Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Sporda haddini bilmek

"Haddini bilmek" kutsal kitaplarda ve hiyerarşik yapılanma gerektiren disiplinlerde hep vardır. Bize göre ilerlemenin ve atılımın olması için en başta gelen şartlardan birisidir. Hatta canlıların hayatlarını devam ettirmeleri, huzurlu ve sağlıklı yaşamaları "haddini bilme"ye bağlıdır. "Haddini bilme" en başta bizi yaratan Yüce Mevla'ya tam, kayıtsız-şartsız teslim olmakla başlar. Ardından Yaradan'ın koyduğu kurallara uymakla "sınırlarımızı bilmiş" sayılabiliriz.

"Haddini bilme" sosyal hayatta ve dünya üzerinde de geçerlidir. Vahşi ya da gelişmemiş toplumlarda "haddi bilme" kaba kuvvetle ve dişli olmakla sağlanır. Acımasız ekonomik kuralların egemen olduğu toplumlarda "açlık, susuzluk ve geleceğe güvensizlik" haddi bildirmenin araçlarından birisidir. Dini inançlar ve insani değerler, her ne kadar liyakati ve merhameti emretse de istenilen gelişme sağlanamamıştır.

"Haddini bilme" durumu ki bu, bazen eylem olarak da adlandırılabilir, inancın ve aklın gereğidir. Bireyler inançlarının bir gereği ve buyruğu olarak "haddini bilme" prensibine riayet edebilir. Bunu doğal ve insani olarak karşılamak lazımdır. Vicdanlarını ve duygularını rahatlamak ve gece rahat uyumak için bireyler kendi kutsallarına uymayı ibadet sayarlar. Bu da alkışlanacak bir durumdur.

"Haddini bilme" sürecinin bir diğer aracı da akılcılıktır. Diğer adıyla PRAGMATİZM'dir. Faydacılık da denen bu yol günümüzde en geçerli ve sık kullanılan bir çaredir. Çare dedik, zira ekmek parası kazanmak ve en aşağı düzeyde geçim sağlamak için pragmatizme sıkça başvurulmaktadır. Zaten egemen güçler zayıflara hadlerin, sınırlarını değişik yollarla hatırlatmaktadırlar. Ama zayıflar bunu anlayabiliyor mu? Problem burada.

Sporun her dalında olduğu gibi, özellikle futbol dünyasında da "haddini bilme" kuralları geçerlidir. Bazen şunları duyuyoruz: "Futbolcuların egosu yüksek, onlar çok meşhur, herkes onları tanıyor." Önce baştan belirtelim ki, futbol ve futbolculuk denen olgu, bize göre, spor dünyasının dışında ele alınmalıdır. Futbolcularımızın çoğunun ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel düzeyinin yetersiz olduğunu belirtelim.

Futbolcuların hayatlarını bedeni ile kazandıklarını ifade edelim. Sakatlanan bir futbolcunun para kazanmasının mümkün olmadığını belirtelim. Demek ki, futbolcuların özel hayatlarına ve futbol dışı ilişkilerine özel dikkat göstermeleri menfaatleri icabıdır. Bu seçkin evlatlarımız sağlıklarının ve hayatlarının kıymetlerini bileceklerdir. Bu bir anlamda "haddini bilmek" demektir.

Esasen bu yazıyı kaleme almamızın sebepleri takımlarımız ve oyuncularımızdır. 1977 yılında TFF başkanı olan merhum hocamızın bir incisini hatırlatmak isteriz. Merhum hocamız bir büyük kulübümüz için ARİSTOKRATLARIN, bir başkası için BURJUVANIN, diğer birisi için de PROJELERİN takımları demiştir. Neden veya hangi gaye ile söylediğini bilemiyoruz. Ama "haddini bilmek lazım" diye yorumlayabiliriz.

"Aristokrat" olduğu iddia edilen bir büyük kulübümüzde spor sorumlularına "futbol cahiliyem ama para bende" denilerek bir yerlere mesaj verilmek istenmişti. Bilmiyoruz muhatapları bu mesajı almışlar mıdır? Ancak bildiğimiz "haddini bilmeyenlerin" beden ve ruh sağlığının tehlike altına girdiğidir.

Bir diğer "haddini aşma" öyküsü de Trabzonspor'da yaşandı. Gazetelerden okuduğumuza göre kaleci Onur Kıvrak ile Süleyman Hurma arasında talihsiz bir olay yaşanmıştır. Okuduğumuz metinde şöyle demek istiyor: "Trabzonspor yöneticileri eski kalecileri Milosevski'nin mezarını ziyaret etme kararı alırlar. Üç (3) araç kiralanır. İlkine başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, ikinciye Süleyman Hurma, üçüncüsüne de futbolcular bindi. VIP araçla tek başına gittiğini gören Onur Kıvrak Süleyman Hurma'ya hoş olmayan sözler sarfeder. Karşılıklı tartışma ve atışma devam eder ve kamuoyuna yansır. Kibar olmayan ifadeler kullanılmıştır. Trabzonspor'un kimyası bozulmuştur."

Anladığımıza göre, Onur Kıvrak haddini bilememiş, sınırları zorlamıştır. Antrenöre, direktöre ve kulüp başkanına bir futbolcunun ters söylemde ve harekette bulunması arzu edilen bir tablo değildir. Hele beden gücü ile çalışan emekçinin sınırları zorlaması bir maceradır.

Yorum: Her alanda olduğu gibi, futbolda ve sporda da, "haddini bilerek" başarıya ulaşmak mümkündür.