, akraba ziyaretlerinde bulunduk, mezar ziyareti yaptık ve dua ettik âlemi ervaha göçenlere.

Tabiatıyla hanemiz de misafirlerle dolup taştı. Bu gelen misafirler arasında Leyla ve Rumeysa isminde iki yeğenim vardı ki ben onlara “bayram şekerlerim” diyorum. Zira Rumeysa henüz lise öğrencisi olmasına rağmen çıkardığı Armağan isimli şiir kitabını bana hediye etti. Elbette duygulandım. Bu yaşta şiir yazmak başka bir şey ama kitap bastırmak hem büyük bir cesaret işi hem de bu heyecanı bu kadar erken tatmak da farklı bir duygu olsa gerek.

Rumeysa Haksever’in Armağan kitabı 2022 yılında İkinci Adam Yayınları tarafından İstanbul’da basılmış. Kitapta kendisine ait 61 şiirin yanında birisi Leyla Yıldırım’a diğeri Veysel Yıldırım’a ait iki şiir bulunmakta. Kitabın editörlüğünü Berfin Aslı Özen üstlenmiş.

Kitabın takriz sayfasından Haksever’in yüzün üzerinde şiiri olduğunu, öğretmeni Uğur Somuncuoğlu’ndan büyük destek gördüğünü öğreniyoruz.

Kitap aslında üç bölümden oluşuyor. İlk bölüme isim verilmese de daha genel konular bu bölümde işlenmiş. İkinci bölüm “Aileme” ismini taşıyor ve burada şair annesine, babasına ve diğer aile bireylerine ithafen yazdığı şiirleri almış. Üçüncü bölüm ise kitaba adını veren “Armağan’a” ismini taşıyor. Armağan, maalesef çok küçük yaşta talihsiz bir kazada hayatını kaybeden yeğenimizin adı.

Rumeysa Haksever tarz olarak serbest şiiri seçmiş kendisine. Bu konuda bayağı da iyi gördüm onu. Şiirlerinde toplumsal konulara yer verdiği gibi sevgi, hasretlik, gurbet, yoksulluk, çocuklar hakkında da bir hayli şiiri var. Kadın duyarlılığı ile anne şiirleri yazmış, öldürülen kadınlara yönelik zehir zemberek şiirler yazmış, kocası tarafından öldürülen şarkıcı Bergen için şiirler yazmış.

Şiirlerinde çok güçlü ifadeler gördüm ve hayran kaldım. Bunların bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim.

Kaybedenler Kulübü (s.7) şiirinde: “Yoluma taş koyduğun/ yerden başlıyorum hayata”, “Son padişah da öldü şimdi sıra bende”, “Yitirdiklerim kurtulduklarımdı oysa”, “Kaybetmek korkusundandır duyduğum suçluluklar”, “Sanmalarımız ele geçirmiş göz perdelerimizi”

Tuğba’da (s.8): “Kirpiklerinin sayısını ezbere bilirim Tuğba/ Bir çift bahardır yüzün, nilüferdir”, “41 kere çelme takıyorlar sana /Sen 41 kere yeniden doğuyorsun”, “Hâlbuki onlar bilmiyorlar sevmeyi / Hiç avuç içlerinde kuş beslememişler ki / Hep taşlamışlar güvercinleri”

Ey Şair’de (s.9): “Kalbimin vitrininden çıkart seni üzenleri”,

Güz Şiiri’nde (s.10): “Çin seddi gibi uzun saçlarına konmak için /Gün sayıyordu yağmur damlaları”

Mihre’de (s.12): “Duydum ki beni astığın iple başkasına/Salıncak kurmuşsun”, “Biliyor musun sen gülünce kelebek olup uçası geliyor ruhumun”

Senin Yüzünden’de (s.21): “Benim güllere düşkünlüğüm senin yüzünden/Senin yüzünden bu zencefil rengi yağmur”

Ütopya’da (s.24): “Evren yitik aşklar cehennemi”, “Yetim olarak doğanlar eksikti/Öksüz doğanlarsa yarım”

Azat ettim Seni’de (s.31): “Biliyorum unuttun sen beni/Sana verdiğim kırmızı gülü kurutup/ Koymadın eski bir kitap arasına”

Sen’de (s.40): “Sen Tanrı’nın kulu, şeytanın ahbabı/ On halka kılıf giyen yılan”

Annem Giderse’de (s.55): “Annem giderse üşürüm/Dünyadaki bütün kibritler yakılsa/ Isıtamaz beni”

Kurtar Beni Leyla’da (s.60): “Belimin büküleceği günü bekliyorum/ Zor işitmeli kulaklarım /Tansiyon haplarıyla dolmalı çekmecem /Alzheimer olmak istiyorum Leyla /Silinsin hafızamdan her şey”

Alya’da (s.64): “Kuşlar hep bir göç derdinde/ Papatyalar desen yasta/ Sen bilmezsin kış hüznü bu Alya”

Asya’da (s.65): “Ben bir bodrum kat kızıyım Asya /Kulağımda farelerin ayak sesleri”

Begüm’ümde (s66): “Bak gör, sen her güldüğünde kelebekler konacak gamzene”

Gerçekten de güzel dizeler değil mi?

Tabi bu şiirleri okuyunca sevinmenin yanında tıpkı otoyolda yorgun yorgun giden eski bir arabaya son model lüks bir aracın “kenara çekil, yol ver” dercesine selektör yaptığı gibi kendi kendime “Gençler yol istiyor ihtiyar, artık sen de çekil bir kenara. Bırak gençler yazsın artık.” demeyi de ihmal etmedim.

Rumeysa yaşına göre çok büyük şiirlere imza atmış. Örneklerden de gördüğünüz gibi çok güçlü ifadeleri gayet kolay bir şekilde ifade etmiş. İleri de büyük bir şair olacak inşallah. Kendisine gerek tahsil hayatında gerekse şiir yolunda başarılar diliyorum.