Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.82
Gram Altın
2385.22
BIST 100
10211.93
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Ağustos 2023

Şairin gözü kara olur

Şair Tayyib Atmaca'nın yönetiminde çıkan Hece Taşları ve Açıkara dergisi şair Mehmet Gözükara'nın şiirlerinie rast gelmiş ve bu şiirleri zevkle okumuştum. Bu şiirler arasında özellikle Mehmet Gözükara'nın Gerek Tayyip Atmaca ile ve gerekse diğer bir kaç şairle atışmaları, bizleri o eski aşıklar kahvesinde sazlarıı eline alan aşıkların zamanına ve diyarına götürüyordu.

Birgün şair Mehmet Gözükara ile tanışmak ve onunla röportaj yapmak istediğimi Hece Taşları'nın ve bizim üstadımız Tayyib Atmacaya telefonda bildirmiştim. Kendisi de tabi şaircecevap vermiş.Yahu kardeşim Gözükara’yı ne yapacaksın.Varsa yoksa gözü kara biri varsa o da benim." Burada şair sözünü yabana atmış sözü ilk anlamında anlamıştım. Ben de kendimce haklıydım. Tayyib Atmaca, özellikle Açıkkara'da bazı hicivlerini ve taşlamalarını (bunlar da şiir) müstear isimlerle yazıyordu.

Tayyib Atmaca'nın bu müstearı bana 90'lı yıllarda meşhur bir dergide meşhur bir yazarın kendi kendisiyle yazdığı röportajları hatırlattıydı. Gerçi bu durum Türk edebiyatının bir çok döneminde vardı. Hele padişahların, paşaların şerrinden krunmak için klasik şairlerimizin başvurduğu bir yöntemdi.

Biz yine Mehmet Gözükara'ya dönelim. Bu şairle ilk defa geçtiğimiz gün Cihannüma tarafından bu sene ikincisi Aksaray'da yapılacak olan Anadolu Şiir Akşamlarında tanıştım. Bizden önce Aksaray'a varmış olan Maraşlı şairler, misaifrhane lobisinde sohbet ediyorlardı. Onlara selam vermiş kısa hasbihalden sonra Tayyib Atmaca üstadımız yanındaki şairin Mehmet Gözükara olduğunu söylemiş ve bizi tanıştırmıştı. Şair-fotoğraf sanatçısı Yasin Mortaş ile de daha önceki şiir akşamları-gecelerinde tanışmıştım.

Sohbet esnasında ben şair Mehmet Gözükara'nın şiirlerini severek-beğenerek okuduğumu ve bunu Tayyip Atmaca üstadımıza belirttiğimi söylemiş olmamama rağmen Mehmet Gözükara'ın hayali bir şair olduğunu söylemiştim. Tayyib Atmaca da artık Mehmet Gözükara'nın kim olduğunu öğrendin. Şimdi bir fıkra ile bunu taçlandıralım, demişti.

Fıkra şöyle… Hiç çocuğu olmayan bir adam varmış. Bu adam kimsenin kendisine baba demediğinden dert yanıyormuş. Bir gün pazara gitmiş ve papağanın biri ona "baba" demiş. Aha demiş adam ben bu papağanı alacağım. Papağanı almış ve eve getirmiş. Ne hikmetse adama papağan bu sefer "baba" dememiş.Adam kızmaya başlamış. Papağanın tüylerini yollamaya başlamış. . Her bir tüyü de çekerken "bana baba de" demiş. Papağanın kuyruğunda bir kaç tüy kalana kadar yolmuş adam. Ve papağanı balkona koymuş. Üç gün sonra papağan adamın aklına düşmüş. Hele şu papağana bir bakayım, ölmüş mü kalmış mı? Balkona geldi ki ne görsün. Papağan, bir serçe kuşunu yakalamış ve tüylerini yoluyormuş. Papağan, serçenin tüylerini yolarken de "bana baba de, bana baba de." diyormuş.

Tayyip Atmaca, fıkrayı anlattıktan sonra "Sözün tamamı delilere denilir. Artık bundan sonra gözükaranın ben olmadığımı anladın. Bundan sonra Mehmet Gözükara'ya baba diyebilirsin, dedi Tayyib Atmaca...

Gece geç saatlere kadar Mehmet Gözükara ile oturduk, sohbet ettik. Şiir serüvenine dair uzun uzun muhabet ettik. Bir sonraki yazıda Mehmet Gözükara'nın şiirine dair kısmet konuşacağız.

Bir teşekkür…

Anadolu Şiir Akşamlarının ikincisinin düzenlenmesinde emeği geçen Aksaray Üniversitesi Eski rektörümüz Prof.Dr. Yusuf Şahin, Cihahhüma Aksaray il başkanı Mustafa Durmuş Avşar ile yönetim kurulu üyeleri Hasan Doğan, Sadık Bülbül,Hacı Tok, Mikail Tepe ve Ahmet Şenses’e teşekkür ederiz. Ayrıca Katkıları için Aksaray Belediye başkanı Dr.Evren Dinçer Bey’e de teşekkür ederiz.