Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2441.45
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 May 2017

Siyasetteki 'Mahrem İmamlar'

Cuntanın siyasu00ee ayağı "Işıldaklı Fırıldaklar" darbecileri perdelemede ısrar ediyorlar.

Yurtta Sulh Konseyinin "gavur imamlar"ı...

16 Mayıs 2017

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de 19.30'da Başkan Donald Trump'la bölgesel sorunların, FETÖ elebaşının iadesinin de gündeme geleceği görüşmeye hazırlanırken aynı saatlerde Türkiye'de malum zihniyet : "15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir. Hiçbir darbe döneminde bu kadar mağduriyetler olmadı. 15 Temmuz üzerinden karşı darbe yapılıyor." diyordu.

İzmir Şakran Cezaevinden FETÖ tutuklusu Fadime Danışman'ın gönderdiği: " Evine gelen polislerin eşini aradıklarını, bulamayınca hiçbir suçu olmadığı halde kendisi hakkında telefon ile yakalama kararı çıkartıldığını, gözaltı ve sorgu neticesinde tutuklandığını, kendisinin suçsuz ve masum olduğunu, intikam alındığını, yazıklar olsun böyle adalete! " dediği mektubu da aynı toplantıda okundu.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ise "adı geçen kadının FETÖ mensubu olduğunu, Fadime Danışman'ında içinde bulunduğu FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü içerisinde yer alan ve "mahrem imam" olarak tabir edilen örgüt mensuplarına yönelik olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan 2017/44426 sayılı soruşturma kapsamında şüphelinin evinde 26/04/2017 günü arama yapıldığını ve şüphelinin gözaltına alındığını", açıkladı.

Mahrem imamların algı operasyonu devam ediyor.

Bunun anlamı şu: " Tüm darbeler masumdur. FETÖ elebaşı da müntesipleri de masumdur. Onu Türkiye'ye iade etmeyin."

Öyle ya... Bütün darbelere kolkanat germiş, oluşturulan Kurucu Meclislere, Danışma Meclislerine temsilci vermiş, darbecileri " daimi senatörlük"le ödüllendirmiş, darbeleri Hürriyet ve Anayasa Bayramı ilan etmiş, 28 Şubat Batı Çalışma Grubu Cuntasını " silahlı demokratik kitle örgütü" olarak nitelendirmiş, "27 Nisan e-Muhtırasının altına imzamızı atarız." demekten utanmayan, azgın siyasu00ee bir zihniyet var ortada.

Zamanlama ilginç..

Aynı gün;

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmeye gittiği gün, FETÖ'nün elebaşı Gülen kendi imzasıyla Washington Post'ta para vererek bir yazı yayımlatıyor. Bu yazıda darbeyle ilişkili bütün delilleri reddediyor. O bildik Ulusalcı zihniyetin "diktatörlük" yalan ve iftiralarını tekrarlıyor. " Diktatörlük rejimi altında yönetilen Türkiye, şiddet taraftarı radikal gruplar için adeta bir cennet..." ifadeleriyle de Türkiye'yi tehdit ediyor: Teröristbaşı, NATO'yu Türkiye'ye müdahale etmeye çağırdığı bu yazısında : "Ancak, öncelikli olarak Erdoğan halkına baskı ve zulüm yapmayı kesmeli, herhangi bir soruşturma bile yürütmeksizin haklarını gasp ettiği ve kısıtladığı insanlara haklarını iade etmelidir."diyerek "mağduriyet" algısı oluşturmaya çalışıyor. Aynı gün, aynı ifadeleri darbe tapıcıları, "Işıldaklı Fırıldaklar" da söylüyorlar. İlginç değil mi?

15 Temmuz gecesinde mavi ışıklı bütün araçların vurulması emrini veren, Meclisi, Emniyeti, Genelkurmayı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, Polis Özel Hareketı bombalayan 249 kişiyi şehit eden, binlerce vatandaşı yaralayan, sakat bırakan FETÖ yokmuş. Bunların hepsi düzmeceymiş.

Bu söylem, terör propagandasıdır. "Kontrollü darbe" ifadesiyle, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in geçirdiği kazada hayatını kaybetmesinin ardından, Facebook hesabından "Bugün bir kez daha anladım ki ilahi adalette zaman aşımı yok. Masum insanları üç beş çapulcunun iftirası ile tutukla, yuvaları dağıt, gerçek FETÖ'cüleri akla, ondan sonra kahraman olarak boy göster, Hesap günü çok yakın. Bize şah damarımızdan yakın olan Rabbime şükürler olsun' paylaşımında bulunan ve bu nedenle tutuklanan FETÖ'cü Avukat A.R.Y arasında eylem ve söylem arasında ne fark var?

Siyasetteki "mahrem imamlar"ın mahremiyeti kalmadı; kim oldukları belli.

27 Mayıs'ın, 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın, 367'cilerin ve Gezicilerin cazgırları, bugün de Yurtta Sulh Konseyinin "mahrem (imansız) imamları"