Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2400.95
BIST 100
10336.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Nisan 2016

Savaş Şiddetleniyor

Küresel satranç oyunu devam ediyor. Mücadele hiç bu kadar çetin olmamıştı. Oyunu kuranlara ve kurallarını belirleyenlere karşı oynuyoruz. Mücadelenin büyüklüğünü varın siz hesap edin.

Gelin bu oyunun ekonomi cephesini beraber inceleyelim. Geçtiğimiz hafta tüm dünyanın beklediği OPEC ve OPEC dışı üreticiler arasında yürütülen enerji toplantısından uzlaşma çıkmadı. Peki, bu durumdan kim nasıl etkileniyor? Bir varil ham petrol başına üretim maliyeti Rusya'da 40-60$ iken ABD'de bu miktar 40-80$, Irak ve İran ülkelerinde 20-30$ civarında. Suudi Arabistan'da ise 10$'ın altında. Bu durumda üretim maliyeti düşük olanlar kazanmaya devam ederken üretim maliyeti yüksek olanlar sürekli zarar yazıyor.

Petrol sahibi olmak güçlü olmak için tek başına yeterli değildir. Bu küresel oyun içerisinde güçlü olmak için para önemli bir araçtır. Parayı elinde tutan, diğer oyunculara karşı önemli bir güç sahibi olur. Oyuncular parayı yönetmek için de faiz ve güven unsurlarını kullanır. Son yapılan hamlelerle doları ana vatanına yani ABD'ye çekerek ABD dolar endeksi bütün para birimlerine göre ortalama olarak son 30 yılın zirvesine çıkarıldı.

Önceki yazılarımda defalarca değindiğim ve yine hatırlatmakta yarar gördüğüm bir husus var. Bu mücadeleyi ulus devletlerin ve küresel sermayenin hem karşılıklı olarak hem de kendi aralarında verdiği bir mücadele olarak görmek gerekir. Panama belgeleri bu oyun içerisinde İngiltere'ye ve Rusya karşı yapılmış olan önemli hamleler arasında. Neden mi? Çünkü Panama belgelerine göre çoğunlukla Birleşik Krallık'da kayıtlı 300 binden çok firma adına işlem yapıldığı belirtiliyor. Aynı şekilde Putin'in çevresiyle ilgili çok sayıda belge yayınlandı. Dünya bu belgeleri konuşurken geçtiğimiz hafta bir başka hamle geldi. Merkezi İngiltere'deki yardım kuruluşu Oxfam'ın yayımladığı raporda, aralarında Apple ve Microsoft gibi dev şirketlerin bulunduğu 50 firmanın ABD hükümetine vergi ödememek için off-shore hesapları tercih ettiği ve ülkenin federal politikalarında etkili olabilmek için her yıl lobicilik faaliyetlerine yüz milyonlarca dolar harcadığı iddia edildi. Rapora göre ABD'li 50 firmanın 1,4 trilyon doları vergi cennetlerinde yer alıyor. Volkswagen olayı ile başlayan bu operasyonun harareti, yapılan karşılıklı hamlelerle daha da artıyor. AB ülkelerinin arasında en fazla güce sahip olan Almanya'ya karşı yapılan bu operasyon aynı zamanda bu şirketin ortaklarına da yapılmıştı. Bu operasyondan en çok zarar görenlerden biri de Katar olmuştu. Bu hamlelerin son dalgası Japon otomobil devlerinden biri olan Mitsubishi'ye yapıldı. İç içe geçmiş terör ve istihbarat örgütlerini kullanan ulus devletler ve çok uluslu şirketler karşılıklı hamlelerini yapmaya devam ediyor.

Suların ısındığı bir başka bölge Güney Çin Denizi bölgesi. ABD Çin'i TPP projesi ile ticari yönden kıskaca alırken, Tayvan dahil çevredeki petrol potansiyeli olan ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki hakimiyet üzerine çalışıyor. Çin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin bölgede kurduğu ve son on yıldan bu yana kendisini sıkıştıran askeri ve ticari çemberi kırmayı hedefliyor. 5 Nisan'da 8 bin kişilik Amerikan ve Filipin askeri birliği Çin'in kendine çok güvendiği Güney Çin Denizi'nde yıllık tatbikata başladı. Çin'in denizlere hakim olma çalışmaları sonrası ABD Savunma Bakanı'nın 7 Nisan'da yaptığı konuşmada "Çin'i ABD'nin Rusya'dan sonra ikinci sırada tehdit ülke" olarak ilan etmesi, mücadelenin büyüklüğünü gözler önüne serdi.

AB'de de durum karışık. Irkçı milliyetçiliğin arttığı AB'de, yeni liderler arasında Putin'i umut ışığı olarak görenler bile var. İngiltere ve Çek Cumhuriyeti'nden ayrılık sesleri geliyor. 2008 küresel krizin ardından hala toparlanamayan AB, sıfır faiz politikasıyla ekonomiyi canlandırma peşinde.

Diğer tarafta ise ABD, 11 Eylül olaylarında rolü olduğunu vurgulayan ve Suudi Arabistan'a yönelik yargı yolunu açabilecek olan yasa tasarısı hazırladı. Ancak Suudi Arabistan'ın bu hamleye cevabı çok sert oldu. ABD'yi, yasanın geçmesi halinde elindeki 750 milyar dolar değerindeki FED tahvilleri ve bonoları satarak dünyadaki dolar fiyatlarını düşürmekle tehdit etti. Bunun ardından ABD Başkanı Obama soluğu Suudi Arabistan'da aldı. Görüşmenin ardından yasa tasarısı konusu askıya alındı. Bu restleşme İran'a uygulanan ambargonun kalkmasıyla ABD'nin bölgede Suudi Arabistan'ın yerini İran'a mı vereceği yönünde tartışmalara yol açtı.

İsrail'in, İran'ın, Kuzey Irak/Irak'ın, Azerbaycan'ın, Doğu Akdeniz'in, Rusya'nın doğal gaz rotası üzerinde olan Türkiye, Jeopolitik konumu dolayısıyla enerji kavşağı olacak. Türkiye artık sadece transit geçiş rotası olmak istemiyor. Aynı zaman da enerji ve ortaklık payı da istiyor. Enerji üzerindeki hakimiyetini kaybetmek istemeyen Rusya, Türkiye'yi Ermenistan ve Suriye'deki askeri varlığını takviye ederek üç yönden kuşatarak jeostratejik bir konum aldı. Türkiye de Azerbaycan, Ukrayna ve Kazakistan üzerinden bu kuşatmaya cevap verdi.

Görüldüğü üzere oyun büyük. Bize düşen devletimizin yanında yer almak.