Siyasetin Hızı İle Beraber…
Her şeyin bu kadar hızlı geliştiği bir ortamda, siyasetçilerden beklenen hızlı karar almaları, karar alıcılara hızlı bir şekilde yardımcı olmaları, hızlı olmayan sistemleri tedavi etmeleri veya hızlı yeni bir sistem kurmalarıdır.
Dünya sanki felaketler yüzyılına girmiş bir şekilde dönüyor. Her felakete, daha başa gelmeden hazırlıklı olunması, tedbir alınması gerekiyor. Değişik birçok senaryo ile bu felaketler karşısında yaşayacağımız kadere irademizle hazırlıklı olmalı ve gerekenin mutlaka yapılması icap ediyor.
Siyasetin içerisinde olan ancak yapılmasa iyi olacak kavgalar, ülkemize yol aldıracak gibi görünmüyor. Oy ile gelenin oy ile gittiği bir sistemde (bu arada haince yapılan darbeleri unutmadan, darbecileri ve sahiplerini hep hatırlayarak) herkesin sandık sonuçlarına saygı duyması gerekiyor.
Siyaset, ben daha iyisini yaparım yarışı olmak yerine muhalefetin var gücüyle iktidara yüklenmek, iktidardan düşenin muhalefet olarak yeni iktidara yüklenmek ve becerebilirse iktidarı düşürmek, beceremezse iktidarı zayıflatmak son yarım asrın siyaseti olarak uygulanıyor.
Siyasetin görevi, siyasetin hızı ile beraber, el ele vererek ülkeye en iyi işleri, en adil sistemleri getirmektir. En geniş toplumsal mutabakatı, siyasetinin merkezine koymayan her parti, bu ülkeye zarardan başka hiçbir şey getiremez.
En güçlü, en sağlıklı, geleceği mükemmel planlamayı siyasetinin merkezine koymayan her parti, bu ülke için bir felakettir.
Mümkün olan en adil bölüşümü hesaba katmayan her parti, bu ülkenin geleceğini, birliğini bozan bir zihniyettir.
Türkiye’yi Yeniden Büyük yapmak istemeyen her partiden uzak durun. İnsanını, milletini, ülkesini ve diğer milletlerle ülkeleri tanımayan, küçük hesaplar yapan siyasetçiden uzak durun. Çitlerle tahdit edilen bir hayal ve hedef dünyası ile gelecek planı üç gün beş yıl olan siyasetçiden uzak durun. Koca bir Kâinatı hayal ve hesap eden, uzun vadeli plan, proje yapan siyasetçi ile beraber olun.
Siyasetçi; ahlaklı olabilir.. iyi niyetli olabilir.. sevimli olabilir. Ancak ahlakla beraber bilgi, akılla beraber bilgi, yüksek bir hedef ve kararlılık, sarsılmaz bir azimle çalışması ile gelecek oluşturabilir.
Ülke geleceğinin, birliğinin en büyük teminatı; daima üstün nitelikli insan, üstün nitelikli toplum ve üstün nitelikli kurumlardır. İnsanın dışında kalan hiçbir unsur, ülke birliğini sağlayamaz, bir ülkeyi ayakta tutamaz. Bu istidat, bu insan, bu kor ateş bu ülkede vardır. Ateşin üzerindeki küle üfleyin yeter.
Böyle olduğu halde siyasi kaidelerinin tamamını, insan üzerine planlamayan, insanı her yönden geliştirmeyi hedeflemeyen, aklı ve ahlakı olmazsa olmaz insani kıymet kabul etmeyen her parti, ülkenin bütünlüğüne, gücüne konan bir dinamittir.
Siyasetçinin sözlerine değil projelerine, yaptıklarına bakılmalıdır. Dürüst olan, akıllı, bilgili, yetenekli olan siyasetçiler hitabetle değil planla, projeyle ortaya çıkarlar. Hedefleriyle ortaya çıkarlar, hayalleriyle büyürler, yaptıklarıyla kalıcı olurlar.
İktidar olmakla pek çok şeyi başarabilirsiniz ama asla inançları, mezhepleri, … kendinize çeviremezsiniz. Hele hele yanlış politikalar uygularsanız, size karşı olan inançları daha da büyütürsünüz, mezhepleri daha da güçlü hale getirirsiniz.
İktidar olmakla insanların siyasi görüşlerini asla değiştiremezsiniz. Eğer öyle bir durum olsaydı, yeryüzünde iktidar görüşünün dışında bir görüş yaşayamazdı.
Zihinler, zihinlerle fethedilir.
Gönüller, gönüllerle fethedilir.
İnsanlar, insanlıkla fethedilir.
Siyaset sadece bedenleri kuşatır, insanı değil.
İnsan kazanmak istiyorsanız, siyasetinizin üstüne insanlık gömleğini giydirin. Sadece siz kazanmazsınız, sadece ülkeniz kazanmaz, aynı zamanda insanlık kazanır.
