Sporda duygusallık
Önce belirtelim ki Fas’ın başarısıyla gurur
duyuyoruz. Fas’ın değeri 242 milyon Euro... Rakiplerine göre en düşük değerde
sayılıyor. Fas beş maçta hiç gol yemedi. Bu dünya kupasında bir rekor. Ancak
Fransa’ya yenildi ve final şansını kaybetti. Fas’ın yarı finale gelmesi çok büyük
bir başarı sayılmalıdır. Aynı inancı paylaştığımız Faslı kardeşlerimizle gurur
duyduk.
Ancak spora sadece inanç açısından bakılmamalıdır.
Özellikle futbol artık bir sektördür. Rasyonel olmak gerekiyor. Bilimden ve akıldan
uzak olursak hayal kırıklığına uğrarız.
İnanç açısından baktığımızda yanılabiliriz.
Mesela Arjantin de Fransa da hıristiyan. Üstelik her ikisi de Katolik.
O zaman demek ki biz ezilmişlik duygusu içerisinde
hareket ediyoruz. O zaman bütün mesele bilime ve akla değer vererek her alanda
ilerlemektir. Futbol da bundan nasibini alabilir.
Müslüman olmayan futbolcular daha çok dünya
sahnesinde. Mesela Japonlar veya Çinliler dünya sahnesinde değil. Budistler ya
da Hindular hiç yok ama hristiyanların bu kadar at oynatması bir anlam ifade
etmiyor mu?
Geçmişimiz, medeniyetimiz başarılarla dolu.
Dolayısıyla kökümüz çok kuvvetli olduğuna göre
bunu spora da yansıtmalıyız, yansıtabiliriz de...
Unutmayalım Türk Milli Takımı, Güney
Kore’de dünya üçüncüsü olmuştu. Demekki başarabiliriz.
Not-1: Hakem atamalarında adil olmalıyız.
Hakemlerimiz hedef gösterilmemelidir
2-Jesus, Fenerbahçe ve ülkemiz için bir şanstır.
Türk futbol sistemini kurmak için bu hocamızdan yararlanmalıyız.
3-Messi’yi örnek almak lazım. Bu alçakgönüllü
teknik futbolcuyu incelemek gerekir.
4-Katar bu turnuvayı düzenledi başarılı
oldu. Dostumuz olan bu ülkeyi kutluyoruz. Bize neden böyle bir Dünya veya
Avrupa kupası verilmez. Düzenlemeyi çok rahat yapabiliriz.
5-Farkında mısınız bilmiyorum. Terör örgütü
askerlerimizi şehit ediyor. Kuru bir başsağlığı ile geçiştirmemek lazım.
6-Saygıdeğer milletvekilimiz Cemal Öztürk’ün
annesi vefat etti. Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.
Sonuç: “Bilim ve akılla Türk sporu futbolu Şah’a
kalkar.”