Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2408.78
BIST 100
10243.79
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Temmuz 2022

Siyaset ve ilkeler

Asırlar boyunca üzerinde tartışılmaya değer en önemli konulardan biri de siyaset konusudur. İnsanla devlet, devletle insan arasındaki ilişki yumağını kavramsal ve olgusal olarak geliştiren siyasetin, ilkeleri ve bir usulü olmalıdır.

Siyasetin genel ilkeleri her yerde ve her zaman aynıdır. Bu, güç unsurlarını inşa etmek ve bunları etkili bir şekilde kullanarak yönetimde etki yapmak ya da iktidar erkini ele geçirmek veya elde tutmak için gösterilen çabaların tümüdür.

Siyasi her ideolojinin veya fikrin iktidar ve yönetme hassasiyetleri değişebilir. Bizim dünya görüşümüze göre siyasetin temel ilkelerinin kaynağı Kuran-ı Kerim ve Resullah’ın yol metodudur.

Kur’an’da beş tane devlet yönetme ilkesi vardır: Hakikat, adalet, merhamet, liyakat ve ehliyet, meşveret .

Kur’an esasen herhangi bir devlet yönetim biçimiyle ilgilenmez. Kur’an’ın kutsal bir devlet yönetim biçimi önerisi yoktur. Kur’an, devlet yönetmenin ilkeleri ile ilgilenir ve bunu da ayetlerde belirtir.

Hakikat: Gerçek, varlığın bir özelliğidir, varoluş tarzıdır; ‘hakiki’ ya da ‘hakikat’ ise özne ile nesne arasındaki bir ilişkidir; özne ile nesne arasındaki uygunluktur, bilginin gerçeğe uygunluğudur, yani bilgiye ait bir ilintidir. Yalanla iman bir arada olmaz. Yönettiğiniz tebaaya yalan söylemeyeceksiniz. Hakikat her zaman her koşulda ortaya çıkar.

Adalet: Allah adaleti emreder. Adalet ilkesi, belli başlı âyet ve hadislerden yola çıkarak belirlenmiştir. Adalet, toplumun ve siyasetin inşasında sulh ve selametin sağlanmasını sağlar. O sebeple devletlerin dini adalettir.

Merhamet: Sevgi ve saygının bütünsel halidir. Merhamet dili ve metodu Ana devlet şeklinde olmalı. Baba devleti gibi değil, ana gibi yöneteceksiniz. Bu ikisi arasındaki fark; biri korkutarak, yönetir. Diğeri Anne şefkati ve merhameti ile yönetir.

Ehliyet ve Liyakati: Belki de yönetim ve siyaset konusunda bu beş ilkeden en önemli olanıdır. Ehliyet ve liyakat Kur’an’ın devlet yönetiminde koyduğu en önemli ilkelerden biridir. Allah bize emaneti (Yönetim) ehline vermenizi emreder. İşi ehline teslim etmediğinizde, dinsel, ırksal, ideolojik, ulusal, kültürel çatışma ve zorluklar olacaktır.

Meşveret (şûra ): İslâm devlet geleneğinde önemli bir yeri olan meşveret usulü Osmanlı Devleti’nin hemen her devrinde sıkça başvurulan bir uygulama olmuştur. Kuran bize toplumsal ve yönetimsel işlerimizde danışma ve istişare yöntemine başvurmamızı emrediyor. Kur’an sadece şûrayı emretmiyor, aynı zamanda yapıcı muhalefeti de emrediyor. İstişare aslında akılların cemaatle namaza durmasıdır, akılların saf tutmasıdır. Cemaatle namazın tek başına namazdan sevabı ve farkı neyse istişarenin de tek aklın kararından farkı ve bereketi odur.

Bu temel ilkeler ışığında İslâm düşüncesinde siyaset tasavvuruna baktığımızda, karşımıza çıkan tablo siyasetin, dolayısıyla yönetimin alanlarını nasıl kullanılabileceğini gösteren, ötekileştirmeyen, dışlamayan kucaklayıcı-kuşatıcı ve vicdani bir metottur.