Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Eylül 2016

Sessiz Gidiş

Öyle sessizce çeker gider şairler. Dostlarına bile bazen veda edemeden, bir "Allahaısmarladık" diyemeden apansız yürürler sonsuzluğa doğru. Ankara'da yaşıyordu şairimiz Nurettin Özdemir. Diğer Başkent şairleri gibi İstanbul'da pek duyulmadı bu vefat haberi. Burada olsa ne değişirdi ki? Ülke olarak öyle acı günlerden geçiyor, ihanetlere uğruyor, her gün o kadar şehitler veriyoruz kiu2026 Ama yine de ümidimizi yitirmiyoruz hiçbir zaman. İnancın gücünü hissediyoruz her zaman içimizde. Geçmişte yedi düvelle savaşmıştık, şimdi de destekli dört terör örgütüne karşı şükürler olsun ki zafer elde ediyoruz.

Şairimiz, 25 Ağustos günü vefat etti, ertesi günü memleketi Gümüşhane Kelkit'te cenaze namazı kılındı ve toprağa verildi. 1927 yılında doğdu. İlk ve ortaokulu memleketinde, liseyi Trabzon ve Haydarpaşa Liselerinde okudu. 1948'de şiirlerine ilham kaynağı olduğunu söylediği çocukluk arkadaşı Hikmet Odabaşıoğlu ile evlendi. İlk şiiri, 1944'te Trabzon Halk Evi dergisi İnanç'ta yayımlandı. 1951 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi' ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı, 1961-1972 yılları arasında Gümüşhane Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Mecliste idare amirliği yapan Özdemir, 1980'de Kültür Bakanlığı Müşavirliği'ne atandı. Bu görevinden emekli oldu. Şiirleri Varlık, İstanbul, Şadırvan, Hisar ve Çağrı dergilerinde yayımlandı. Eserleri ise, Hayat Şiiri (1949), Yağmur Sonrası (1955), Yitik Sevgi (1959), Vakit Geçti Yorgunum (1981), Zaman ve Aşk (1997) adlı kitaplarda toplandı.

Hisar dergisinin iyi şairlerinden olan Özdemir, Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın etkisinde kaldı başta. Sonra o aydınlık yolda yürüdü ve kendine özgü bir şiir dili kurdu, bize güzel mısraları armağan olarak bıraktı.

Çeşitli gazete ve dergilerde siyaset, sanat, ahlak konuları ile ülkenin ekonomik meseleleri üzerine makale ve mektupları yayımlayan Nurettin Özdemir'in radyo ve televizyon programlarında yaptığı konuşmalar vardır. 1981 yılında Yugoslavya'da "Struga Şiir Akşamları Festivali"nde, 1992'de de "12. Dünya Şairler Kongresi"nde ülkemizi temsil eden şair, biri kız olmak üzere beş çocuk babasıdır. Şairin sevilen bazı şiirleri bestelendi.

Nurettin Özdemir şiiri ciddiye alan bir sanatkardı. Sağlam bir dili vardı, ustaca deyişe sahipti. Türkçeye karşı Yahya Kemal gibi "vehmi", sevdası vardı. Bu vehim onu Türkçenin güzel ve kalıcı mısralarına yöneltti. Gelenekten beslenirken, modern deyişlerden ve teknik söyleyişlerden de yararlandı. İnançlı bir kişiliğe sahip olan şair, insan uzuvlarının hayatımızdaki önemli yerini bilir ve bunu bilmeyene de bildirmek isterdi. "Sularda bir beyaz köpük, / Dağlarda bir mavi duman / Ellerin" diyen şair, dua için açılan ellerin kudsiyetini de bu şiirin bazı mısralarında şöyle dile getiriyordu: "Getirir bereket ve huzur, / Alır bakışlarımdan yalnızlığı / Ve yakar yıldızları bir bir / Göğe uzanan / Ellerin!"

Özdemir'de şiir, mermere nakış nakış işlenmesi gereken bir kutsal sanattır. Bu yönüyle o, üstat kabul ettiği kadu00eem şairler gibi çok sabırlıdır. Az ama öz şiir yazar. "Mermerde Nakış" şiirindeki tarz, yukarıda isimlerini zikrettiğimiz iki edebiyat üstadının şiir anlayışına ne kadar benziyor değil mi? "Mermerde düşünce, ürperme, ahenk; / Yılların bağrında koyulaşan renk. / Yaşıyor sır gibi, canlı ve derin / Mahzun ru00fbyasında avizelerin. / Bu ıslak taşlara dökülür, güler / Eski hatıralar içinde mermer / Nakışların sessiz mu00fbsikisini /
Nakleder bir zaman penceresinden."

Nurettin Özdemir bir çok şairimiz gibi vatanını çok sever. Ve zaten bu güçlü muhabbeti onun şiirlerine de apaçık yansıyor. "Vatan" şiirinde biz şairle birlikte adeta Anadolu'yu bir baştan bir başa gezeriz. İşte o sevgi ve hasret kokan mısralardan bazıları: "Vatan Kelkit'te bir kardeş mezarı / Zonguldak'ta bir maden işçisi / Rize'de çay toplayan bir gelin / Ve seccadesinde namaz kılan bir ihtiyar annedir. / Vatan / Ceylanpınar'da bir ince ceylan/ Edirne'de bir ince minaredir. / Vatan / Hudut boylarında dalgalanan / Güzel bayrağımızda / Hare haredir."

Nurettin Özdemir'i rahmetle anarken şiirlerinin unutulmamasını, eserlerinin hep okunmasını ve böyle değerli sanatkarların kıymetinin yeni nesiller tarafından da bilinmesini isterim: Şairimiz, bir dörtlüğünde milletine hizmet etmeyi şiar edinmiş devlet adamlarını anlatırken siyaset dünyasına girenlere de mühim öğütlerde bulunur: "Her şey geçer hayatta, ikbal de, devlet de geçer. / Gençlik de geçer, güzellik de, servet de geçer. / Lakin, öylesine nadir insanların ömrü, / İnsanlığa, halkına, ülkesine hizmetle geçer."

Ankara'da ikamet ediyordu. Şimdi Gümüşhane Kelkit'te yatıyor. Aziz şairimiz Nurettin Özdemir bundan böyle hatıralarıyla ve eserleriyle aramızda yaşayacak. Toplumun değerleriyle barışık, iç dünyasını ihmal etmeyen iyi ve has şairlerimizdendi. Hakka yürüdü. Allah rahmet ve mağfiret eylesin. Ruhu şad, kabri nur, mekanı cennet, makamı ali olsun. Elimde bendenize imzaladığı Zaman ve Aşk isimli eserinde çok iyi şiirler var. Onlardan biri, "Bir Yağmur Sonrası"dır. Şiirden bir kıtayı paylaşıyorum: "İçimde bereket, içimde huzur; / İçimde şafağın aydınlıklarıu2026 / Kalbim, n'olur terk et karanlıkları! / Götürür Tanrı'ya bizi bu yağmur; / İçimde bereket, içimde huzur."