Selo dram
Suç işleme özgürlüğü/serbestisi isteyen Demirtaş’ın durumu, tam bir dram. Selahattin Demirtaş bugün içeride ve PKK korkusundan dolayı, PKK’nın en ağır vahşetlerini bile kınayamıyor. Öcalan ile olmayan bir liderlik yarışına girdi. Cemil Bayık’ın adamı olmaya çalıştı. 6-7 Ekim olaylarında 50 kişinin ölümüne sebep oldu. Darbe zemini oluşturmak için kazılan hendekleri destekledi ve barışı sabote etti. Kürtlerin baş belası Sırrı Süreyya Önder ile birlik olup çözüm sürecini bitirdi. Bugün Cumhurbaşkanı yardımcısı olup, barış getiren adam olacakken, gidip darbeye zemin hazırlayan hendeklere destek verdi. Artık hapse girmek; mağduriyet ve karizma oluşturmuyor. O dönem kapandı. Böyle mi bitecekti Demirtaş? O da Öcalan gibi suçu hep başkalarının üzerine atıyor ve suçsuz olduğunu, kötü hiç bir şey yapmadığını söylüyor. Kan akıyor ama Selahattin’in umurunda değil bu. O da Öcalan gibi narsist kişiliği ile sadece kendisini düşünüyor. Memleket sorunlarına çözüm üretmek yerine, hikaye yazarak gününü geçiriyor.
Bu işin bir yönü. Gelelim diğer yönüne
PKK’lı şirin çocuk
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Demirtaş'ın tutukluluğuna yapılan itirazı karara bağladı ve "Demirtaş serbest bırakılsın" kararı verdi. AİHM, Türkiye'ye karşı ilk kez, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. maddeden ihlal buldu ve Demirtaş’ın "siyasi nedenlerle" tutuklandığı tespiti yaptı. AİHS’in 18. maddesinde “Anılan hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz” ifadesi yer alıyor.
Meğer PKK’lı şirin adam Demirtaş, hiç de suçlu falan değilmiş. Hatta son derece şirin bir çocukmuş. Bizim Selocan PKK’lı bile değilmiş. Öcalan’ın heykelini falan da dikmeyecekmiş. PKK’ya hiç katkısı olmamış, kimseyi de motive ederek PKK’ya göndermemiş. Hatta ve hatta, hendeklere bile karşı çıkmış. Aslında barış istediği için, PKK’ya silah bıraktıracakmış da bunu engellemek için hapse atılmış. Gazeteciler siyasetçiler özellikle Kemal Bey, Muharrem Bey, Temel Bilge… Herkeste bir şirin Selocan edebiyatı.
Ha Demirtaş ha Öcalan ha Netenyahu
Meğer Demirtaş, Kobani olaylarında azmettirici değilmiş. Meğer Kobani olaylarında, Yasin Börü ve arkadaşları suçluymuş. Şirin çocuk Selocan, azmettirici falan değilmiş. Hiç bir kötü olaya sebep olmamış. Netenyahu da açıktan Filistinlileri öldürün demiyor. Öcalan da zamanında, hayatımda elime silah almışlığım yok demişti. Açık ve net, Benyamin Netenyahu'nun kanlı pazartesi olaylarındaki rolü neyse, Selahattin Demirtaş'ın da hendeklerdeki ve Kobani olaylarındaki rolü odur. İkisi de olayların sebebi ve azmettiricidir.
Bağımsız yargıya talimat
Önüne gelen, bağımsız olması gereken yargıya (hukuk), bağımlı muamelesi yaparak, talimat veriyor. Sonra da aynı kurum ve kişiler, yargı bağımlı diyorlar. Herkes sevdiklerini, önem verdiklerini suçsuz görürse, adalet sağlanamaz. Selahattin Demirtaş suçsuz, Fetullah Gülen hoca ise, o zaman suç nedir, adalet nedir? Kim olursa olsun, bir hukuk devletinde hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olamaz, olmamalı. Demirtaş mı suçlu Yasin Börü mü? Bir suçlu için özgürlük istemek, adalet midir? Demirtaş suçsuz ise, Yasin mi suçludur? Hangisinin suçlu ya da suçsuz olması adalet? Böyle bir durumda; PKK niye bitsin ki? Hatta böyle giderse, PKK daha da güçlenir. Türk Solu, Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu, gazeteciler, yazarlar, Erdoğan’dan dolayı siyaseten de olsa, Demirtaş'ın serbest kalmasını istiyorsa, PKK biter mi? PKK yandaşlığı hiç biter mi?
Demirtaş’tan inciler;
“Şemdinli ile Çukurca arasındaki 300-400 kilometrelik bir alan PKK kontrolünde” (28.08.2012)
Zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na "Bak YPG Fırat'ın ötesine geçecek ve sen de suyun bu tarafından mal mal bakacaksın", (28.10.2015)
“Öcalan'ın posterini Kürdistan'da asmayacaklar da nerede asacaklar? Daha başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz." (13.11.2012)
Bir hukuk devletinde, suç işleme özgürlüğü olamaz. Öcalan da bir suçludur, Demirtaş da. Benim suçlum, senin suçlun, benim teröristim, senin teröristin diye bir şey olmaz, olamaz, olmamalı. Böyle giderse, Türkiye PKK’yı marjinalleştirme fırsatını kaçırır. HDP (PKK)’nin amacı; Türkiye’yi bölüp bir devlet kurmaktır. Bunu aksini iddia edenlerin, zeka sorunu vardır. Cemil Bayık, birlikte yaşam için mi Kandil de? Canlı bombalar, birlikte yaşam için mi intihar ediyorlar? PKK elemanları birlikte yaşam için mi ölüyor? PKK, ABD ile neden işbirliği yapıyor? Türkiye’nin birlik ve beraberliği için mi? Özellikle Türk Solu ve HDP güzellemeleri yapan gazeteci, aydın(cık)lar bunu anlasın artık.
