Dolar (USD)
32.22
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2450.92
BIST 100
10335.3
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Şubat 2015

Şehir ve nehir

Büyük şair ve mütefekkir Sezai Karakoç "Büyük nehirlerin kıyısından, büyük şehirlerin ortasına bir tayf gibi inmekten bahsediyor. " O, bu bahsinde aslında şunu söylüyor. Modern şehirler, modern insanlara içinden çıkılmaz, altından kalkılmaz büyük girdaplar bırakmıştır. Fabrika ve egzoz dumanları, akabinde korna sesleri, biz insanlara büyük bir kirlilik bırakmıştır. İşte şair, şehirlerin kapalı ve kirlenmiş havasına taze dağ havası getirmek için büyük nehirlerin kıyısına uğruyor.

Zamanımızda nehirlerin şehirlere kattığı anlamı şairane ifade etmekten başka çaremiz yoktur. Geçmiş zamanlardan hikayeleriyle ile bize hatıralar bırakan nehirleri de selamlamalıyız. Bu yüzden nehirlerin dilini çözmek için şairlerin lisanını bilmek gerek. Onlar Kevser suyunu içer gibi nehirlerden kana kana su içmişler ve içmeye devam ederler.

Biz de nehirlerden kana kana içelim. Ama peygamber efendimizin buyruğunu unutmadan "Kevser, cennetteki bir ırmağın adıdır." Hadis-i şerifine mazhar olmak kaydıyla nehirleri kullanalım. Kutsal kitabımızda cennetteki nehirlerden bahseder. "Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Ayrıca onlar için orada, her çeşit meyveden ile Rableri tarafından bir mağfiret vardır..."(Muhammed, 47/15). anlatılan ayetlere göre nehirleri düşlemeliyiz.

Peki, dünyamızda cennetten akan nehirler var mı? Bunu düşünelim biraz.Mesela, Bediüzzaman Said-i Nursi bu konuda tefekkür eder. Sözler adlı eserinde Bakara Su00fbresinin 74. ayetinin bir parçası olan "Öyle taşlar vardır, bağırlarından nehirler çağlar" mealindeki cümleyi açıklar ve Nil, Dicle ve Fırat gibi nehirlere dikkat çektikten sonra, "Şu üç nehrin menbaları Cennettendir" hadisini kaydeder. Başta Sahih-i Müslim olmak üzere hadis kitaplarının çoğunda da Cennetten gelen nehirleri üç değil dört olarak zikreder. Bu hadisin meali şöyledir: "Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil Cennet nehirlerindendir." (A. Bin Hanbel Müsned c.2 s.289)

Bu bilgileri zikreden alimler özellikle Fırat nehriyle ilgili bir hadisten daha bahseder ki bu hadis çok ilginçtir. "Yakında Fırat nehri altından bir dağ (ya da hazine ) açığa çıkacak. Kim onu görür veya ona şahit olursa ondan bir şey almasın. İnsanlar bunu duyunca oraya hücum edecekler. Orada büyük bir kavga, kargaşa ve savaş çıkacak. Ve orada insanların onda dokuzu veya yüzde doksan dokuzu öldürülecek. Büyük Hadis alimi Buhari bu Hadisi "Fiten Hadisler" içinde zikrediyor. Bunu da "ateşin ortaya çıkışı" babında ele alıyor.

Yaklaşık on yıl önce "Efsane Nehir Fırat" kitabımı hazırlarken bu konuya eğilmiş ve detaylı bilgi toplamıştım. Ama o günlerde böyle bölgesel ve geniş çapta bir savaş olmadığından bu bilgileri net olarak algılayamamıştım. Şimdi kimin kimle ne adına savaştığını bilmediği bir duruma sürüklenen bir savaş var. Hadisin meramı net olarak anlaşılmaya başlandı sanırım. Ama Fırat'ın suyu daha kurumadı.

Yine Batılı bir araştırmacı Eski Ahitteki Cennet bahçesinin Basra Körfezinde değil Sinop ile Ağrı Dağı arasındaki bölgede olduğunu söylüyor. (Dr. Michael Sander). Araştırmacı Sanders, cenneti ülkemize bağışlamakla kalmamış Nuh Tufanının da bu bölgede yaşandığını Babil kulelerinin de Türkiye'de olduğunu iddia etmiştir. Onun iddiasında Cennetten çıktığı farz edilen nehirlerin kaynağı Ağrı Dağı civarı ve oradan yani bahs ettiği Cennetten çıkan nehirler ise Fırat, Dicle, Karasu ve Murat nehirleridir.

Buradan yola çıkarak nehirlerin azametleriyle şehirlere kattığı anlamdan da bahsedelim. Nehirler, şehirlere giydirilmiş bir gelinlik tacıdır adeta. Nehirler içinden aktığı bütün şehirleri kültürleri, edebiyatları sanat ve yaşama alanlarını aynı tutar. Mesela antik medeniyet Mezopotamya'nın güney şehirlerinde siyah taşa daha doğrusu taşa rastlanmazken Fırat ve Dicle nehirlerinden yukarı bölgelerden sallarla taşınan taşlar Fırat tarafında Rakka; Dicle tarafında ise Musul ve Bağdat'a kadar taşınır ve oradaki yapıların taşlarını oluşturuyordu. Bu yüzden mimaru00ee yapı kuzeyden güneye nehir kıyısındaki şehirlerde hep bir birine benzemiştir.

Son söz, nehirlere ve nehirlerden Fırat'a seslenerek bize geldiğin cenneti anlat diyoruz.