Dolar (USD)
32.12
Euro (EUR)
34.55
Gram Altın
2438.19
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Şubat 2022

Şiir Bitti mi Demiştiniz?

Şiir, mutlak hakikati arama serüveninde ötelerden süzülerek şairin ruhuna fısıldanan bir sestir. Ruhun en mahrem hücrelerinde bestelenen bu ilahi ezgi, harflerle nakış nakış düşer kâğıda. Şiire, duyguların gönül imbiğinden söz olarak damıtılmış hâlidir de diyebiliriz.

Şiir, lahuti bir lisanın insanca ifade edilmesidir. Bu lisanda harfler başka bir surete bürünür, kelimeler daha başka bir manayı saklar sadrında. Bu lisan ile vücut bulmuş bir mısra, alelade bir cümle değildir artık. Kendine has bir musikisi, ritmi, ahengi vardır. Ondan anlamak için onun tekkesinde çile çekmek, erbain çıkarmak gerekir.

Şiir ile ilgili çok şeyler yazıldı. Şiir bitti denildi. Oysa insan var oldukça şiir de var olacaktır. Kelam var oldukça şiir de yaşayacaktır. Şiir dosyalarının yayınevlerinin kapılarından geri döndüğü, şiire ve şaire soğuk bakıldığı bir ortamda Hece Yayınlarından “Derya ve Meczup” isminde bir şiir kitabı yayınlandı. Kitabın şairi, gazetemiz yazarlarından Nuray Alper hanımefendi.

Şair, 2010 yılında Akçağ yayınlarından ödül alarak çıkardığı “Önce Zambakları Çaldılar Uykularımızdan” isimli şiir kitabından tam on iki yıl sonra “Derya ve Meczup” isimli bu yeni kitabıyla okurlarının karşısına çıktı. Bu aranın uzunluğunda Nuray Alper’in sık sık dillendirdiği “acele bir adımdı” sözünün etkisi olmalı... Kitaptaki bazı şiirleri Hece, Türk Edebiyatı, Edebiyat Ortamı, Edebiyat Bülteni gibi önemli dergilerde okusak da kitaplaşmış halde yeniden okumak elbette heyecan verici. Atıf Bedir’in editörlüğünde çıkan 64 sahifelik kitapta on altı şiir bulunuyor. Nuray Alper, ilk şiir kitabını eşine ithaf ederken bu kitabını da oğlu İbrahim Ethem’e ithaf etmiş.

Hatırladığımız kadarıyla şairin ilk kitabında lirik bir samimiyet, yüksek bir heyecan ve bu heyecana müteallik bir coşkunluk vardı. Nuray Alper bu kitabında ise genel olarak şiir anlayışındaki ana çizgileri muhafaza ederek şiirlerini daha dingin bir ruh hâliyle ama hâlâ o eski heyecan ve içtenlikle kaleme almış diyebiliriz. Bir de Arapça, Farsça kelimeleri içeren dil yapısında ciddi bir sadeleşme göze çarpıyor.

Şair ilk kitabında şiir anlayışını ve ona nasıl bir aşkla bağlandığını şu şekilde ifade etmişti.

“Can yurdunun müptelâ kılındığı seyir hâli. Ve kalem ile kelâmın idrakini kaybederek elleri meçhule itekleyişi şiir. Çocukluğumun hasret yüklü bakışı, gençliğimin lirik duası, olgunluk çağımın bestelenmemiş gül yaprağı, ömrümün sükût aralığı… Tutunup rüzgârların eteğine, asırlar öncesine giderek dervişan meclisine girişim ve kalbimi Lübabe direğinde neşredişim. Hece hece bürüdüğüm örtü şiir; baharı hicran, sirâcı gece. İçimin kıyılarında gezinerek büyüyen Hû sesi. Yağmurun gözyaşını yangına dönüştüren azuhâlim, tennure eteklerinde seyre daldığım arş. Aşk.”

Bu kitabı okuduğumda şairin bu aşkı yüreğinde daha büyük bir iştiyakla taşıdığını söyleyebiliriz. Heceden aruza, aruzdan serbest şiire kadar geniş bir yelpazede ustalığın hissedildiği mısralar bizi adeta şiirin büyülü dünyasında eşsiz bir ziyafete davet ediyor. Çöl şiiri ile başlayan bu yolculuk karşımıza 16 farklı kapı açmakta. Her şiirde başka bir iklimi, başka bir duyguyu, bambaşka bir hüznü yaşıyoruz. Ve tüm şiirleri şairin kendine özgü üslubu ve kendi iç sesiyle dinliyoruz.

Şiir yolunda emin ve kararlı adımlarla yürüyen Nuray Alper, geleneği ve beslendiği İslami damarı yeni şiirlerinde de okuruna hissettirmiş. Onun şiirlerinde ateşe atılan Hz. İbrahim’den balığın karnındaki Hz. Yunus’a, kardeşlerinin kıskançlığına duçar olan Hz. Yusuf’tan Sevr mağarasındaki Hz. Peygamber’e kadar İslam tarihini, Kudüs’ten Arakan’a, Doğu Türkistan’a kadar mazlum coğrafyaları iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bazı şiirler okuruna naat ve mücacaat havası hissettirirken İstanbul’a yazdığı bir başka şiir de modern bir şehrengiz gibi. “Hasretin Billur Serenadı” ve “Yeni Tabir” şiirlerinde ustalara vefasını görüyoruz.

Değerli şairimiz Nuray Alper’i bu güzel kitabı için tebrik ederken, bizi bu müstesna güzellikteki şiirlerle buluşturan Hece Yayınlarına da teşekkür ederiz.

Sahi birileri şiir bitti mi demişti. O zaman bir zahmet Derya ve Meczub’u okusun. Şiir tekrar başlıyor!