Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Aralık 2014

Sarıkamış Katliamı

Sarıkamış Harekatı 22 Aralık 1914-17 Ocak 1915 tarihleri arasında sadece 25 gün sürmüş, 25 günde 109.274 bin askerimiz can vermiştir.

Genelkurmay Başkanlığı 1933'te Sarıkamış kayıplarını 108 bin kişi olarak açıklamıştır. Geri dönen askerin kaçının tifüsten öldüğü bilinmemektedir. Net rakamlar şöyledir:

Birlikler 22 Aralık 1914 18 Ocak 1915 Kayıplar

9. Kolordu . 36.784 - 36.784

10. Kolordu 48.943 2.200 46.743

11. Kolordu 27.019 5.200 21.819

2. Süvari Tümeni 5.428 1.500 3.928

Toplam 118.174 8.900 109.274

Türkiye I. Dünya Harbine maceracı bir darbe hükümetince sokulmuştur.

Harbe girilirken meclis kararı alınmamış, Padişah harbe girildiğinden, savaş kararı imzaya getirildiğinde haberdar olmuştur.

Darbeciler hükümeti ele geçirdiklerinde ülkeyi yönetememiş Almanya' dan 5 milyon altın borç istemişler, Almanya borç vermek için Türkiye' nin Almanya yanında savaşa girmesini şart koşmuştur.

Maceracı ve darbeci Enver Paşa ve arkadaşları Almanlarla anlaşıp "meşhur", "Rus Limanlarını bombalama senaryosu" ile ülkeyi savaşa sürüklemişlerdir.

Kendi inkarına rağmen, Enver Paşa' nın limanları bombalama emri sonradan Genel Kurmay arşivlerinde bulunmuştur.

I. Dünya Savaşında kayıplarımız o kadar büyüktür ki, Sarıkamış Türkiye'nin savaştığı cephelerden sadece birisidir.

Sarıkamış harekatının taktik hedefi, Ruslar karşısında Polonya cephesinde zorlanan Alman askerini rahatlatmaktır.

Hanslar için Hasanlar feda edilmiştir.

Enver Paşa'nın hocası Hasan İzzet Paşa, saçma bularak harekata karşı çıkmış, Enver Paşa, "Hocam olmasanız sizi Divan-ı harbe verirdim" sözleriyle hocasını "asmakla" tehdit etmiş, kumandayı kendisi üslenmiştir.

Savaş sonrası esir düşen Türk subaylarına, Rus Generalleri, "Siz tecrübeli bir milletsiniz, bu mevsimde Sarıkamış'ta savaşılmayacağını nasıl bilmezsiniz?" demişlerdir.

Savaş çok dramatik şartlarda geçmiştir.

Asker beline kadar karlar içindedir. Çok şiddetli kar fırtınası vardır. Arazi ormanlıktır. Yürüyüşler çoğunlukla geceleri yapılmakta, kim nereye gittiğini bilmemektedir.

Harekatın başladığı anda tanıyamayarak iki kolordumuz birbiriyle vuruşmuş, ilk saatlerde 3 bine yakın kayıp verilmiştir.

Yorulan askerler bitkinlikten çökmekte, bacaklarının arasında tüfekleri ile donup kalmaktadırlar. Yollar böyle donmuş askerlerle doludur.

Soğuk nedeniyle askerlerin elleri ayakları donup, cam gibi kırılarak bedenlerinden ayrılmaktadır.

Savaşmaktan ve yaşamaktan ümidini kesen asker Kur'an mırıldanmakta, Kur'an sesi sahraya yayılmakta, asker dondukça sahra sessizleşmektedir.

Bit nedeniyle tifüs salgını başlamış, tifüs bölgedeki sivil halka da sıçramış korkunç kayıplar olmuştur.

Don toprak kazılamamakta, şehitler defnedilememektedir. Şehit cenazeleri üst-üste yığılmakta onlarca metre uzayan metrelerce yükseklikte cenaze yığınları oluşmaktadır.

Köy evlerine odun yığınları gibi cenazeler doldurulmuştur.

Başıboş köpekler arazide kalan cenazeleri yemekten o kadar semirmişlerdir ki karınları yerlerde sürünmektedir.

On binlerce Anadolu çocuğu da Ruslara esir düşmüş, Ruslar tarafından vagonlarda kilitli bırakılarak aç, susuz, hasta, can vermişler, pek azı ülkeye dönebilmiştir.

Darbeci Enver Paşa, önüne kayıpların listesi konulduğunda, soğuk bir ifadeyle "Nasılsa ölmeyecekler miydi?" demiştir.

Enver, İstanbul' a döner dönmez "Sarıkamış" la ilgili yayın yasağı koymuş, Şimdilerde "Gezi" ye dönüşen "Enver Lobisi" bu yasağı 1990 lara kadar sürdürmüşlerdir.

Türkler, bu faciadan 90 yıl sonra haberdar olabilmişlerdir.

Enver, 13 darbeciyle birlikte, 1 Kasım 1918 Cumartesi gecesi saat 23.00'de bir Alman Gemisi ile İstanbul'dan kaçmıştır.

Vahdettin İngiliz gemisi ile kaçtı diye yırtınanlar, Alman gemisi ile kaçışı "pikniğe gitmek" saymışlardır.