Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2415.79
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

03 Nisan 2012

Sınavsız eğitim!


[email protected]

İlköğretimin kesintili olarak 12 yıla çıkarılması yasalaştı. Vatana millete hayırlı olsun. Ancak gürültüsü devam ediyor. Devreye CHP klasiği girdi. Tartışmayı, Meclis Komisyonu'ndan sokaklara çeken CHP, her zaman olduğu gibi soluğu yine Anayasa Mahkemesi'nde alacak.

***

Önce şu "Yasa tartışılmadan geçti" mevzusuna bakalım. Yasanın ilk dört yılın ardından "açık-yaygın" eğitime devam edilebileceği kısmı, CHP'nin tepkisiyle daha komisyonda iken geri çekildi. Böylece, "Kız çocukları evlendirilecek" ya da "Erkek çocuklar tamirci olacak" korkusuyla böylesine "hırçın" tepkiler gösterdiğini söyleyen CHP'lilerin bu argümanları da çürümüş oldu.

***

Peki buna rağmen vandalist öğrencileri militarize, sokakları terörize etmek neyin nesi?

Kur'an ve Siyer dersi "bilim putu"na tapanlarda alerjiye neden olduğundan, açıktan bu derslere karşı olduklarını söyleyemeyip "pedagojik" gerekçelerin arkasına sığınıyorlar.

Kur'an öğrenmenin ve Peygamber Efendimiz'in hayatının çocuklara pedagojik olarak ne "zararı" olacağını pozitivist ayinlerle gerekçelendiremediklerinden "pedagojik" ve "ekonomik" bahaneler arıyorlar.

***

Bu tartışma girdabında çok önemli bir konu da geldi gündeme. Üniversite sınavlarının kaldırılacağı meselesi. Tam da bu konuda yazmayı düşünürken Kafkas halklarının kardeşliği üzerine yayın yapan "kolkhoba.org" sitesinin kurucularından Zafer Abdumanişi'den bir mail aldım. O da sınavsız üniversite eğitimi tartışmalarının başlamasını olumlu bularak çok yoğun vakit ve nakit israfına sebep olan sınav merkezli sistemin her yıl milyarlarca dolara kaynak ve zaman israfına sebep olmasından ve çocukları birer yarış atına çevirmesinden yakınıyor.

***

Gerçekten sınav nedeniyle gençler, bu en verimli çağlarında sosyo kültürel gelişimlerini tamamlamayı, hayata dair derinlikli düşünceler edinip çözümler üretmeyi ıskalıyorlar. Böylesi bir dönemde tamamen sınav stresine kilitlenip psikolojik kırılmalar yaşadıkları da bir gerçek. Dershane, test sarmalında kıvranan gençlerin şanslı olanları, (Parası olan ve iyi okullarda okuyanlar) istedikleri üniversitelere daha rahat girebiliyor.

***

Ancak, Türkiye'de kangrene dönüşmüş ve daha temeli bile sakat atılmış bir eğitim enkazının rehabilite edilip edilememesi problemi duruyor karşımızda. Sınavsız sistemde gençlerin bu yakıcı ve adaletsiz süreçten kurtarılması söz konusu ama altyapısı sağlamlaştırılmadan sınav sisteminin kaldırılmasının da önemli handikaplara yol açabilir.

Daha önce Gerçek Hayat dergisinde de yazmıştım. Her şeye rağmen ÖSS'nin eşitleyici bir fonksiyonu var. Parayı bastırıp çocuğuna kolejlerde veya özel okullarda yüksek puanlı diploma satın alanlara karşı, Anadolu'daki gariban çocuğun "yırtacağı" bir sınav ÖSS.

Sınav kaldırılıp tek kıstas da lise diploma notuna indirgenirse özel okullarda parayla yüksek not ortalaması tutturanlara karşı taşradaki öğrenci savunmasız kalır. Hala "Çobanlık yaparken İTÜ'yü kazandı" gibi haberler okuyabiliyorsak bu biraz da "ÖSS"nin her şeye rağmen "eşitleyici" bir sistem olmasından kaynaklanmıyor mu?

***

Tamam dershanelere, özel derslere, test kitaplarına çoluk çocuğumuzun rızkını yatırmayalım ama alelacele sınavları kaldırmak da köklü bir çözüm değil. Talep çok ve adam gibi yüksek eğitim yok maalesef. Lise bitirme sınavları, her üniversitenin kendi sınavını yapması veya mülakatla öğrenci alması gibi alternatiflerin var olan adaletsizliği yok edebileceğini savunmak imkansız.

***

Bu işi aceleye getirmeden, artısını eksisini hesap ederek, altyapısını iyi hazırlayarak, çocukların daha ilkokuldan itibaren alan yönlendirmesi ile geleceğe hazırlanacağı bir eğitim modeli gerekiyor. Bunun için de herkesin tüm enerjisiyle, elini taşın altına koyacağı bir eğitim seferberliği ilan etmeliyiz.