Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2439.66
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Aralık 2018

Senaryo da oyuncular da aynı 

DARBECİ zihniyetin temsilcileri 30 Kasım 2018'de Gezi kalkışmasının finansörlerinden George Soros'un, Almanya'daki vakfı "Friedrich Ebert Vakfı'nda basına kapalı bir toplantıya katıldılar. Gezi'den tutuklu Osman Kavala'nın Soros'un finanse ettiğini söylediği Açık Toplum Vakfı’nın Türkiye'deki faaliyetlerine son vermesinden sonra oluşacak boşluğun nasıl doldurulacağı da gündem maddelerinden biri olsa gerek.

Aynı günlerde terörün siyasi uzantılarının Gezi'ye övgüler yağdırmaları da bir şeylerin planlandığının işaretleri olarak değerlendirilmelidir. Gezi Darbe Girişiminden, 17-25 Aralık kumpasından önce de yurt dışında özellikle ABD ve Almanya'da buna benzer toplantılara katılmışlardı.

Sarı Yeleklileri, kulaklarını dikip ağızlarının sularını akıtarak izliyorlar. Malum meslek odaları fatura sergileriyle kıpırdanmaya başladılar.

15 Temmuz sonrası en ciddi saldırı; Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesidir. Bu açıdan Cemal Kaşıkçı, 15 Temmuz şehitlerinden sayılabilir.

Bomba ellerinde patladı.

Başkonsolosun apar topar Suudi Arabistan'a kaçması da cinayetin Krallık emriyle işlendiğinin delilidir.

Türkiye'yi etkisizleştirmeyi bu tür cinayetlerle denediler.

15 Temmuz'un failleri aynı zamanda Kaşıkçı'nın da failleridir. Suskunlukları da kendilerini ele veriyor.

Terör örgütüne katılımın 2015'te 4 bine yakınken 2018'de 92'ye düşmesi, Afrin Zaferi birilerini rahatsız etti. ABD, terörü devam ettirmek için Kuzey Suriye'de gözlem noktaları kuruyor. Kaşıkçı bu planın uygulanabilmesi ve 31 Mart'ın kontrol altına alınabilmesi için katledildi.

Kaşıkçı'nın katli, aynı zamanda Türkiye'nin egemenlik haklarına açık bir tehdittir ve bu tehdit derinleşerek devam ediyor. Hâlâ cesedin verilmemesi, yerli işbirlikçinin açıklanmaması, P. Selman'ı kollama girişimleri krizin derinleşmekte olduğunun işaretleridir.

AİHM'nin terör yandaşlığını meşru gösterme çabası, Türkçe ezanın gündeme getirilmesi, planlanan krizin yan unsurlarıdır.

Özellikle 16 Nisan 2017'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi hazmedemediklerinden eski hale dönmek için 31 Mart'ı son çıkış olarak görmekteler.

Cemal Kaşıkçı'yı da bunun için katlettiler. Eğer failler belirlenemeseydi Soros'un Gezicileri, şimdi çoktan meydanları, sokakları rehin almışlardı. Failler, belli olmasına rağmen Türkiye'yi suçlayıcı söylem ve tavır içindeler. Soros muhipleri, Türkiye'nin Suudi'lerden rüşvet aldığını dahi söylediler.

BBC Muhabiri, Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar'a soruyor: " Birçok kişi Türkiye'nin Cemal Kaşıkçı'yı savunup onun için adalet peşinde koştuğunu söylüyor. Türkiye'de bu kadar çok gazeteci tutukluyken bu, samimiyetten uzak bir yaklaşım değil mi?"

Bu soru, aslında Cemal Kaşıkçı üzerinden nelerin planlandığını tam olarak açıklıyor.

Sayın Bakan AKAR bu soruya: "Türkiye'de cezaevlerindeki hiçbir gazetecinin durumu ile Cemal Kaşıkçı olayı arasında benzerlik yoktur. Hapistekiler kapalı kapılar arkasındaki faaliyetleri nedeniyle haklarında hazırlanan dosyalar kapsamında cezaevindeler. Bunların hiçbiri gazetecilik faaliyetlerinden dolayı cezaevinde değil. Bu asla gerçekçi değil."diyerek gerekli cevabı vermiştir.

İşte, Suudi katiller ve azmettiriciler oluşturmaya çalıştıkları bu 'gazetecilik' algısı üzerinden saldıracaklardı.

Vahşeti perdeleme girişimleri devam ediyor.

ABD Başkanı'nın : "Belki de bütün dünya sorumlu tutulmalıdır, çünkü dünya kirli bir yer. Bu olaydan nefret ediyorum, olayın örtülmeye çalışılma biçiminden nefret ediyorum. Şunu söyleyebilirim ki Veliaht Prens bu durumdan benden daha fazla nefret ediyor." çıkışı 'cambaza bak' taktiğinden başka bir şey değil. Bu," Ben de Prens kadar suçluyum."demektir.

Cemal Kaşıkçı'nın katilleri, "Her evden bir cenaze" diyerek terör örgütlerini kurdular, şimdi de "Her evden bir oy" istiyorlar.

Milyonlarca Cemal katledenler için bir Cemal Kaşıkçı ne ki!..

Arjantin'de G-20 Zirvesi'nde katil P. Selman'a tavır koyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, insanlığın vicdanına tercüman olmuştur. Onu tebrik etmek vicdanî bir görevdir. Cüzdanlarını düşünüp vahşetin üstünü örtmeye çalışanlara yazıklar olsun!