Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Mart 2019

Seçimden sonra neler yaşanacak?..

En istikrarlı dönemlerimizde bile bir buçuk yılda bir “hayati” seçime giriyoruz.

Malûm, seçim demek devlet işlerinin aylar öncesinden iyice yavaşlaması demek…

Piyasaların “bekleme” moduna geçmesi, siyasi kariyer hesaplarının güncellenmesi, kişisel ihtirasların hareketlenmesi, pozisyonların gözden geçirilmesi…

Bugünlerde muhtar adayından belediye meclis üyesine, başkan adayına kadar nice nice vatan evlâdı mücadele ediyor ve o vatan evlâtlarının hesaplarına eklemlenmiş kaç milyon “ince” hesap var…

Partilerdeki “adaylık mücadelesi” sürecinin de bir çok yerde ne çetin çekişmelere, hatta çatışmalara sahne olduğunu bilirsiniz…

Bir de seçimlerin sonrası var; her seçimin ardından eskiler gidecek yeniler gelecek, kadrolar yeniden şekillendirilecek, gelenler işlerini oturtmaya çalışacak, nereden baksan yarım sene…

Tam işleri oturtuyorum, oturttum derken haydi bir başka gelişme ve yeni seçim!..

Böyle bir ortam…

Birçok memleket bu süreçlerden geçiyor, Türkiye de en istikrarlı dönemlerinde bile seçimden seçime koşmak mecburiyetinde kalıyor…

Her iktidar, önünde şöyle seçimin olmadığı uzunca bir sürenin olmasını arzular ama özellikle Türkiye gibi “dışarıdan gelen rüzgârlara” açık, sürekli tehdit altında tutulan bir ülkede bu mümkün olmuyor, olamıyor, olur İnşallah.

Bu seçim “normal” vaktinde yapılıyor bundan sonraki seçim de “normal” vaktinde yapılır İnşallah.

Bir haftadan az bir süre sonra gireceğimiz seçimin ardından “normal vaktine” kadar seçim olmamasını diliyorum bir memleket evlâdı olarak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin vaat ettiği “icra” plânı uygulamaya geçsin, vaat ettiği “dinamik yapılar”ı görelim, nelerin yapılabildiğini nelerin yapılamadığını iyice anlayalım, rahat olmasa da “sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilir” bir ortama kavuşalım…

Bunu istiyorum…

Bu seçimden çıkacak sonuç, bunun olup olmayacağını büyük ölçüde belirleyecek gibi.

Cumhur İttifakı seçimden “başarılı sayılabilecek” bir sonuçla çıkarsa, bu iktidara “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin nimetlerini görelim.” diyebilme imkâna kavuşuruz.

Aksi takdirde…

Yani Cumhur İttifakı bu seçimden başarılı sayılabilecek bir sonuçla çıkamaz ise…

Vatandaş sistemin oturması için gerekli desteği vermemiş olur, “Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun!” cephesi gerilimi iyice tırmandırır, “dışarısı” baskılarını iyice arttırır, “algı operasyonları” ile başa çıkabilmek daha da zor hale gelir, ekonomiyi toparlamak zorlaşır, siyasette bölünmeler artar…

“Güvenlikçi” politikalar mecburen ağır basar...

Bazılarının “iyi niyetle” dile getirdikleri “Bir ders verelim!” yaklaşımının “pişmanlıklara” sebep olma ihtimalinin az olmadığını göz önünde bulundurmakta büyük fayda var…

Mesele “vurduktan” sonrasını sağlıklı bir şekilde tahmin edebilmekte.

CUMHUR İTTİFAKI KAZANINCA...

Böyle olduğu takdirde, yani Cumhur İttifakı bu seçimden “siyasi istikrarı” tehlikeye atmayacak bir sonuç çıkartmayı başardığı takdirde neler yapacaktır?

Mesele bu…

Önümüzdeki dönemin muhtemel stratejilerine dair “bilgiler” ulaşıyor:

Seçimden sonra büyük bir “mutabakat alanını genişletme” hamlesi gerçekleşecek, “sıkıntılı” bir sonuç çıkmazsa.

Gerilimi düşürecek adımları atmak iktidarın işi, sorumluluk iktidarda, her türlü “yapıcı” eleştiriye kulak vermek iktidarın vazifesi.

Her eleştiriyi “kaş kaldırarak” karşılayan ve Sûret-i Hak’tan görünerek zemin aşındıran “goygoycu”ların etki alanından tamamen çıkmak çok mühim.

Karşılıklı suçlamaların değil, “projelerin”, “yapıcı eleştirilerin” öne çıktığı ve her eleştirinin “Ne yani!”lerle karşılanmadığı bir vasatı oluşturmak çok mühim.

Eğitim ve kültür alanlarına “ilmi yöntemlerle” el atmak çok mühim.

Bu memleket, dış dünyadaki gelişmeler ne kadar sıkıntı verici olursa olsun, özlenen birlik ve beraberliği oluşturabilme gücüne sahiptir.

Uzun yıllar boyunca “yüksek ateşle” yaşanmaz, ateşi mutlaka düşürmek gerekmektedir.

Önümüzdeki süreçte, “bu yönde” güçlü adımlar görebiliriz.

Görmeliyiz.