Dolar (USD)
32.20
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2418.16
BIST 100
10055.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Aralık 2021

Söze dair

Sözün özü kelamların en güzelidir. Az sözle çok şey anlatabilmektir marifet. Kitaplar dolusu konuşup da muhatabının ruhuna dokunamamışsan saatlerce konuşmak konuşanın diline, dinleyenin ise kulağına eziyettir. Meselenin hakikatine vakıf olan kişi ise az sözle meramını en güzel şekilde anlatır ve dinleyicide hoş bir sadâ bırakmış olur. Bu dünyada olmamızın asıl gayesi Sultanü'ş Şuarâ (Şairlerin Sultanı) Bâkî’nin “Âvâzeyi bu âleme Davud gibi sal / Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş” dediği gibi arkamızda hoş bir söz bırakıp, güzel söz ile uğurlanmaktır.

Âlim o kişidir ki meramını az sözle anlatır. İşinin ehli ilim sahibi insanlar hem en iyi hatip hem de en iyi muallimdir. İlminin bütün şubelerine hâkim olan kişi o ilmi muhatabına nasıl aktaracağını da en iyi şekilde bilir. Sözü yormadan ve dolandırmadan karşısındakinin anlayacağı şekilde anlatır. Arif olan da sözün özüne vakıf olur. Söylenen söz muhatabında karşılık bulmuşsa hedef on ikiden vurulmuş olur. Arif olmak âlimden işitmekle başlar.

Bütün organlarımız bir bütün olarak bize emanettir ve emanete ihanet etmemek gerekir. Bir konu ile ilgili bir şeyler anlatmak istiyorsak öncelikle konuyu tüm kapsamlarıyla araştırmak gerekir. Araştırma neticesinde o konuyu nasıl anlatmamız gerektiğini de öğrenmeliyiz. Böylelikle az sözle çok şey anlatabiliriz ve bize emanet edilen dilin hakkını vermiş oluruz. Bununla beraber çok sözle hiçbir şey anlatamayan insanları gereğinden fazla dinlememiz de kulağımıza eziyettir.

İnsanın zihninde ne var ise onun kapısını dili ile açıp insanlara sunar. Gizli cevherlerin kapısı her dem kilitlidir. İnsan zihninde ve kalbinde var olan hazineleri dil ile ifşa eder. Dil zihnin anahtarıdır. Onu açmak için kıymet bileni bulmak gerekir. Herkese her şeyi anlatmak ilme ihanettir. Hakikat herkese bilmesi gerektiği kadarını anlatmaktır. Aksi takdirde zihnin hazineleri haramî mezarlığına dönüşür.

Söz deyip geçmemek gerekir. Söz, insanın sırrını ele verir. Söz zihnin kumaşı, elbisesidir. İnsan zihninde ve ruhunda neyi gizliyorsa onu bir söz ile şekle dönüştürüp ifade edebilir ve ona bir kalıp vermiş olur. Henüz söylenmemiş sözler keşfedilmemiş coğrafyalar gibidir.

Söz karşılıklı iletişimin de en önemli olgusudur. İnsanların birbirleriyle iletişim sağlamaları sözün gücü ile mümkündür. Ancak toplumsal olarak en büyük zaaflarımızdan birisi bildik veya bilmedik her konu hakkında yorum yapmamızdır. Toplumsal olarak siyasal, ekonomik, dinî, psikolojik ve daha birçok konuda her türlü yorumu yapmaktan geri durmuyoruz. Sonra da ortaya alacalı bulacalı bir bilgi kültürü çıkıyor.

Atalarımızın dediği “İki dinle bir söyle.” öğüdüne kulağımızı tıkadığımızdan beri karşımızdakini hiç dinlemiyor sürekli konuşuyoruz. Biz konuştukça karşımızdaki de bize cevap yetiştiriyor ve birbirimizi hiç dinlemiyoruz. Olayın neticesinde ortaya çıkan görüntü sadece ağız dalaşı oluyor. Ağız dalaşının ise kazananı yoktur.

Birbirimizi dinlemek yerine karşımızdakini ikna etme çabası içerisinde kulağımızı tıkayıp sadece ağzımızı çalıştırıyoruz. Herhangi bir iddiadan yoksun bir şekilde konuştuklarımızı hiçbir düşünce süzgecinden geçirmeden sadece kendimizi rahatlatmak için sözlerimizi sarf ediyoruz. Söylenilen sözleri muhatabı dinlemediği için de o sözlerin doğruluğu veya yanlışlığı da çok bir anlam ifade etmiyor ve ispata da ihtiyaç duyulmuyor. Ortaya çıkan tablo da kuru gürültüden başka bir şey olmuyor. Bu durumun en güzel çözümü ise konuşmak için değil de anlamak ve anlaşılmak için konuşmaktır.

Unutulmamalı ki bütün kavgalar ve dahi savaşlar sözle başlar. Sözün açtığı yara bu yüzden amansızdır. Yine unutulmamalı ki bütün savaşları da bir söz bitirebilir. Yunus Emre’nin şiirindeki o veciz dize hemen geliveriyor zihnimize:

“Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz”

Sözün güzeli az olanıdır ve az sözle çok şey anlatmak ilmin izzetindendir. Bazen yerinde ve zamanında söyleyeceğimiz bir söz bize olan güvenin teminatı olur. Bazen de insanların zihninde ve kalbinde var olabilmek yerinde söylenen sözün özünde gizlidir. Belki de Tolstoy “Söylenmemiş söz, altındır.” sözünde haklıdır.