Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Haziran 2015

Sadece Diploma Yetmez!

Türkiye'de, bürokrasiyi oluşturan kadroların ülkenin büyümesi, gelişmesi ve kalkınması için ne kadarlık bir katma değer ürettiğinin artık bilimsel koşullarda ölçülmesi gerekiyor. 20'nin üzerinde bakanlık, onlarca bağımsız-bağlı-ilgili kurum, kuruluş ve başkanlık, taşra teşkilatında yüzlerce il-ilçe-bölge müdürlüğü, yerel yönetimlerde bir o kadar birim var. Bütün bu devasa yapısıyla kamu teşkilatı ülkenin ekonomik yapısı içerisinde nasıl bir yer işgal ediyor, nasıl bir maliyet kalemi oluşturuyor? Genelde ülkenin, özelde bölgelerin, illerin, ilçe ve beldelerin kalkınması için ne gibi bir katkı sağlıyorlar, neler yapıyorlar, ne gibi hizmetler üretiyorlar, ürettikleri hizmetlerin yanında ne gibi projeler geliştirip sahaya indiriyorlar? Bütün bunların cevabı Türkiye'de henüz net olarak ölçülmüş değil. Elimizde sağlıklı veriler yok. Mesela kamu verimlilik standartları yükseldi mi azaldı mı? Rasyonalite, etkinlik ve etkililik ne kadar sağlıklı ölçülüyor?

Bütün bunlar tabii olarak kamudaki insan kaynağının kalitesi ile birebir ilişkili. Kamu hizmetine seçilen insanların sadece rutin devlet hizmetleri için yetiştirilmesi ya da programlanması bir anlam ifade etmiyor. Türkiye'nin rutinin üzerinde işler yapabilecek insan kaynağına ihtiyacı var. Özellikle yönetici pozisyonundaki bürokratların ufku açık, vizyon sahibi, girişimci, tartışmacı ve eleştirel kimliklerden oluşması gerekiyor. Sadece parlak bir eğitim kariyerine sahip olmak da yetmez. Yani yüksek ihtisas yapmış olmak, birkaç yabancı dil bilmek de donanımlı memur ya da bürokrat olmak için yeterli değil. Kaç diploma, kaç sertifika sahibi olduğunuzdan çok kaç farklı yeteneğe, kaç farklı uzmanlığa, kaç farklı ayırt edici özelliğe, kaç farklı kabiliyete ve proje geliştirme-uygulama yetisine sahip olup olmadığınız önemli.

Yurt dışında yüksek yapmak, doktoralı olmak, dil bilmek tabii ki bunlar önemli ve değerli kariyer ölçütleridir. Ama bunların fiilen iş yapan birimlerde bulunduğunuz zaman işinize ne ölçüde yaradığı ve bunları işiniz için ne kadar yararlı kullanabildiğiniz önemli. Analitik düşünceye sahip değilseniz, sentez yeteneğiniz yoksa, farklı düşünme ve farklılık üretme kabiliyetiniz yoksa, her şeyden önemlisi teoriyi pratiğe dökme azminiz ve istidadınız yoksa bütün bunların hiçbir değeri yok. Bütün bu diploma ve sertifikalarınızla hangi kamu örgütünde hangi önemli/önemsiz mevkiyi işgal ettiğinizin de bir önemi yok. Şahsi ikbaliniz ve ülkenin geleceği için önem kazanan hususlar şunlar:

1-Çalıştığınız kurum, birim ya da daireyi ne kadar sahiplendiniz? Sorumluluk duygunuz ne düzeyde gelişti? Örneğin oradaki insanlar ve eşyalar sizin için ne anlam ifade ediyor? Yaptığınız iş sizin için ne anlam ifade ediyor?

2-Yolunda gitmeyen, israfa ve verimsizliğe yol açan problemler karşısında tutumunuz bedir? Kayıtsız mı kalıyorsunuz yoksa önüne geçmek için bir şeyler yapıyor musunuz?

3-Yaptığınız işle ilgili olarak ne kadar az iş yaparsam veya ne kadar az risk alırsam o kadar iyidir mi diyorsunuz? Yoksa farklı mı düşünüyorsunuz? Yani nemelazımcılık katsayınız nedir?

4-Yaptığınız iş, çalıştığınız alanla ilgili, işin ya da hizmetin daha kaliteli olması için bir fikriniz bir proje ya da düşünceniz var mı?

5-Yaptığınız iş küçücük bir kamu hizmeti dahi olsa bunun toplam kaliteye olan katkısını hissedebiliyor musunuz?

6-Ne kadar üretkensiniz ve ne ölçüde farklı düşünce ve uygulamalara açıksınız? Kabiliyetlerinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz? Bir gayretiniz var mı?

7-Aldığınız eğitim, bildiğiniz yabancı diller ve bütün sertifikalarınız sizi ne kadar geliştirdi? İş hayatınızda yakalamış olduğunuz gelişkinlik düzeyiniz nedir? Bunun kıyasını hiç yapabildiniz mi? Yani pratik hayatta karşılaştığınız sorunları çözmede aldığınız eğitim sizi ne ölçüde rahatlatıyor?

8-Özellikle üst düzey ya da merkez bürokrasisinde iseniz temel amacınız bugün bulunduğunuz yerden daha iyi bir makamda olmak mı yoksa daha büyük proje ve fikirler geliştirerek ülkenin geleceği için hayırlı işler yapmak, güzel projeler üretmek mi?

Türk bürokrasisindeki genel eğilim tabii olarak yukarıdaki soruların cevaplarını ideal anlamda karşılayacak durumda değil. Ancak hepsinden daha önemli bir şey var ki bunu ifade etmeden bitirmeyelim. Bu manzaradan sadece bürokratları ve memurları sorumlu tutmak da doğru değil, toplumun ve siyasetçilerin ne yaptığı da çok önemli! Bu manzaranın değişmesi için özellikle siyaset kurumuna çok büyük görevler düşüyor. Başka bir yazıda işin bu noktasına temas edelim.