Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.53
Gram Altın
2402.80
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


SİSTEM KRİZİNDEN ÇIKIŞ YOLU: ERDOĞAN PARADİGMASI

Siyasal hayatımız karmaşa ve kaos şeklindeki ilerleyişini sürdürmektedir. MHP'deki kurultay tartışmaları ve olayları, siyasal istikrara ve olgunluğa katkı anlamında hiçbir mana taşımamaktadır. Mevcut MHP yönetiminden parti tabanından çok ciddi rahatsızlık duyan bir kesimin olduğu açıktır. Ancak parti yönetimini demokratik yollardan değiştirmeye çalışmak yerine Ankara'ya binlerce insanı yığarak parti yönetimini devirmeye teşebbüs etmek çok ciddi bir sorundur. Geçen Pazar günü MHP, kendi içinde kendi GEZİ kalkışmasını yaşamıştır. Gezi kalkışmasının, siyasal hayatı zehirlemesi ve yanlış model olarak ondan esinlenmesi, siyasette aklın ve olgunluğun tahribine zemin hazırlamaktadır. Siyaset, sokak kalkışmaları ve protestolarıyla yapılacak bir şey değildir. Siyaset, barışçıl yollardan hukuk içinde kalarak yapılması gereken demokratik bir faaliyettir.

Davutoğlu'nun başbakanlık ve genel başkanlık görevlerinden ayrılması, Ak Parti ve Erdoğan karşıtı çevreler tarafından saray darbesi ve tek adam diktatörlüğünün tescili olarak sunulmaktadır. Aslında Türkiye'de yeni bir olgu bulunmaktadır. Türkiye'nin en büyük siyasi partisinde genel başkanın ve hükümette başbakanın görevi bırakmasının, büyük bir krize ve belirsizliğe neden olmaması, on gün içinde problemin çözüleceği bir sürecin işlemesi, siyasi hayatımızda pek rastlamadığımız bir durumdur. Bütün kriz tellallarına ve Türkiye'nin yönetilemez hale gelmesini isteyenlerin beklentileri boşa çıkmakta, her şeyin normal bir şekilde işlediği bir süreç yaşamaktayız. Daha önce paşaların toplu olarak istifa etmesi büyük bir kriz oluşturmayıp beş saatte sorun çözüldüğü gibi, bugün de Davutoğlu'nun görevi bırakması, sorun oluşturmamakta on gün içinde genel başkan ve başbakanın değiştirilmesi gibi büyük bir sorun normal bir süreçle çözülebilmektedir.

Davutoğlu'nun görevi bırakmasının hiçbir krize ve belirsizliğe neden olmaması karşısında yeni çatışma alanlarının oluşturulmaya çalışıldığını gösteren işaretler bulunmaktadır. Wall Street Journal'da yayınlanan bir güvenlik analizinde Erdoğan'ın rakiplerini tasfiye etmesinden sonra ordunun gücünün arttığı, siyaset ve dış politikada tekrar söz sahibi olmaya başladığına dair bir yorum yapılmaktadır. Ordunun siyasette rolünün tekrar güçlenmesinin Erdoğan'a karşı darbe endişesini ve ihtimalini arttırdığına dair bir mesajı adı geçen yazı vermektedir. Davutoğlu üzerinden Ak Parti'de ve hükümet içinde kriz ve bölünmenin oluşmasını gerçekleştiremeyenler, ordu-Ak Parti-Erdoğan arasında bir çatışmanın olmasını istiyorlar. Ordunun Erdoğan'ı frenleyen tek denge-denetleme aracı olduğu iddiası, adı geçen yazıda sürekli olarak vurgulanmaktadır. Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızının düğününde nikah şahidi olmasını eleştirenler, aslında Genel kurmay Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'yla çatışması ve ondan uzak kalması gerektiği şeklinde bir havayı kamuoyuna vermektedirler. Aslında ordunun Ak Parti'ye ve Cumhurbaşkanı'na karşı eskiden olduğu gibi darbe yapması, bugün malum çevreler tarafından en çok istenen şeydir. Darbenin ahlaksız, antidemokratik ve özgürlük karşıtı bir girişim olduğunu, bu çevreler unutmuş durumdadırlar. Yaratılmak istenen darbe havasına rağmen, Cumhurbaşkanı-ordu-hükümet arasında uyumun ve işbirliğinin olması, WSJ'nin iddia ettiği gibi orduyu daha fazla etkili kılmamakta, ancak hep birlikte üçünü de güçlü yapmaktadır.

Diyarbakır'ın Dürümlü köyünde on beş ton patlayıcı taşıyan kamyonun patlaması sonucu on üç insan hayatını kaybetti. PKK, bu katliam niteliğindeki saldırıyı üstlendi. On beş tonluk patlayıcı taşıyan kamyonun asıl hedefinin Diyarbakır olduğu ifade edilmektedir. Patlama sonrası hayatını kaybeden on üç insanın vücut parçalarının toplam ağırlığı altmış kiloydu. On üç kişinin öldüğü Dürümlü katliamı, ülkemiz tarihinde kanlı ve kirli bir terör saldırısı olarak yerini almıştır. Dürümlü katliamı, terör ve şiddetin her yerde ve zamanda herkesi vurabileceği gerçeğini bize korkunç bir şekilde göstermiştir. Dürümlü katliamı, hayatını kaybeden on üç insandan geriye altmış kiloluk vücut parçaları bırakmıştır. Terör ve şiddet konusunda öğrenmemiz ve hatırlamamız gereken en önemli ders, on üç insanın altmış kilodan fazla olduğudur.

Önümüzdeki yaz aylarında çatışmaların yoğunluk kazanacağını öngörebiliriz. Şiddet ve çatışmanın arttığı bir dönemde HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis'te birinci tur oylama yapıldı, dokunulmazlıkların kaldırılması için yeterli çoğunluk sağlanmadı. İkinci tur oylamada da yeterli çoğunluğun sağlanamaması halinde dokunulmazlıklar için referanduma gitme olasılığı giderek güçlenmektedir. Referandum sürecinde çok yoğun tartışmaların yapılması, siyasetin ve toplumun sertleşmesi gerilimin artmasını öngörebiliriz. Dokunulmazlık ve referandum sorunları iç içe geçmiş bir şekilde kaygı ve endişe oluşturmaktadır.

Ak Parti, Türkiye'de yaşanan siyaset, dış politika ve güvenlik sorunlarının bir sistem sorunu olduğunu düşünmektedir. Devletteki çift başlılığı sonlandıracak bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin kronik sorunlarına güçlü bir şekilde müdahale etmenin imkanları aranmaktadır. 22 Mayıs Kongresinde Ak Parti, sistem krizini Erdoğan Paradigmasıyla aşmanın kararını verecektir. 22 Mayıs sonrası dönem, siyasette, partide, hükümette, güvenlikte ve uluslararası ilişkilerde Erdoğan Paradigmasının fiilen bir bütün olarak uygulanacağı bir dönem olacaktır.