Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Haziran 2023

​Siyasetçi nasıl kazanır?

Siyasetçinin seçim ve seçimler kazanabilmesi sadece bir oya yani seçmen kazanmaya bağlıdır. Ancak seçmen ve seçim kazanabilmenin de kaideleri vardır.

Siyasete yeni girecekler için kişisel özellikler elbette önemlidir. Ancak siyasete girdikten sonra siyasetçide oluşacak güven duygusu seçim kazanmanın kaidelerinden biridir.

Siyasetçinin göstereceği siyasi ahlakı, seçmenlerde güven duygusu oluşturur. Siyasetçinin güven duygusu; verdiği sözleri tutması, ekibine ve diğer insanlara adaletli olması, farklı düşüncedeki insanlar arasında ayrım gözetmemesi, zorluklarını bile bile uzlaşma gayreti göstermesi ve insani kıymetleri ile oluşturulur.

Kazanmak için güven duygusunun bir parçası olan siyasi ahlak yetmez. Diğer bir kaide, siyasetçinin siyasi bilgi ve becerisi gereklidir. Bilimler; günümüzde bir insan zihninin taşıyabileceği sadeliği aşmış, çeşitlilik ve bol miktara ulaşmıştır.

Haliyle bu kadar çeşitli ve bol miktardaki bilgi olmadan, siyasetçinin 50-100 yıl önceki siyasi tavırları sürdürmesi ve seçim kazanması beklenilemez. Bu yüzden bilgiyi yüksek bir beceriyle cerrah inceliğinde uygulaması gerekecektir. Siyasi hayatı boyunca göstermiş olduğu siyasi bilgi ve beceri (güven duygusunun ikinci parçası), kendisine duyulan güveni ziyadesiyle arttıracaktır.

Diğer bir kaide, nefsiyle yaptığı kaliteli mücadeledir. Nefsinin yani duygularının önderliğini kabul etmesi yıkımdır. Eğer siyasetçi, nefsine uyup kendini kusursuzluk, hatasızlık, doğruluk merkezine (nefsine) oturtursa her yaptığına, her söylediğine doğrudur diyecektir.

Böyle siyasetçiler, kâinata nefsiyle baktığından güneş ve ayın kendisi için doğduğunu zannedecektir. Nefs mücadelesi yapan siyasetçiler ise ay ve güneşin, Yüce Allah’ın bir lütfu ve herkes için her şey için doğmakta olduğunu bilip kabul edecektir.

Siyasetçi, her şeyi değiştirmek isterken kendisini mutlaka değiştirmelidir. Dolayısıyla diğer bir kaidemiz de değişimdir. Siyasetçinin hızı ve değişimi, dünyanın değişim hız ve değişimine ne kadar ayak uydurursa o kadar başarılı olunabilecektir. İnandığınız ve ideal kabul ettiğiniz temel kaideleriniz değişmeyecektir ama değişim ne gerektiriyorsa siz de o alanlarda güncel değişimlerle anı kaçırmayıp kâinatı anlamlandırmaya devam edebileceksinizdir.

Son kaide ise akıldır. Akıl, bir işin önünü de sonunu da bilebilmektir. Söyledikleriniz ve yaptıklarınız, kaybettiren değil kazandıran olmalıdır. Başkasının bilgisiyle bilgili olabilseniz bile başkasının aklıyla akıllı olamazsınız. O yüzden akıllı adamları yanınızda toplamalısınız. Seçmenlerin partinize girene kadar kullanmasına izin verilen akıl, daha sonra dondurulup duygulara mahkûm edilirse siyasetçinin seçmen ve seçim kaybetmesi kaçınılmazdır.

Tüm bunları bir araya getirebilme ve kullanabilme becerisi gösteren siyasetçi siyasetin taşıyıcı gücü olan beğeniyi yakalayacaktır. Buna binaen seçmen ve seçim kazanabilmesi gayet tabi ve gayet kolay olacaktır.

Siyasetçinin seçim ve seçimler kazanabilmesi sadece bir oydur. Bir oy, bir oy.. toplana toplana milyonlarca oy olur.

Siyasetçinin seçim ve seçimler kaybedebilmesi sadece bir oydur. Bir oy, bir oy.. eksile eksile milyonlarca oy olur.

Ancak “Biz kazanıyoruz” dedirtecek uğraş, siyasetin ana kaidelerine sahip olup uygulamanız ve seçmenin beğenisini kazanabilmenizden geçer. Bunları yapmazsanız önce kendinizi, sonra gönül verenlerinizi, daha sonrasında ise ülke vatandaşlarını kandırmakla ömür tüketip bol bol seçmen ve seçim kaybedersiniz.