Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2390.36
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


SPORCULARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VAR MI?

Sporun çok büyük ve önemli sektör haline geldiği günümüzde psikiyatri işin içine dahil olmuştur. Paranın ve şöhretin egemen olduğu sektörlerin hemen hepsinde reklam önem taşır. Reklam ise tanıtım, propaganda, beyin yıkama, insanı etkileme ve yönetme, yönlendirme sanatıdır. Böyle olunca psikolojinin ve psikiyatrinin önemi daha iyi anlaşılır.

Spora yatırımlar küçük yaşlardan itibaren başlamaktadır. Altyapıya çağrılan gençler ve çocuklar sadece bedensel muayeneden geçirilerek kulüplere kabul edilebilmektedir. Çoğu kere psikolojik değerlendirme ve psikiyatrik muayene ihmal edilmektedir. Bu konuda bilinçli olanları tenzih ederim ama ihmali gözükenleri de uyarmak ve bilgilendirmek biz uzmanların görevidir. Bu sayede spordan istenilen yarar sağlanmış olur.

Psikiyatrik muayene yapılsa çok önemli bir tablo gözden kaçırılmamış olur. Bu tablonun adı dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğudur. Günümüzde fazla bilgi yüklemesi, yoğun iş temposu sebebiyle insanların dikkatleri dağılıyor. Neyi ne zaman yapacağını unutuyor, dikkatleri dağılıyor. Bu durum çocuklar ve ergenler için de geçerlidir. Bütün dikkat dağınıklarının çoğu bozukluk olmayabilir. Bu bozukluğu tanımak gereklidir.

Dikkat dağınıklığının sık görülmesi ve diğer insanlardan daha çok ortaya çıkması önemli bir ölçüdür. Diğer bir ölçü ise belirtilerin şiddetli gözükmesi, kişi hayat kalitesini etkilemesidir. Yorgunluk ve sonuçlar ölçü kabul edilmemelidir. Sadece bir kriter ile teşhis konulamaz. Çoklu belirtilerin varlığı ve hayat kalitesini düşürmesi teşhise yardımcıdır.

Yetişkinde de devam eden dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda (DEHB) belirtileri her ortamda meydana gelir. Belirtiler arasında okulda başarısızlık, arkadaş edinememe normal insanlara göre daha fazla kaza geçirme ve yapma dürtüleriyle hareket etme sürekli not düşüklüğü, sınıf geçememe sayılabilir. Bu hastalığı inkar eden, yok sayan gruplar veya kişiler var. Hekim olmayanların, insanın biyopsikolojisini bilmeyenlerin bu konuda fikri ve bilgisi olmaması gerekir.

Öncelikle bilinmelidir ki DEHB sosyal bir bozukluk veya hayat tarzı değildir. Tersine tıbbi, genetik ve nörolojik bir hastalıktır. Aileler, toplumlar bu hastalığın oluşmasına yol açmıyor. DEHB beyin bozukluğundan ve genetik yatkınlıktan kaynaklanan bir tablodur. Doğaldır ki, yaşanan çevreyi de göz ardı etmemek lazımdır. Bu hastalığın tedavisi mümkün ve gereklidir.

DEHB olanlar suç işlemeye ve madde kullanmaya yatkındırlar. Yetişkinlerde DEHB varsa başkaları ile iletişimde aksamalar, iş hayatında istikrarsızlık, ani iş bırakmalar, özgüven yoksunluğu ortaya çıkabilir. Yetişkinler daha çok trafik ve spor kazaları yaparlar. Erişkinlerde cinsel sorunlar görülme riski fazladır. Sorumluklarını yerine getirme de zorluk yaşarlar. Çevrelerinde yanlışlıkla kötü ve yaramaz birisi olarak tanınırlar.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız DEHB tablosunu bütün spor dallarında görüldüğünü söylemeliyiz. Gerçi aileler yöneticiler ve antrenörler bu tespitimizi kabul etmek istemeyenler halbuki çok kart gören sık sık faul yapan ve bundan zevk alan öfkesini kontrol edemeyen hakaret ile eleştiriyi karıştıran ve bunları sıkça yapan bir oyuncuda DEHB akla gelmelidir.

Halbuki DEHB tablosunun tedavi mümkün ve yüz güldürücüdür. Tedavi ile oyuncuların hayat kalitesi ve oyundaki verimliliği artabilir. Üstelik DEHB erişkinlerin yüzde 4 veya 5 'inde görülüyor.

Sonuç: Bütün spor dallarında psikolojik değerlendirme psikiyatrik muayene asla göz ardı edilmemelidir.