Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2477.09
BIST 100
10568.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Nisan 2015

Soykırım arayan Batı, geçmişine baksın!

Bir avuç Ermeni'nin dünya kamuoyundaki etkinliği, iddia ettiği soykırıma bulduğu destek salt lobi faaliyetlerinin başarılı bir sonucu değil. Her ne kadar İsrail'den sonra en başarılı lobicilik örneğini oluşturmuş olsalar da Ermenilerin dünyanın sahipleri, jandarması görünümündeki Hıristiyan dünyaya sözde soykırımı kabul ettirmiş olması normal.

Hıristiyan devletlerin 1915 tehcirinin 100. yıldönümünde soykırım ifadesini kullanmalarının arka planında Türkiye'yi uluslar arası kulvarda zor durumda bırakma, bunu siyasi oyunlara/stratejilere malzeme etmek isteği politikayla en alakasız vatandaşımız tarafından dahi bilinmekte.

Papa'nın sözde soykırımı tanıyan açıklamalarının ardından Batı ülkelerinde soykırıma verilen destek artarken Batının hasmı Putin'in de soykırım iddiasını kabul etmesi Türkiye'ye -bir başka deyişle- Müslüman bir ülkeye karşı Hıristiyan dünyanın işbirliği anlamına geliyor.

Kendi imütasyon medeniyetlerini kurma sürecinde bir sistem olarak kültürel, biyolojik, dini vs vs envai çeşit soykırım maddelerini benimseyen, sömürgecilik kalkanıyla işgal ettiği topraklarda kendi değerlerini taşıyan Batının sicili soykırım yönünden oldukça kabarık.

Rusya'nın geçmişindeki soykırım tarihine girmeye ise hiç gerek yok. Topraklarındaki Müslüman Türklere yönelik asimilasyon politikası -ki bugün soykırım tanımının içerisine dahil olmaktadır- bir yana biyolojik yok etme stratejileri de tarih sayfaları içerisinde yerini almakta.

Putin, "24 Nisan 1915, insanlık tarihinin en korkunç ve dramatik olaylarından ve Ermeni halkının soykırımı ile ilgili kederli bir tarih," derken sözde Ermeni soykırımını Yahudi soykırımının önüne geçirme çabası içerisinde olduğu da dikkat çeker.

Putin'in devam eden ifadeleri asimilasyonu devlet politikası olarak benimsemiş bir ülke başkanı için talihsizlikten başka bir şey olmasa gerek: "Rusya, objektif ve tutarlı olmaya devam edecektir. Etnik kimliklere göre toplu katliamın haklı gerekçesi olamaz. Uluslar arası toplum, bu tür vahşetlerin hiçbir zaman ve hiçbir yerde tekrarlanmaması için her şeyi yapmakla yükümlüdür."

Putin'in daha toplumsal hafızalardan silinmemiş ve tanıklarının hayatta olduğu Kırım sürgününe/soykırımına rağmen bu açıklamayı yapıyor olabilmesi şaşırtıcı olsa da Hıristiyan dünyanın Müslümanlar söz konusu olduğunda ortaya koydukları ittifak usulden...

Öte yandan Ermeni Soykırımı ifadesini ilk olarak bir Polonya Yahudisi olan Rafael Lemkin'in kullanmış olması da soykırım süreciyle ilgili ilginç bir detay. Lemkin, ayrıca dünyada ilk kez "Genoside" kavramını şekillendiren isim!

Hıristiyan dünyanın çifte standartı, Müslümanlar karşısındaki ortaklıklarının ortaya çıkardığı absürt duruma bir örnek de Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'ın beyanatında görülüyor: "Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir örnektir."

Yahudi soykırımının müsebbibi bir ülkenin cumhurbaşkanının fecaat dolu açıklaması akıllara ziyan olsa da Türkiye'nin sıkıştırılması, uluslar arası arenada zor durumda bırakılması isteklerine eklemlenen Haçlı zihniyeti düşünüldüğünde şaşırtıcı değil.

Hıristiyan dünyanın bu birlikteliği sürpriz olmasa da içimizdeki bazılarının en az bunlar kadar bize düşman tutum takınmalarını anlamak biraz zor. Birçok konuda olduğu gibi 1915 olaylarında da aynı duruşu göstermeleri manidar.

22 Nisan'da Strazburg Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi genel kurulunda yaşanan olay, buna somut ve güncel bir örnek. Salonda IŞİD konulu bir raporun tartışması yapılırken söz alan Ermeni vekil: "Aynen yüz yıl evvel Osmanlı Türklerinin Ermenilere yaptığı gibi IŞİD de bugün Ortadoğu'da Hıristiyanlara karşı soykırım gerçekleştiriyor." diyerek tüm soykırım kurbanları için saygı duruşunda bulunulmasını istedi.

AP Genel Kurulundaki milletvekillerinin çoğu saygı duruşuna katılırken Türk ve Azerbaycan heyetleri ayağa kalkmadı. Ancak TBMM'yi temsilen burada bulunan CHP milletvekili ve Ankara birinci sıra adayı -aynı zamanda İsmet İnönü'nün torunu- Gülsüm Bilgehan Toker ve HDP Milletvekili Nazmi Gür, Ermenistan vekilinin çağrısı üzerine saygı duruşu için ayağa kalktı. Azeri vekiller, "Size küfredenleri alkışlıyorsunuz!" derken herkes büyük şaşkınlık yaşadı. CHP'li vekilin bu tutumuna karşılık kurulda bulunan Deniz Baykal ise saygı duruşuna katılmadıu2026

Dedik ya, dışımızdaki yabancıyı anlamak kolay, asıl mesele içimizdeki yabancılara akıl-sır erdirebilmek! Dünya üzerinde kendi değerlerine bu kadar düşman başka bir millet var mıdır bilemeyiz ama bu gerçeğin ne kadar incitici ve travmatik olduğuna dair ortak fikrimiz var olsa gereku2026

Twitter.com/sabihadogann