Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2402.67
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Şubat 2020

Rus kalleşliği

4 milyon sivilin yaşadığı İdlib’in huzura ermesi için Mehmetçiğin taşın altına elini sokmaktan başka çaresi kalmadı. Soçi ve Astana mutabakatlarına rağmen Esed yine yapacağını yaptı. Sivillerin güvenliği için İdlib ve çevresinde tahkimat yapan Türk birliğine topçu atışı yaparak 8 vatan evladımızı şehit etti. 5 ciğerparemizi ize yaralayarak gazilik rütbesine erdirdi. Topçu atışının karşı tarafa birliklerimizin yerleşeceği koordinatlarının verilmiş olan yere yapılması ihanetin başka bir boyutu. Şehitlere rahmet yaralılarımıza acil şifalar dilerken, kalleşliği yapanların yanına kar kalması durumunda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarları harekatlarının sorgulanacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye’nin masada attığı her olumlu adım sonrasında İdlib özelinde sahada arkadan vurulması yeni bir şey değil. Rusya bu oyunu defalarca oynadı. Libya’da Hafter’in zor duruma düşmesi Suriye’de Rejim-İran-Rus saldırılarını artırdı. Türkiye’nin Suriye rejimine karşı angajman kurallarını değiştirmesi, 22 Haziran 2012’de Türk F-4 uçağının eğitim uçuşu sırasında Suriye tarafından düşürülmesiyle olmuştu. Suriye birliklerinin 3 Ekim 2012 tarihinde Akçakale’ye topçu atışı sonucunda 4 vatandaşımızı şehit etmişler akabinde yapılan atışlarla Esed’in 34 kana susamış köpeği öldürülmüştü. 2015 yılında Rus uçağının düşürülmesi ile Suriye çatışmaları farklı bir boyuta evrilmişti.

Suriye’de kurulan ABD-Rusya tahtaravallisi, İsrail-İngiliz-Fransız istihbaratlarının gölgesinde bölgeyi kaosa sürükleyerek etnik temizlik ve Müslüman kıyımı kalıcı bir politika olarak sürdürülüyor. Suriye’de yaşayan her dört kişiden biri İdlib’de yaşıyor. Etnik temizlik yapmadan muhalifleri sindirmeden meşru seçimlere iş başına gelemeyeceğini çok iyi bilen Esed tıpkı Libya’da Hafter gibi emperyalistlerin desteğiyle iktidarını sürdürmek istiyor. Çatışmanın ayak sesleri bağıra bağıra geldi. Erdoğan'ın Ukrayna ziyareti Rusları küplere bindirdi. Bir gün önce Rus uçakları Türkiye’nin koruması altında olan Fırat Kalkanı Bölgesi’ndeki El-Bab’a hava saldırısı düzenleyerek cepheyi genişleteceğini ilan etti. Rus-Şii-Rejim unsurlarının İdlib’i saldırılarının ardı arkası kesilmeyince Muhalifler Halep’in doğusundan cephe açarak meşru müdafaa hakkını kullalandılar. Türk birliklerine saldırı öncesinde Esed Rejimi ile çatışan muhalifler Rus Kuvvetleri Operasyon Merkezi’ne saldırırak, 4’ü subay 10’a yakın Rus’un öldüğü, bir Rus muhabirle birlikte birkaç kişinin de yaralandığı olayın hemen ardından meydana geldi. Saldırıda 12 Esed askeri ölmüş 24 Esed askeri yaralanmıştı.

Koordinatları verilmiş noktaya saldırı sonrasında Putin’in koordinatlar bize verilseydi vurulmazdı savunması tamamen zevahiri kurtarma babından bir lakırdı. Sen bütün gücünle hava, kara unsurlarınla muhaliflere saldıracaksın Türkiye’den de muhaliflerin karşılık vermesini engellemesini bekleyeceksin. Ruslar’ın El-Bab’ı vurmasının Putin-Netanyahu görüşmesinin ve ABD istihbarat (CİA) direktörü Gina Haspel’in Tel Aviv ziyaretinin hemen ardından meydana gelmesi, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Yüzyılın İhaneti’ne karşı pozisyon aldığı bir sırada olması ayrı bir vakıa.

Osmanlı’nın Suriye’den çekilişi noktasına getiren olayları incelediğinizde bugün kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden başka bölgeyi huzura götürecek bir alternatifin olmadığı gerçeğiyle karşılaşırsınız. O gün, Cemal Paşa’nın etrafı ajanlar ve Türk askerini ölüme gönderen Alman yetkililer tarafından kuşatılmıştı. Ordunun Kurmay Başkanı Alman Von Kress, ‘Cephede akan kan İngilizler ile Türkler arasında husumet artıracak ve bizimle olan rabıtayı güçlendirecekti” diyerek hedeflerinin Osmanlı zaferi değil İngilizleri oyalamak olduğunu açık etmişti. Yine Cemal Paşa ‘arz-ı Mevud’ davasının neferleri olan Yahudi casusluk örgütü Nili ile çalışıyor. Aaron ve Sarah gibi Nili’nin dişi militanları Osmanlının her hareketini Cemal Paşa’nın Karargahından İngiliz istihbaratçı Lawrance’ye ulaştırılıyordu.

Bugün ülkemizde İttihatçı artıklarının bittiğini mi sanıyorsunuz. Türkiye, Esed ile masaya otursun diyenlerin derdi bölgede İslam adına ne varsa silinip süpürülmesidir. Suriye ile savaşa girersek Rejimin safını tutarız diyecek kadar alçaklaşan gürüha rağmen, Türk uçakları ve topçusu katil Esed’e dersini veriyor. Gelişmeler üzerine Ayn-el Arab’da Türk-Rus devriyeleri durduruldu. Rusya birliklerinin Suriye’de ya Esed’e kalkan olmaktan vazgeçmek veya leşlerini toplamaktan başka çaresinin olmadığını da göreceksiniz. Eğer Türkiye masada olacaksa, sonuna kadar sahada olmaya mecburdur. Libya’da, Yemen’de, Filistin’de, Kudüs’te, Suriye’de zulüm, kan ve gözyaşını sona erdirecek yegane güç Mehmetçiktir. İdlib’deki dengenin Akdeniz’deki denge ile yakından ilgisi vardır. Rabbim şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine Mehmetçiğe zafer ihsan eylesin… vesselam…