Dolar (USD)
32.29
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2457.38
BIST 100
10176.48
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Nisan 2021

Savaş Ateşi Bizi Sarmamalı

Son 10 yıldır yaşananlar bölgesel ittifakların değişeceğine işaret etmişti.

Son 5 yıldır yaşananlar ise değişimin beklenenden çok daha hızlı olduğunu gösterdi.

Kimse bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu.

ABD geldiğini görmediği Çin’e beklemediği bir anda yenildi. Ama kabul etmiyor.

Çin, ucuz üretim gücünü ve bunu daim kılacak Ar-Ge ataklarını hızlandırdı.

Değişim kaçınılmaz.

Değişimin hızlı olmasında şüphesiz ki ABD’nin Türkiye’yi kafasında doğru yere konumlandıramamasının etkisi büyük...

Türkiye, bölgede yükselen gücü ile İsrail’in politikalarına açık yüreklilikle karşı duruyor ve bu da Yahudi lobilerinin ABD Kongresi ve Senatosundaki duruşunu etkiliyor.

Şubat ayında Cumhuriyetçiler ve Demokratlardan oluşan 54 senatörün ABD Başkanı Joe Biden’a yazdığı mektup, Mart ayında yine Cumhuriyetçiler ve Demokratlardan oluşan 180’i geçkin Kongre Milletvekilinin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e yazdığı mektup bunun en iyi göstergesi...

Trump dönemine girmek bile istemiyorum.

Ama görüldüğü gibi ABD’de de başkanın değişmesi her şeyi değiştirmiyor.

Aslında geçtiğimiz hafta Mısır’da yaşananlar buna güzel bir örnek oluşturuyor.

Boynun iki yanında yer alan şah damarı ne demek ise Mısır için Süveyş Kanalı ve Nil Nehri o demek.

Bu şah damarını tıkayan Ever Given isimli büyük geminin gerek Mısır’ı gerek ise dünyayı ne kadar zora soktuğunu hep birlikte gördük.

Ever Given büyük, geniş ve ağır bir gemi...

Tıpkı son yıllarda uluslararası ticaretin bel kemiği olan diğer konteyner gemileri gibi...

ABD’de de üzerinde birçok farklı konteynerin yer aldığı büyük bir gemi...

Rotasını çevirmek kolay değil. Sert rüzgârlar gerekiyor.

Gittiği rotada her konteynerin farklı menfaati var.

Bunu çok iyi bilen Türkiye, ABD’nin YPG ile salvosuna oldukça “nazik ve sabırlı” bir dil ile karşılık veriyor.

Tabii zamanında atılması gereken adımlarda geç kalınmasının Türkiye’yi bu duruma soktuğunu söylemek yanlış olmaz.

Eğer Özal, Irak’a girebilseydi acaba durum ne olurdu?

Yaklaşık 10 sene sonra aynı kararı vermek isteyen Recep Tayyip Erdoğan bunu başarsaydı, acaba işler buralara varır mıydı?

Bunlar cevabı zor sorular...

Nasıl İsmet İnönü’nün Meis adasını Yunanistan’a bırakmasının sonuçlarını bugün yaşıyorsak emin olun verilmeyen ya da geç verilen her kararın bedelini zamanı gelince ödeyeceğiz.

Rusya ile iş birliği Türkiye’yi birçok alanda bir adım öteye götürdü.

İşte Libya, işte Karabağ...

Libya’da Rusya’nın oluru daha sonra yine bizzat kendisinin karşı çıkmasına dönüşse de günün sonunda kazanan yine Türkiye oldu.

Bu da gösteriyor ki Türkiye için sahada olmaktan ve bölge ülkeleri ile denge kurmaktan başka bir çözüm yok.

ABD’nin de bölgedeki çıkarlarını korumasının tek yolu da tabii ki Türkiye ile çıkarlarını ortaklaştırmasından geçiyor.

Bir an için ABD’nin Türkiye’ye rağmen attığı adımların sonuçlarını anladığını düşünelim.

Neler değişir, neler...

Evet Türkiye dış politikada birçok konuda ürkek davrandı.

İşte Ayn-el Arab örneği...

Görüldüğü kadarıyla bununla ilgili dersler çıkarıldı.

Rusya her ne kadar güvenilir bir ortak olmasa da coğrafyamızdaki “kadim” komşumuz.

100 yıllarca komşularla yaşadığımız düşmanlıkların bizlere hiçbir şey kazandırmadığını detaylıca yazan sayfalar dolusu tarih kitapları var.

Peki iyi komşuluk ne kazandırıyor?

Bir düşünelim.

Doğu hattında savaşı kazandık ve ilerliyoruz.

Geçtiğimiz gün Türk Keneşi (Konseyi) toplantısı Rusya’ya rağmen yapılabilir miydi?

Türkiye'nin, Yunanistan'a karşı açtığı bir savaşta hiç şansının olmadığını söyleyen Yunanistan eski savunma bakanının savaşın sonunda İzmir ve İstanbul'un Yunanistan tarafından ele geçirilmesinin muhtemel olduğunu söylemesi Yunanlıların Ruslarla-Türkler arasındaki yüzyıllar süren o düşmanlık bataklığına saplandığını gösteriyor.

Batımızdaki tehditleri gördünüz.

Güneyimizde savaş devam ediyor.

Şimdi de kuzeyimizde savaş riski var.

Bu gerçekleri görmeli bölgedeki zorlu dengeleri kurmada sahadaki varlığımızın zorunluluğunu anlamalıyız.

Yıllanmış savaşları bitirmeden yenilerine fırsat vermemeliyiz.

Ateş bizi sarmamalı.