Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2442.07
BIST 100
10194.52
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Kasım 2020

Sonunda Baydın Joe!..

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra dünyadan liderler, önde gelen siyasiler, askeri erkân, diplomatlar ve gazeteciler Türkiye’ye ‘Geçmiş olsun’ ziyareti yapmışlardı. Özellikle de darbe girişiminde savaş uçaklarıyla bombalanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni görmek ve TBMM Başkanına üzüntülerini iletiyorlardı. TBMM Başkanı, gelen devlet adamlarına Fetö’nün nasıl bir örgüt olduğunu, darbe gecesinde mecliste yaşadıklarını aktarıyordu. Basın mensuplarının takip ettiği bu görüşmelerde genel kurul salonun bitişiğine atılan bombanın yaptığı tahribatı gösteren Sayın İsmail Kahraman’dı. O gece meclisi açıp milletvekillerini toplantıya çağırarak demokrasiden vazgeçilemeyeceğinin altını kalın çizgilerle ifade ettikten sonra sığınakta bombalar altında milletvekilleri ile ortaklaşa yazdıkları bildiriden söz ederek milletin o gece birlik ve beraberlik içinde parti ayırımı yapmadan kenetlendiğini heyecanla ifade ediyordu.

O günlerde Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü olarak faaliyette bulunan sistem değişikliğinden sonra ‘Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na dönüşen kurum, darbe teşebbüsünde bulunan hainlerin pisliklerini anlatmak gayesiyle Amerika, Afrika, Ortadoğu, Balkanlar, Rusya, Arap coğrafyası, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa ülkelerinden medya temsilcilerini gruplar halinde belli sürelerle davet etmişti. Darbe girişiminin hemen ardından başlatılan bu programlarla dünyaya Fetö’nün örgütsel yapısı, çalışmaları ve ihanetinin anlatılmış olduğuna inanıyorum. Bu çerçevede Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de programlarına dâhil ettiklerinden basın mensuplarının karşılanması, darbe ve darbecilerle ilgili bilgi aktarımından sonra sorulara cevap verilmesi ve bombalanan mekânların gezdirilme işini şahsımıza tevdi etmişlerdi.

Tercümanlar aracılığıyla dilimiz döndüğünce bilgi ve belgelerle yabancı basın mensuplarıyla kurulan diyaloglarda Fetö’nün ihanetini anlatırken bazılarının terör örgütü ile ülkelerinde oluşan bağdan ötürü farklı sualleriyle karşılaştığımız da olmuş, müktesebatımız el verdiğince bilinmeyenleri açıklama gayretindeydik. Yaptığımız görüşmelerde ve açıklamalarımızda devletimizin resmî düşüncesi çerçevesinde Fetö’nün ülkemizde din adına yaptığı tahribattan söz ederek onların bu konuda dikkatli olmaları gerektiğine vurgu yapmayı da ihmal etmemiştik. Yaşadığı ülkenin parlamentosunu bombalayan, kendi insanını tanklarla ezip, uçak ve helikopterden acımazsızca masum insanları tarayanların Müslümanlıkla, insanlıkla alakaları olamayacağını, Türkiye’de içilen bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu görevli tercümanlar ifade etmekte zorlanınca gülüşmelerle uğurladığımız medya temsilcilerinin pozitif düşüncelerle ayrıldıklarına gönülden inanıyorum.

24 Ağustos 2016 tarihinde TBMM Başkanını ziyarete gelecek olan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in gelmesinden önce ABD’nin görevlendirdiği yetkililerle TBMM Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığı ile temasa geçer, ziyaretin ayrıntıları görüşülüp karara bağlandıktan sonra uygulamaya geçilir. Joe Biden’in meclisin bombalanmasından yaklaşık 40 gün sonra ziyaretine bazılarımız “Attıkları bombanın yerini ve tahribatını görmeye geliyor” derken, devletimizin misafirperverliğe verdiği öneme istinaden gelenin ABD Başkan Yardımcısı olması dikkate alınarak gezeceği mekânların düzenlenmesi esnasında oradan geçiyordum. Amerikalı ve bizimkilerin hararetli konuşmalarını duyunca durup, sorduğumda ‘patlamanın olduğu bölüme asılan bayrağımızın yana alınmasını istiyorlar’ sözüyle tuhaf olmuştum. Her gelen misafirin patlama yerindeki bayrağımızın altında görüntüye çıktığını biliyordum. Joe Biden’in geleceği gün bayrağın farklı yere asılmasını önerenler Amerikalı diplomatlardı. O ziyaretinde Biden’i dünya basını takip ettiğinden arkasındaki ay yıldızlı bayrağımız gözükeceğinden istememişler, bizimkilerde diplomatik lisanla kabul etmelerine kızmıştım. ABD Başkan Yardımcısının protokol görevlisi sakallı bir adam yaklaşıp bir şeyler söylediğinde anlamadığımı belirtince Amerika elçiliğinde görevli iki bayan nazik ifade ile “Efendim zararı yok, ne olacak? Ha oraya asılmış, ha buraya, biz de Türk’üz” gibi sözlerle bayrağın yerini değiştirmede ısrarcı olduklarında “Siz de Türk olabilirsiniz ama şu anda Amerikalıların yanındasınız, onların istediklerini yapmaya gayret ediyorsunuz” dedikten sonra kızarak asılacak bayrağı ikiye çıkarın talimatını basın mensuplarının yanında vermiştim. Kameralar görüntüleri çekmeye devam ediyorlardı. Biden’in diplomatının yüz ifadelerimden olumsuzluğu anlayıp sıvışması televizyon haberlerinde skandal olarak verilebilecek bir haber olmasına rağmen tarafsızlığını her platformda dile getiren medyamız susmuştu.

TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman’la tahrip edilen yerleri gezecek olan Biden’i görüntüleyen kameraların bayrağımızı göstermesi çabasından başka bir şey düşünmediğimden kameraların konuşlanacağı platformun yerini ayarlayıp ayrılırken protokol görevlilerimizin şaşkınlığı yüzlerine yansımıştı.

Sonrasında

TBMM başkanı ve mecliste grubu bulunan partilerin temsilcilerinin katıldığı 50 dakikalık basına kapalı görüşmeden sonra o gecenin anısına bombaların düşürdüğü sivri bir mermer parçası plaket olarak takdim edilmişti. Biden’in ayakkabılarının tozlanmaması için bomba atılan camekânlı bahçede hazırlanan platformdaki açıklaması Joe Biden bombalanan Meclis'i gezdi!” manşeti yer almıştı. Haberin alt kısımlarında büyükbabasının kendisine "Joe inancını kuvvetli tut" dediği, babaannesinin ise "Hayır. İnancını yay, demokrasiyi yay" sözlerine dikkat çekilmişti.

O gün bayrağımızın asılmasına yönelik mücadelemi Anayurt gazetesi TBMM Temsilcisi Murat Polat TBMM’de Türk bayrağını indirmeyen bürokrat” başlığıyla köşesine taşıyıp bürokratların taşın altına elini koyması gerektiğini belirtmişti.